İklim krizine karşı yapılan planları n güçlendirilmesi ve bunların somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapıldığı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı, bu sene “Uygulanma İçin Birlikte” sloganıyla yola çıktı; fakat beklenen performansı gösteremedi.
Afrika COP’u olarak anılan COP27 İklim Zirvesi’nin birinci gününde ilk uyarı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’ten gelmiş ve Guterres, “Hayatımızın en büyük savaşı bu ve kaybediyoruz. Sera gazı emisyonları artmaya, küresel sıcaklıklar yükselmeye devam ediyor. Ayağımız gaz pedalında, iklim cehennemine giden bir otoyoldayız” yorumlarında bulunmuştu.
Yeniden hatırlatmak gerekirse; zirvenin ana gündemleri sera gazı emisyonu azaltım taahhütleri, iklim krizine uyum politikaları, kayıp ve zararlar ve iklim tazminatıydı.
Tazminat ödenmesi konusu resmi olarak konferans gündemine eklense de zirve sonunda kurulan kayıp ve zarar fonuna dair detaylar açıklığa kavuşmadı, konuya dair tartışmalı kararlar seneye bırakıldı.
Türkiye, zirvede yeni iklim hedefini açıkladı. Bakan Murat Kurum, 2030 yılı için daha önce yüzde 21 olarak açıklanan artıştan azaltım emisyon hedefini yüzde 41’e yükselttiklerini, Türkiye’nin emisyon pik yılını 2038 olarak belirlediklerini söyledi. Uzmanlar, “Yüzde 41 artıştan azaltım” hedefinin, 2030’a kadar yüzde 30’dan fazla emisyon artışına neden olacağını vurguladılar.
COP27’nin ardından çıkan sonuç metninde Glasgow Paktı’nda da belirtildiği gibi, “etkisi azaltılmamış kömür enerjisinin aşamalı olarak azaltılması ve verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak sonlandırılması” ifadelerine yer verilirken Hindistan gibi bazı ülkelerin “tüm fosil yakıtlardan kademeli çıkış veya en azından kademeli azaltım” talepleri karşılık bulmadı. Uzmanlar ve genç iklim aktivistleri bu kararları iklim krizi ile gerçek mücadele için yeterli bulmadı.
ZİRVENİN “ETKİSİZ” SONUCU GENÇLER TARAFINDAN NASIL DEĞERLENDİRİLDİ?
İKLİM İÇİN GENÇLİK EKİBİNDEN RESUL HÜSEYNZADE
ACİLEN NET YÜZDE 35 HEDEFİ AÇIKLANMALI
“İklim İçin Gençlik ekibi olarak change. org/komurdencikis adresinde Türkiye’nin en geç 2030’a kadar kömürden çıkmasını talep eden bir kampanya yürütüyoruz, imza sayımız ise 15 bini geçti. Umutla sonuçlarını beklediğimiz ve 27. kez iklim krizine çözüm üretmek amacıyla toplanan fakat pek bir sonuca varılmayan COP27 bu sefer de bizi hayal kırıklığına uğrattı, yine kömürden çıkışa dair net bir sonuç çıkmadı. Özellikle Türkiye’nin azaltım yerine emisyonları artırma üzerine olan açıklaması durumun daha da kötüleşmesine neden oluyor. Türkiye›nin 2030 yılına kadar yüzde 35 mutlak azaltım yapması mümkün, bilim bunun uygulanabilir olduğu kanıtladı, hatta elektrik üretiminde bile tamamen kömürden çıkış yapılabilir. Biz gençler bu yok oluşu kabul etmiyoruz ve acilen net yüzde 35 hedefinin açıklanmasını ve tüm fosil yakıtlardan çıkılmasını talep ediyoruz.”
İKLİM ÖNCÜLERİ EKİBİNDEN ALEN ZİNZAL
VURDUMDUYMAZLIK SÜRERSE, EN KARLI ŞİRKETLER DAHİ ÇÖKÜŞE UĞRAYACAKLAR
“27. İklim Zirvesi (COP27) ne yazık ki bu sene de beklentilerimizi karşılamadı, karşılamıyor. Zirve sırasında yayınlanan BM Sentez Raporu da Paris İklim Anlaşması’na taraf olan 193 ülkenin toplam iklim taahhütlerinin, yüzyılın sonuna kadar yaklaşık 2,5 derecelik ısınmaya sebep olabileceğini ortaya koydu. Yürütülen kampanyalara, yapılan çağrılara ve bilimsel kanıtlara rağmen Türkiye, emisyonlarını azaltmak yerine artıracağını açıkladı! Türkiye’nin, uzman STK’lar ve gençler tarafından ortaya konan %35 mutlak emisyon azaltımını rahatlıkla yapabileceğini söylemeye artık lüzum yok, pek çok kez tekrarladık, belli ki burada bir atalet ve çıkar hırsı söz konusu. Dünyanın en yüksek emisyon üreten 59 ülkesinin incelendiği İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI) 2023 raporuna göre, Türkiye geçen yıla göre altı sıra gerileyerek 47’nci sıraya düştü ve düşük performans gösteren ülke olarak derecelendirildi. Talebimiz gayet açık ve net, bunun karar alıcılara ulaştığını da biliyoruz. Bu vurdumduymazlık sürerse, bugün en büyük kârları elde eden şirketler dahi çöküşe uğrayacaklar. Unutmayın ki, dünyayı kurtaracak olan kâr değil, insanlardır.”
İKLİM İÇİN TÜRKİYE EKİBİNDEN GÖKÇE ÇİÇEK ARSLAN
TÜRKİYE DAHİL HER ÜLKENİN İKLİM KRİZİNE KARŞI MÜCADELEDE KOLUNU SIVAMASI GEREKİYOR
“Benim COP27 için beklentim emisyonların azaltımı üzerine planlamalar yapılması ve iklim krizi karşısında uluslararası bir birliktelik sağlamak adına her ülkenin bu mücadeleye katılımının sağlanılması doğrultusundaydı. Konferans süresince yenilikçi, teknolojiye dayalı fikirler sunuldu, gelişmekte olan ülkelere destek planları yapıldı ve takiben Paris Antlaşması gibi eski hedefler hatırlatıldı fakat konulan hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hâlâ muamma. Türkiye de dahil olmak üzere her ülkenin iklim krizine karşı bu mücadelede kolunu sıvaması gerekiyor. Türkiye ise COP 27’de 2030 yılı için belirlediği yüzde 21 artıştan azaltım hedefinin yüzde 41’e çıkarılacağını söyledi. Bir artış olacağı, daha sonrasında ise 500 milyon tona kadar bir azaltım olacağı ne kadar kulağa hoş gelse de, gerçekçi bir hedef değil. Artıştan azaltımla büyük bir emisyon azaltımı hedeflemek yerine kısa süre içerisinde de etkisini görebileceğimiz devamlı azalış gösteren bir yol izlemek daha gerçekçi ve etkili olur. Bu görüş çerçevesinde pek çok kuruluş tarafından desteklenen change. org/2030iklimhedefi kampanyasının geleceğimiz için doğru yol olduğuna inanıyorum.”