“Geçmiş günahların gölgesi uzun olur…”
Hayatın pek çok alanında doğruluğuna ilişkin kanıtlar bulabileceğimiz bu söz, ülkelerin dış politikaları için de geçerli.
Yıllardır iç kamuoyunu manipüle etmek için kullanılan, ancak arkası hiç gelmeyen hamasi söylemler AK Parti hükümetlerinin dış politikadaki en büyük “günahı”.
“BİR GECE ANSIZIN….” MUHALEFETTEN DESTEK YOK
İktidarın bu alanda en çok yıprattığı “bir gece ansızın…” söylemi;
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu Suriye’ye yönelik sınır ötesi askeri operasyonlar için kullanmayı seviyor. Başlarda Erdoğan “bir gece ansızın” dedikten sonra, işaret ettiği operasyonlar gerçekleştirildiği için ciddiye alındı bu söylem. Ancak Erdoğan’ın yine bir sınır ötesi operasyonu işaret ettiği “bir gece ansızın” konuşmasının üzerinden aylar geçmesine rağmen, bu gerçekleşebilmiş değil. Bu da inandırıcılığı etkiliyor elbette.
Erdoğan şimdi de Yunanistan’a karşı aynı cümleyi kullandı.
Belli ki Suriye’de yapılamayanı, başka mecralarda denemek istiyor AK Parti hükümeti.
Seçim yaklaşıyor; ekonomik krizi unutturacak, yolsuzluk iddialarıyla kendini belli eden yönetimsel çürümüşlüğü gündem dışına itecek, iktidardan uzaklaşan seçmeni geri getirecek bir hamleye ihtiyaç var. Bu hamle neden Yunanistan’la gerginlik olmasın?
Ancak bu kez toplumsal dinamikler farklı;
Erdoğan’ın Yunanistan çıkışına muhalefetten gelen tepkiler durumu özetler nitelikte;
İyi Parti Milletvekili Naci Cinisli mesela, AK Parti’nin yeni Yunanistan çıkışına geçmişte yapılan vahim dış politika hatalarını hatırlatarak tepki verdi bu çıkışa. Lozan’ı hiçe sayarak Ege Adaları’nı silahlandıran Yunanistan’a karşı yapılacak “bir gece ansızın” hamlesi konusunda aynen şu ifadeyi kullandı;
“Güzel fikir de; Önce terk edip kaçırdığınız Süleyman Şah türbesinin bulunduğu Türk toprağını ve Ruslar’a hediye ettiğiniz Mersin Akkuyu’daki 1000 hektar Türk toprağını, kıyıyı, limanı, nükleer santralı geri almaya ne dersiniz? Toprak kaybetmemeye var mısınız?”
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise Erdoğan’ın son “bir gece ansızın” çıkışını “danışıklı dövüş” kategorisine koydu bile; “Bir de uyarı yapalım; danışıklı bir dövüş planlıyor, seçim öncesi muhalefeti "vatan haini" yaftasına matuf hale getirmek, sesini kesmek ve gücünüzü pekiştirmek için Ege'nin karşı kıyısı ile "kontrollü" bir gerilim planlıyorsanız, yemezler!”
Ana muhalefet partisi CHP’de de durum pek farklı değil; CHP Milletvekili Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz, Erdoğan’ın çıkışını hiç ciddiye almadığını “Bir o yana, bir bu yana derken, bir gece ansızın evde kimse kalmayacak galiba” ifadesiyle ortaya koydu.
Yani AK Parti’nin, daha önce pek çok kez başarılı olan “milli bir meselede hamasete başlarsak muhalefet da ardımızda sıralanır” tezi, bu kez tutmamış görünüyor.
“BİR GECE ANSIZIN”; DIŞARDA DA CİDDİYE ALINMADI
İşin kötüsü, Erdoğan’ın Yunanistan’a yönelik “bir gece ansızın” çıkışı dışarıda da beklenen yankıyı getirmedi.
Oysa Yunanistan, daha önce hiç yapmadığını yapıp, Ege’de Türk savaş uçaklarına S-300 füzelerinin radarları kilitlemişti. Türk uçaklarına kilitlenen S-300’ün bir sonraki versiyonu S-400’ü Rusya’dan satın aldı diye Türkiye’nin başına gelenler düşünüldüğünde, Atina açısından müthiş bir meydan okuma bu.
Aynı zamanda da, AK Parti’nin geçmişteki vahim dış politika hatalarının –kullanamayacağı s-400 füzelerini satın almak - bugünlerde Ankara’nın ayağına dolandığının en somut göstergesi.
Erdoğan’ın “bir gece ansızın” çıkışını yaptığı konuşmada Yunanistan’ın bu provokasyonunun “NATO’ya götürüleceğini” söylemesi ise –deyim yerindeyse- evlere şenlik; S-400 satın aldığı için NATO üyesi müttefiklerinin yaptırım listesine giren Türkiye’nin, uçaklarına S-300 radar kilitlenmesini NATO’ya taşıyacak olması “acı bir ironi” olmanın ötesine geçemiyor ne yazık ki.
NATO müttefiklerinden bu konuda Türkiye lehine hiç ses çıkmaması bir yana, yeni meydan okumalar gelmekte;
Sadece iki yıl önce Doğu Akdeniz’de sondaj gemisi Türk fırkateynleri tarafından kovalanan İtalya, bu kez sondaj gemisini, yanına bir de İtalyan savaş gemisi ekleyerek gönderdi aynı bölgeye. Daha önce yine Türk donanmasının gövde gösterisi ile bölgeden çıkarılan Fransız petrol şirketinin sondaj gemileri de geri döndü Doğu Akdeniz'deki tartışmalı bölgeye.
Sadece NATO’yla da sınırlı değil elbette;
Erdoğan’ın barışmak için geçmişteki çok ağır ithamlarından vazgeçmek zorunda kaldığı Birleşik Arap Emirlikleri, Doğu Akdeniz’de Yunanistan’la ortak tatbikat yaptı aynı dönemde. Üstelik bu tatbikata, yine AK Parti hükümetinin barışmak istediği, ancak “ikna edemediği” Sisi’nin Mısır’ı da katıldı.
Tüm bunların özeti net;
Bir dönem AK Parti’nin seçim kazanmasına yardımcı olan dış politika hamaseti ne içerde, ne de dışarda artık ciddiye alınmıyor.
İşin kötüsü “gerginlik politikası” bu kez sadece, en büyük tehdit olarak gördüğü Türkiye’yi yalnızlaştırmak açısından Yunanistan’ın işine yarıyor…