Dünyaya Türk kahvesini sevdirme sözü veren Arzum inovasyonla büyüyor

Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

1950’li yılların başlarında elektrikli ev aletleri alıp satan üç kardeşin yarattığı Arzum, bugün 40 ülkeye ihracat yapan lider bir kuruluş konumunda. Türkiye’de 20 binin üzerinde satış noktasına erişen, 500’ün üzerinde müşterisi ve 400’ün üzerinde yetkili servisi olan Arzum, yakında halka açılmaya hazırlanıyor.

Uzun yıllardır markanın adım adım büyümesine tanıklık etmiş bir kişi olarak, halka arz öncesinde Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı’na markayı bu dönemde nasıl yönettiklerini sordum. “Arzum’u Arzum yapan inovasyon gücüdür” diyen Kolbaşı, Türkiye’nin ve dünyanın önemli tasarım ofisleriyle çalıştıklarını ve bu yıl Türkiye’de ilk nesnelerin interneti (IoT) uygulamalı Türk malı elektrikli süpürgeyi ürettiklerini söyledi.

“Ar-ge yatırımları ve inovasyonlar gücümüzdür” diyorsunuz? Neler yapıyorsunuz bu alanda?

‘Sen Dokunursun Değişir Dünya’ mottomuzla tüketicilerimizin hayatının tam merkezindeyiz ve günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için varız. Bizim için hedef; tüketicilerimizin beklentisinin üzerinde hizmet vermek.

Teknokent’te bulunan Ar-Ge merkezimizin çalışmalarının temelinde, bu hedefimiz yer alıyor. Türkiye’nin önde gelen tasarım ofisleri ve dünyadaki önemli tasarımcılarla çalışıyoruz.

Ar-Ge yatırımınız ne kadar?

Bizim için hedef; tüketicilerimizin beklentisinin üzerinde hizmet vermek. Teknokent’te bulunan Ar-Ge merkezimizin çalışmalarının temelinde, bu hedefimiz yer alıyor. Türkiye’nin önde gelen tasarım ofisleri ve dünyadaki önemli tasarımcılarla çalışıyoruz. Bu yıl da ciromuzun yüzde 3’ünü Ar-Ge faaliyetlerimize ayırdık.

Son dönemdeki ilklerimiz hakkında kısa bir bilgi verirsem, inovasyon gücümüzü daha somut bir şekilde gösterebilirim. Örneğin; Elektrikli Modern Sefer Tası Foodie ve IoT teknolojili Olimpia Smart Cyclone Elektrikli Süpürge. Her iki ürünümüz de Türkiye’de bir ilk. Ducati by Arzum markamız ve Arzum x Beymen Club koleksiyonumuz da inovasyon gücümüzün bizi taşıdığı son dönem iş birliklerimiz oldu. Genel çerçevesini çizmeye çalıştığım Ar-Ge faaliyetlerimiz ve inovasyon gücümüzle ilgili son olarak şunu belirtmek isterim. 2020 yılı sonunda kendi geliştirdiğimiz ürünlerimizin ciromuzdaki payının yüzde 50’lere ulaşmasını bekliyoruz. Ar-Ge yatırımlarımızı Arzum olarak güçlü olduğumuz kategorilerdeki pozisyonumuzu korumanın yanı sıra gelişime açık ve fırsat olarak değerlendirdiğimiz alanlardan yana kullanıyoruz. Açık inovasyon sistemi ile çalışmamızın bir gereği olarak Ar-Ge projelerimizde şirketimizle beraber birlikte çalıştığımız paydaşlarımızın da yetkinliklerinin gelişmesini sağlıyoruz. Bu sayede paydaşlarımızla birlikte hayata geçirdiğimiz her projede yarattığımız katma değeri daha da yukarı taşıyoruz.

Pandemide dijitalleşmenin önemi arttı. Teknoloji ve e-ticaret yatırımlarınız ne doğrultuda ilerliyor?

