Dünyada Allergan’ı aldı, Türkiye’de üretim kapısını ‘göz’den açıyor

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

ABBVIE Türkiye Genel Müdürü Dr. Mete Hüsemoğlu, ekibiyle birlikte COVID-19 sürecinde çalışanların sağlığını ilk sıraya koyup işleri yürütürken 8 Mayıs 2020 günü haber geldi:

- AbbVie’nin Allergan’ı satın alma süreci tamamlandı. Allergan artık AbbVie’nin bir parçası oldu.

Hüsemoğlu, 2013’te Abbott’tan ayrılan bir ekibin kurduğu, aynı yıl Türkiye’deki şirketini de faaliyete geçiren AbbVie’nin kendini nasıl tanımladığını düşündü:

- Zorlu hastalıklarla uğraşan araştırma-geliştirmeyi temele oturtmuş bir biyofarma şirketi.

Mevcut ilaç portföyünden örnekler irdeledi:

- Portföyümüzdeki ilaçlar hep kronik hastalıklarla ilgiliydi. İmmünoloji, hepatit, onkoloji, hematoloji bunlar arasındaydı.

Ardından Allergan’ın portföyüne baktı:

- Nörolojik bilimler, göz sağlığı, estetik...

Allergan’la birlikte Türkiye’deki şirkete katılan ve pilot üretimi gündeme gelen yatırıma sevindi:

- Allergan, Abdi İbrahim’le ortak bir yatırıma başlamıştı. Allergan’a düşen yatırım bedeli 150 milyon liraydı. Tesiste göz hastalıkları tedavisinde kullanılacak ilaçlar üretilecek.

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkanlığını da yürüten Mete Hüsemoğlu’yla görüntülü platformda buluştuğumuzda AbbVie’nin henüz 7 yaşında bir şirket olduğunu belirtip, verilerini aktardı:

• AbbVie, 30’u aşkın ürünüyle 175 ülkede 47 bin çalışanıyla 60’tan fazla hastalığın tedavisine yardımcı oluyor.

• 2019 yılı net finansal geliri 33.3 milyar dolar. Yıllık Ar-Ge yatırımı 5 milyar dolar.

AbbVie Türkiye ile ilgili istihdamı paylaştı:

- Türkiye’de 457 personelle hizmet veriyoruz. Çalışanlarımızın yüzde 44’ü kadın, yüzde 56’sı erkek. Yönetim düzeyinde kadın oranı yüzde 50’yi buluyor.

Abdi İbrahim’le Allergan’dan devraldıkları işbirliğine işaret etti:

- Göz sağlığı portföyü kapsamında yürüyen 150 milyon liralık yatırım 2021 yılı sonu, 2022yılı başı gibi devreye girecek.

Bu yatırımla AbbVie’nin üretimdeki global deneyimini Türkiye’ye de aktaracağını vurguladı:

- İlk aşamada göz sağlığı ile ilgili 3 ilaç üretilecek. Sonra ürün sayısı zamanla artacak.

AbbVie’nin Türkiye’de başka üretimi olup olmadığını sordum, şu yanıtı verdi:

- Allergan birleşmesine kadar Türkiye’de üretime dönük yatırımımız yoktu. Biz ülkemizde daha çok klinik araştırmalara odaklanmış durumdaydık.

Türkiye’nin gruptaki yerini merak ettim, anlattı:

- Türkiye, Batı Avrupa ve Kanada’nın içinde bulunduğu 19 ülkeden oluşan bölgeye bağlı. Çalışan sayımız açısından grupta “büyükler” arasındayız. Ciro açısından bakılınca “büyük” değiliz. Bu, Türkiye’de ilaç fiyatlarının düşüklüğü ve kurların düzeyinden kaynaklanıyor.

Allergan üzerinden de olsa AbbVie’nin Türkiye’de üretime yönelmesi önemli bir adım...

Abdi İbrahim’le girdiği işbirliği Türkiye’de AbbVie’yi zamanla yeni açılımlara taşıyabilir değil mi?

139 milyon dolarlık klinik araştırma Türkiye için az

ABBVIE Türkiye Genel Müdürü ve Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkanı Dr. Mete Hüsemoğlu, şirket olarak Türkiye’de klinik araştırmaya ağırlık verdiklerini belirtti:

- Ar-Ge aslında üretim kadar değerlidir. 2013'ten beri Türkiye'de klinik araştırmalar yaptırıyoruz. Giderek artıyor. Klinik araştırmalarımıza katılan 1250 civarında hastamız var.

Klinik araştırma know-how’ı olan tüm üniversitelerle çalıştıklarını bildirdi:

- Türkiye, klinik araştırma konusunda önemli potansiyele sahip. Ancak, bu potansiyel ne yazık ki tam olarak kullanılamıyor. Türkiye, bu alanda dünyadan alabileceği paya henüz ulaşabilmiş değil. Hedef ve niyet var. Dolayısıyla gidilecek çok yol var.

Türkiye’de geçen yıl toplam 521 klinik araştırma yapıldığını kaydetti:

- Geçen yıl Türkiye klinik araştırmalara 139 milyon dolarlık bir kaynak çekti. Araştırmalarda kullanılan ilaçları da dikkate alırsak, klinik araştırma harcaması328 milyon doları buldu.

Dünyadaki toplam klinik araştırma harcamasına dikkat çekti:

- Dünyada geçen yıl 110 milyar dolarlık klinik araştırma yapıldı. Toplam rakama bakınca Türkiye'nin aldığı payın düşük kaldığı daha iyi anlaşılıyor.

COVID-19 aşısı konusundaki klinik araştırmalarda Türkiye aktif rol alıyor...

Klinik araştırma gelirini en azından 1 milyar dolar düzeyine çıkaracak adımları atmak gerekiyor.

Türkiye ilaç pazarı bu yılı 5.5 milyar dolarla kapatabilir

ARAŞTIRMACI İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkanı Dr. Mete Hüsemoğlu, Türkiye ilaç pazarının TL bazında büyümesine rağmen döviz bazında son yıllarda sabit kaldığını belirtti:

- Türkiye ilaç pazarı en yüksek 7 milyar doları görmüştü. Son yıllarda 6-6.5 milyar dolar dolayında seyrediyordu.

Türkiye’nin dünya ilaç pazarı liginde 16-17’nci sıralarda olduğunu vurguladı:

- Dünyada ilaç pazarının toplam büyüklüğü 1 trilyon dolar. Türkiye binde 5.5-6 civarında pay alıyor. Bu yıl ilaç pazarımızın büyüklüğünün 5.5 milyar doları geçmesi pek beklenmiyor.

İlaçta Euro kuru makası çok açıldı

AİFD Başkanı Dr. Mete Hüsemoğlu, ilaçta her yıl şubat ayında Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Euro kurunu belirleyip sabitlediğini anımsattı:

-2020 için belirlenen Euro kuru 3.81 liraydı. Piyasa kuruyla aradaki mesafe, makas çok açıldı.

Türkiye’de ilaç fiyatı belirleme formülüne değindi:

- 5 örnek ülkedeki fiyatların en düşüğü alınıyor. O fiyata kamu kurumu Iskontosu uygulanıyor. Uygulanan formül ve kurların seyri, Türkiye'deki ilaç fiyatlarını dünyanın en ucuzu noktasına çekiyor.

Yenilikçi ilaçların Türkiye’ye girişinin istenen düzeyde olmadığını kaydetti:

- Yenilikçi ilaçta ruhsat süreçlerinin hızlanması gerekiyor. Ayrıca kamu ödemelerinin de daha hızlı olmasında yarar var.

Tüm yazılarını göster