Şefik ERGÖNÜL
Özdeyiş haline getirdiğim ve sohbetimize katılan dostlarımızın hatırlayacağı bir sözüm vardır “ Fiyatla rekabet sonu felaket. “
Stratejiyi konuştuğum her ortamda gündeme getirdiğim başka bir ifadem de
“ Fiyat çok şeydir, teklif her şeydir.”
Türk Lirasının yabancı paralar karşısında aşırı değerli tutulmasının sakıncaları saymakla bitmez. Ancak bunun tersinin, başka bir deyişle Türk Lirasının yabancı paralar karşısında gereksiz seviyede düşük olması da aynı şekilde sakıncaları saymakla bitmeyecek olan bir durumdur.
İstenilen seviye, TL/Döviz dengesinin en uygun yerde olmasıdır.
Amma ve lâkin…
Türk lirasının değerinin olması gereken yerden çok farklı yerlerde tutulması ve yabancı paralar karşısında düşük değerli olması ile ihracatı arttırmasını beklenmesinin pek de doğru olmadığını düşünenlerdenim.
Bu film daha önce yayınlandı ve seyircilerden pek de olumlu tepki almamıştı ve getirisi de beklentilerin epeyce altında kalmıştı.
Pek bilinen bir özdeyiş vardır “ Hep yapılanı tekrar ederek farklı sonuçlara varılamaz.”
Bu nedenle ne yapılması gerektiği konusunun işin tüm oyuncuları ile birlikte tartışılması, ne getirir ve ne götürür hesaplarının sadece büyük oyuncular ile sektör liderlerinin çıkarları düşünülerek değil ihracat ailesinin büyük küçük tüm paydaşları düşünülerek yapılması gerek şarttır.
Fikir birliği ve her kesimi düşünerek yapılan işe örnek mi istiyorsunuz?
1951'de kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Avrupa Birliğinin mayasını oluşturdu.
Şimdi çevre ve enerji öncelikleriyle kömürden çıkış konuşuluyor ve hiç kimse dışlanmıyor. Paydaşların tümünün görüşleri alınıp, en yüksek ortak faydada buluşmaya çalışılıyor.
500 milyar ABD doları ihracat hedefi ütopya idi öyle olduğu da kanıtlandı.
Kim yapacak diye sorup, cevabını da “ Uyuyan dev olarak adlandırdığım KOBİ’ler uyandırılırsa “ diyerek vermiştim.
Sayın Mehmet Şimşek’in ifadesi “Rasyonaliteye dönmekten başka çare kalmamıştır “ idi.
Türk işletmelerinin sayısal çoğunluğunun mikro, küçük ve orta boy işletmeler olduğunu düşünürsek rasyonel olmanın, bu çoğunluğun ihracat potansiyelini harekete geçirmek olduğunu herkes çok açık bir şekilde görecektir.
Bu nedenle Türk Lirasının yabancı paralar karşısındaki değerinin dengede olması kadar, tüm ihracatçılarımızın;
-
Girdilere uluslararası fiyat seviyelerinde ulaşabilmelerinin
-
Finansmana erişimlerinin
-
Rekabetçiliği engellemeyecek seviyede enerji temin edebilmelerinin
-
Engellenmeden vize alabilmelerinin
kolaylaştırılması üretime ivme kazandıracağı gibi ihracat rakamlarını da yukarı çekecektir.
Tüm bunlar yapılırken de kayırmacılıktan uzak durup “ Suyu taşıyanla, testiyi kıranı ayırt etmek “ gerek şarttır.