E-ticarette düzenli ve sağlıklı bir bicimde büyüyoruz. Her yıl bu alanda kendimizi geliştiriyor ve yatırımlarımızı arttırıyoruz. Bugün ‘Arzum’ mobil uygulamamızla, tüm ürünlerimize, tek tıkla dünyanın istenilen yerinden ulaşmak mümkün. Dijitalleşme tarafında ise bu sene dijital projelerin üretildiği ‘Dijital Gözler’ ismi ile bir platform kurduk. Gönüllülük esası ile katılımın gerçekleştiği bu platformda potansiyel dijital projelerle ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Gelişim alanlarımızı değerlendirdik ve potansiyel projelerimizi belirledik. Her biri birbirinden kıymetli projelerin içinden, önceliklerimize göre 23 adet projeye onay verdik. Bu projelerden bir kısmını iç kaynaklarımız ile hızlıca devreye alarak kullanıma açarken bir kısmını iş birlikleri ile devreye alma aşamasına getirdik. Geriye kalan birkaç proje ise 2021 yılında hayata geçirilmek üzere planlanıyor. Bununla birlikte her ne kadar bu platform ile çok sayıda proje üzerinde çalışsak da dijitalleşmenin sürekli olarak takip gerektiren ve oldukça dinamik bir süreç olduğunun farkındayız. Arzum’un dijital dönüşümünü, yönetim olarak en üst seviyede planlıyor ve takip ediyoruz.

2021 Hedefleriniz neler?

Pandeminin etkisini yavaş yavaş yitireceği bir yıl olacağını düşünüyoruz. Biz yine her zaman olduğu gibi elimizden gelenin en iyisi ile tüketicilerimizin yanında olacağız. Tüketicilerin alışkanlıklarından taleplerine, teknolojiden gizli ihtiyaçlara her şey oldukça hızlı değişiyor. Biz her kanalda kendimizi aynı hızda geliştirmeye devam edeceğiz. Gıda hazırlama toplamı, blender, saç kurutma, saç şekillendirme ve tost makineleri kategorilerindeki sektör liderliğimize yeni lider kategoriler ekleme hedefimiz var. Pandemi dönemiyle önemi daha da artan sağlıklı beslenme/hijyen'e yönelik inovatif ürünlerimizin çeşitliliğini ve sayısını da artıracağız. Ek olarak, Arzum OKKA ile dünyada daha fazla insana Türk kahvesini sevdirmeye devam edeceğiz.

Arzum’un halka arz sürecinizde, hangi aşamadasınız?

Halka arz için 14 Ekim’de SPK’ya başvuru yaptık ve izahnamemizi sitemizde yayımladık. Arzum Türkiye’nin bir markası, pek çok ailenin evine girmiş, pazarda öncü bir konumu var ve bunu yıllardır istikrarla sürdürüyor. Önünde de gerek yurtiçi gerek yurtdışı pazarlarda pek çok fırsat var. Halka açılma bu markanın devamlılığı açısından her zaman vizyonumuzda olan bir konuydu. Bugüne kadar iki özel sermaye fonu ortağımız oldu. 6 kez özel sektör tahvili ihracı gerçekleştirdik. Kurumsal yatırımcılarımız da performansımızı yakından gözlemledi. Uyguladığımız kurumsal yönetim ilkeleri ve şeffaflığımız sayesinde kültürel olarak da halka açık bir şirket gibi yaşamayı kanıksadık. Geldiğimiz noktada yatırımcılarımızla buluşmak için doğru zamanda olduğumuza inanıyoruz. Halka arz oranı %41,31 olarak planlanıyor. Ancak ek satışla birlikte halka arz oranı %47,51’e kadar çıkabilir. Halka arz edilecek paylar özel sermaye fonuna ait. Arzum’un yüzde 51 oranında paylarına sahip olan Kolbaşı Ailesi ise hisse satmayacak.

Dünyaya Türk kahvesini sevdirme sözü verdiniz? Çalışmalar nasıl gidiyor?

Kavrulma derecesi, pişirilmesi, sunumuyla 5 asırlık bir hikayenin kahramanı olan Türk kahvesi bizim için çok değerli. Türk kahvesi kültürünü dünyaya yayma misyonuyla yola çıkan ve bugün dünyanın 40 ülkesinde milyonlarca kişiye Türk kahvesini sevdiren Arzum OKKA markamızla 2021’de daha çok ülkeye ve insana ulaşma hedefimiz var. Arzum OKKA, National Sanitation Foundation (NSF) sertifikasını alan ilk ve tek Türk kahvesi makinesi oldu. Nesnelerin interneti çalışmalarımızın ilk kahramanlarından biri olan Arzum OKKA ile uzun süredir büyük kahve zincirlerinin şubelerinde ve büyük restoranlarda Türk kahvesine imza atıyoruz. Yurt dışında da bu başarıyı sağlamak en büyük arzumuz. 

