Aralık ayını hatırlıyorum. Asgari Ücret Komisyonu yoğun; işçi-işveren tarafı sıkı pazarlıkta… Kamu kesimi denge arayışında… Tarafların tartıştığı konu; asgari ücret artışı %30 mu olsun yoksa %35 mi? Sonra? Cumhurbaşkanı sürece katılıyor ve asgari ücrete beklentilerin de üzerinde %50,5’lik zam geliyor.
Enflasyon henüz 20’lerinde iken yapılan yorumlara bakıyoruz; “asgari ücretliye yapılan bu zam, 2022’de çalışanın rahat soluk almasını sağlayacak…” Peki ya tecelli? Bırak 2022’nin tamamını, henüz ilk yarı tamamlanmadan zam buharlaşıyor ve ücretli yeniden hayat pahalılığı pençesinde kıvranıyor.
ZAMMI BEKLEYEN BEKLEYENE
Şu günlerde başta asgari ücret olmak üzere çalışanın satınalma gücünü artırmanın yolları aranıyor. TÜSİAD bile “asgari ücret yılda 2 kez artmalı” söyleminde. Hatta kamuyu beklemeden çalışanına birinci, ikinci zammı yapan dahi var. Enflasyona karşı ücretliyi korumak, çalışma barışı için de şart.
Fakat sorun şu ki asgari ücreti değil yılda 2 kez, hatta 4 kez dahi arttırsak, çalışana enflasyon oranına zam dahi versek, bu ne kadar dayanacak? Asgari ücrete zam geldiğinde, ilgili ilgisiz çok şeyin fiyatı tırmandırılmış, ev, araba, emtia, gıda satıcıları bu zammı kısa sürede etiketlere yapıştırıvermişti.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Fiyat-ücret sarmalı nedir?
Enflasyonun tırmanma sürecinde önce fiyatlar çıkar, ücretler geri kalır. Bir süre sonra toplumsal tepkiler ile ücretlerin artışı gündeme gelir. Ücret artışları ardından bu defa etiketler, ücretlerdeki artışa yakın oranda güncellenir, zamlanır.
Bu sarmal nereye kadar gider?
Ücretlerle fiyatlar bir kez yarışa girdiğinde iki olası sonuç bizi bekleyecektir. 1- Tıpkı 2002 krizinde olduğu gibi bir ekonomik yıkım, 2-enflasyonla kapsamlı mücadelenin kazanılması ardından bu yarışa son vermek…
NOT
ŞİMŞEKTEN SONRA GÖK GÜRÜLTÜSÜ BEKLER GİBİ
Ücret-Fiyat Sarmalı bir kez tetiklenmeye görsün… Aslında bu sarmal, yılbaşında asgari ücrete yapılan %50,5’lik zamla tetiklenmişti. Ardından fiyatlar genel seviyesi hızla tırmanışa geçmiş, önce %20’li yüzdeler, ardından %30’lar, %50’ler derken TÜİK’in resmi ama gayriciddi verilerinde dahi %73,5’i bulmuştu.
Şimdi sıra, ücret zamlarında… Özel sektörün bir kısmı yaptı, diğerleri de asgari ücret söylemlerinin bir sonuca bağlanmasını bekliyor. Ama olacaklar belli… Ücretlere yapılan zamlar, çok kısa sürede, sektörüne ve ürününe bağlı olarak değişken oranlarda etiketlere yansıyacak.
Olması gereken; enflasyonu düşürmektir. Eğer ücret artışlarıyla Cumhurbaşkanı’nın söz verdiği gibi, halkın satınalma gücü arttırılacaksa, fiyatların en azından bir süre yerinde saymasını sağlamak şart. Enflasyon hız kesmeden ücret yapacağın zam, bir süre sonra etiketlerde yerini alacaktır. Tıpkı şimşekten sonra gök gürültüsü bekler gibi…