Bir sorunu çözmek veya belirlenmiş bir amaca ulaşmak için tasarlanan yola, işlem basamaklarına algoritma diyoruz. Biliyoruz ki dijital dünyanın yapı taşları bilgisayarlar ve onların üzerinde çalışan yazılımlar, hayatımızı yönetmeye başladı. Bizim adımıza karar veriyor, günümüzü yönetiyorlar.
Şirketler, kurumlar algoritmaları üretim, fiyat belirleme, mal ve hizmet kalitesi gibi amaçlar için kullanıyorlar. Müşteri İlişkileri Yönetimi’nden arama motorlarına dek her alanda algoritmalar, yapay zekâ olarak devreye giriyor, e-ticarette satınalma süreçlerini, seçim tercihlerini yönlendiriyorlar.
YÜZÜNÜ GÖRMEDİĞİN TARAFINDAN YÖNETİLMEK
İşin ilginç yanı, kimsenin seçmediği yöneticiler tarafından oluşturulan kurallarla çalışan algoritmaların, yeni bir yönetim anlayışını giderek yaygın hale getiriyor olmasıdır. Bir bakıma yeni kurallar, bu algoritmaları yazanlar tarafından oluşturuluyor ve bunlar yeni kanun koyucular oluyor.
Demokrasi şu anda iki farklı kuvvet tarafından saldırı altında… Bunlardan birincisi ve göz önünde olanı; giderek yükselen otorite özlemi ve bunun var ettiği otokrasi. Diğeri de dijital dönüşüm, algoritmalar ve yapay zekâ tarafından yönetilen tercihlerimiz ile demokrasiden uzaklaşma…
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Ulus devlet buna izin verir mi?
Öncelikle direnir ama sonra işbirliğine gider. Misal Çin’de internet kontrol altındadır, fakat söz konusu denetim ise tüm sistem bu amaca doğru evrilmiştir. Şu anda ulus devlet kurumları, kendi algoritmalarını oluşturma sürecinde… Böylece halkın seçeneklerini tek noktadan belirleyebilecekler.
Algoritokrasiye direnebilir miyiz?
Deneriz ancak başarı şansı çok azdır. Zira sanal dünya, algoritokrasinin yetkinlik alanıdır. Eğer tercihlerini algoritmaların belirlemesini istemiyorsan, sistemin dışına çıkmalısın. Ancak SGK emeklisi dahi olsan maaşını alırken bile ATM ile muhatapsın. Bir kez bu dünyaya adım attıysan sen de algoritmatik oldun.
not/BU SENİN TERCİHİN Mİ, ALGORİTMANIN MI?
Önce korona, sonra enflasyon ve ardından kalıcı yoksulluk tehlikesi, köhnemiş anlayışları görünür kıldı. Kokuşmuş yönetimleri daha net algılayabiliyoruz. İşlerin yavaş yavaş eve taşındığı, internetsiz yaşanamayacağı dönemde tercihlerimizi yalnızca politikacıların belirleyeceği günler geride kalıyor.
Görünen odur ki demokrasinin yerleşik kurumları, her geçen sürede değişime zorlanıyor. Burada algoritmalar önem kazanırken hayatımızı daha etkin ve yoğun yönetir hale geliyorlar. Bugün internetten sorguladığın şey, sana uygun hale getirilmiş şekilde karşına çıkarılır hale geliverdi.
Algoritmalar yeni kanun koyucularımız ise mevcut sistemlerin akıbeti merak konusudur. Yapay zekâ şu anda tüm ulusların, kurumların hatta bireylerin başat konusudur. Gün geçmiyor ki yapay zekâya dair yeni bir kullanım alanı, farklı bir yönetim yaklaşımı sergilenmesin. Başka bir çağ başladı gibi…
Bu yeniçağda bir yandan beklentiler yönetilirken, diğer yandan irademiz dışında tercihler de şekilleniyor. Algoritma, senin davranışlarına uygun, alışkanlıklarını hesaba katan, özlemlerinden haberdar bir tutum ile karşına çıkıyor. Sana da “tam gönlümden geçen budur” onayı kalıveriyor.
Şirketlere gelince… Dilinizden düşürmediğiniz yapay zekâyı yazan siz değilseniz bir kez daha düşünün derim. Aklı embesil olanın yapay zekâsı da farklı olmayacaktır. Organik beynini asla küçümseme…