“Sizi siz yapan öz değerlerinize sahip çıkın; çünkü onlar sizi bir ağacın kökleri gibi ayakta tutacaktır”

Bu cümleler Kale Grubu’nun kurucusu Rahmetli İbrahim Bodur’a ait. 2016 yılında aramızdan ayrılan İbrahim Bodur’un girişimcilik öyküsü henüz 27 yaşındayken 900 nüfuslu Çan’da başladı. Bugün 5 bin kişiye istihdam sağlayan 17 şirket kurdu. Dünyanın dört bir yanına Türkiye’de üretilen sanayi ürünleri ihraç etti. Ülkemizi tasarım alanında ön plana çıkaran projelere imza attı.

Pandemi döneminde yükselen anlamlı marka trendi, şirketlerin topluma hizmet etmeyi öncelik haline getirmeye yönlendiriyor. Ülkemizde anlamlı markaların öncüsü olan İbrahim Bodur, Hacı Sabancı, Sakıp Sabancı, Vehbi Koç, Nejat Eczacıbaşı uzun yıllardan beri bu ilkeyle çalışarak ilerlediler.

Vehbi Koç; Hacı-Sakıp Sabancı, Nejat Eczacıbaşı gibi Cumhuriyetin değerli girişimci neslinin bir üyesi olan İbrahim Bodur daima ülkem varsa ben varım felsefesiyle çalıştı. Günümüzde yükselen anlamlı marka trendine 60 yıl önce öncülük eden şirketler yarattı. “Sanayiyi iş gücünün ayağına götürmek” ilkesiyle, Çanakkale’den Mardin’e; Erzurum’dan Isparta’ya Anadolu’nun birçok kentine yatırım yaparak yerel kalkınmanın öncülerinden biri oldu.

İbrahim Bodur, Çekoslovakya Devlet Nişanı’ndan “Cavaliere del Lavoro” İtalyan Devlet Nişanı’na, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Üstün Hizmet Madalyası’ndan Uluslararası Aldo Villa ödülüne kadar dünyanın dört bir yanında pek çok ödüle layık görüldü Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı’nın da kurucusu olan İbrahim Bodur, hayırseverliğiyle binlerce tohumun filizlenmesi için ilham kaynağı olmayı sürdürüyor.

Pandemi herkese ‘uyanma’ ve ‘harekete geçme’ çağrısı yaptı

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, şirketin değerlerine sahip çıkarak, ülkemizin geleceğine yatırım yapmayı aralıksız bir biçimde sürdürüyor. Kale Grubu’nun, İbrahim Bodur’un anısını ve değerlerini yaşatmak amacıyla bu yıl dördüncüsünü düzenlediği İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nın kazananlarının açıklandığı toplantıda da aynı ilkeleri vurguladı.

Zeynep Bodur Okyay, pandemi sürecinin herkese ‘uyanma’ ve ‘harekete geçme’ çağrısı yaptığını belirterek, “Şimdi özümüze dönme, ancak önümüze bakma zamanı. Eleştiren değil, sahada mücadele veren olmalıyız. Ürettikleri yenilikçi fikirlerle geleceğe dair umutlarımızı yeşerten sosyal girişimcileri destekleyerek, yarınlar için bugünden ekosistem yatırımı yapıyoruz” dedi.

Hayata değer çalışmalar

Bu yıl yarışma, Dünyanın ilk ve en geniş sosyal girişimcilik ağı Ashoka Türkiye’nin ortaklığında ‘Hayata Değer’ temasıyla gerçekleştirildi. Programın ödül töreni, 4 Aralık Cuma günü dijital ortamda yapıldı. Üç kategoride toplam 282 girişimin değerlendirildiği sürecin sonunda; ‘Erken Aşama’ kategorisinde özellikle mülteci kadınlarla el yapımı tasarım ürünler üreten ve bu ürünlerin satışı için bir platform sağlayan Joon ödüle değer bulundu. ‘İleri Aşama’ kategorisinde ödül, özel eğitim alan çocukların öğrenme sürecini hızlandırarak, evde de özel eğitim imkânına sahip olmalarını sağlayan Tolkido’ya verildi.

‘İş Birliği’ kategorisinde ise görme engelliye sesli yönlendirmelerle lokasyon ya da restoran ismi araması yaparak etrafındaki görme engelsiz restoranları özgürce keşfetmesini sağlayan BlindLook ödül kazandı.

Bu yıl ilk kez verilen Pandemi Özel Ödülü’ne ise Türkiye’de pandeminin başladığı ilk dönemde ihtiyaç duyulan sağlık malzemelerini üç boyutlu yazıcılarla üreterek hastanelere ulaştıran 3 Boyutlu Destek projesi değer bulundu.

Tüm yazılarını göster