Küresel ticaretin kalbi olarak görülen Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) ana işlevlerini gerçekleştirememesi uzun süredir tartışılmaktaydı. Buna sebep olarak gösterilen ana sorunlar; müzakerelerin ilerleyememesi, çok taraflı ticaret kuralları yapımının gerçekleşememesi ve uyuşmazlıkların çözümü sistemindeki tıkanıklıktı. DTÖ’nün en yüksek karar alma merci olan ve normal koşullarda iki yılda bir yapılması öngörülen Bakanlar Konferansı ise pandemi sebebiyle iki defadır erteleniyordu. Neredeyse beş yıldır yapılamayan DTÖ Bakanlar Konferansı’nın 12.’si nihayet geçtiğimiz hafta gerçekleşti. 12-15 Haziran arasında yapılması planlanan Konferans, yoğun müzakereler sebebiyle uzatıldı ve 17 Haziran sabahında sona erdi.
Konferans neticeleri, tartışma konusu olan DTÖ işlevlerinin en azından bir kısmı açısından ilerleme kaydedildiğini gösterdi. Konferansın ilk günü konuşmasında “ihtiyatlı iyimserlik” taşıdığını ifade eden DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, kapanış konuşmasında DTÖ’de uzun süredir görülmedik sayıda çok taraflı neticeye erişildiğinin altını çizip bunların DTÖ’nün günümüz krizlerine yanıt verme kapasitesini gösterdiğini dile getirdi.
Konferanstan çıkan önemli sonuçlardan biri; yirmi yılı aşkın süredir müzakerelerin devam ettiği zararlı balıkçılık sübvansiyonları hakkındaki ilerlemedir. Üyeler, zararlı balıkçılık sübvansiyonlarını azaltma ve dünya balık stoklarını korumaya yönelik yeni kurallar getiren Balıkçılık Sübvansiyonları Anlaşması’nda mutabık kaldı. Bu anlaşma DTÖ’de, odağında çevresel sürdürülebilirlik olan ilk anlaşmadır. Kapasite fazlası ve aşırı balıkçılık sübvansiyonlarına ilişkin müzakereler ise yapılmaya devam edecek.
Üyelerin anlaştığı diğer husus, dijital ekonomi için oldukça önem taşıyan e-ticaret moratoryumunun devamı. Elektronik iletimlerden gümrük vergisi alınmamasına yönelik bu mevcut uygulamanın 13. Bakanlar Konferansı’na kadar uzatılmasına karar verildi. E- Ticaret Çalışma Programı kapsamında çalışmaların canlandırılması konusunda mutabık kalındı. Elektronik iletimlerin tanımı, kapsamı ve moratoryumun etkileri konusundaki tartışmalar da önümüzdeki günlerde yoğunlaştırılacak.
Ticaret kesintileri, yüksek ve aşırı volatil gıda fiyatları gıda güvenliğini tehdit ederken, Konferans’tan gıda arz güvenliği için acil müdahaleye yönelik Bakanlar Bildirisi de çıktı. Bildiri, acil önlemlerin mümkün mertebe ticaret bozulmalarını en aza indirmesi; alınan önlemlerin özellikle de az gelişmiş ülkeler ve net gıda ithalatçısı gelişmekte olan ülkeler gözetilerek geçici, şeffaf ve hedeflere yönelik olması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı tarafından insani yardım amacıyla satın alınan gıdanın ihracat yasakları ya da kısıtlamalarından muaf tutulması kararı alındı. Gıda güvenliği için kamu stokları, iç destekler, pamuk ve pazar erişimi gibi meselelerde ise üyelerin fikir ayrılıkları devam ediyor.
DTÖ’nün pandemiyle mücadelede attığı adımlar ve gelecek pandemilere hazırlıklı olmasına ilişkin yayınlanan Bakanlar Bildirisi; şeffaflık, zamanında ve kapsamlı bilgi paylaşımının önemini tekrardan altını çizdi. Bildiride üyelerin DTÖ kurallarına uygun şekilde sağlık koruması için ihracat kısıtlaması uygulayabileceğini kabul etmekle birlikte, ihracat kısıtlamalarını sınırlandırmaya niyetli oldukları da belirtiliyor. Üyeler, Covid-19 aşılarının hızlı üretimi ve ihracatını sağlamak üzere Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS) altındaki bazı prosedürel yükümlülüklerin feragatı konusunda anlaştı. Karar kapsamındaki hükümler 5 yıl geçerli olacak. Ancak kararın uygulamasını yıllık olarak gözden geçirecek olan Genel Konsey’in, COVID-19 pandemisinin istisnai koşullarını dikkate alarak bu zaman dilimini uzatabileceği öngörülüyor.
Konferans’ta DTÖ’nün ana işlevlerinden olan anlaşmazlıklarının hallindeki tıkanıklık da görüşüldü. Temyiz Organı ile ilgili sorun ve endişelerin önem ve aciliyeti kabul edildi. 2024’e kadar tüm üyelere açık şekilde çalışan anlaşmazlıkların halli sistemini sağlamaya yönelik görüşmeler yapma taahhüdü verildi. Ayrıca, üyeler DTÖ’nün tüm işlevlerinin düzgün çalışabilmesi için reformun gerekliliğini kabul edip buna yönelik çalışacaklarını belirtti. Buna yönelik çalışmanın üye güdümlü, açık, şeffaf, kapsayıcı ve kalkınma meseleleri dâhil tüm üyelerin çıkarlarını içeren şekilde yapılması öngörülüyor.