Dünden bugüne koruyucu sağlık

A. Levent Alkan

Sağlıklı yaşamın olmazsa olmazları herkesçe bilinir; ama uygulanmaz. Önleyici sağlık, neleri yapacaklarımızdan çok, neleri yapamayacağımıza odaklanır. Hipokrat’ın (MÖ 460-370) modern sağlık felsefesine rehber olan “önce zararlı olma” sözü, herşeye önce sınırlarımızı belirlemekte başlamamız gerektiğine işaret eder. Yapmayacaklarımızı tanımlamak, 2500 yıl önce ne kadar önemliyse, bugün de aynı önemdedir. 21 yüzyılın sağlıklı birey tanımını yaparken baştan sona bilimden etkilenmiştir. Newton un doğa biliminin matematik ifade gücünü, otomasyonu, kimyayı, elektroniği ve bilgisayarı kullanarak bugünlere kadar geldi. O günlerden bu günlere kadar geçen sürede, riskli davranışlar yaşamamızda kabuk değiştirsi ancak, devam etti. Bugün, ‘konfor ölümcüldür” mottosunun bu kadar geçerli olmasının ardında yatan temel neden, modern bilimin sağladığı rahatlıktır. İşte bu nedenle koruyucu sağlık bilinci; isteyip de yapmamak, sahip olup da kullanmamak, maksimalist potansiyelle minimalisti yaşamak gibi özverili, özeleştirili, kontrollü kalabilmeyi gerektirir. Sağlığa bütüncül yaklaşmak artık bir zorunluluk hali almış durumdadır. Kronik hastalıkların düzenli takip etmek, görüntüleme tekniklerini ya da erken tanı yöntemlerini kullanmak sağlıklı yaşamın güncelidir. Konu sağlıklı yaşam olunca, geçmişte neler yapılıp yapılmadığına bir göz atmak en doğrusu olacaktır.

Tarihte koruyucu sağlık

Koruyucu sağlık hizmetleri antik ve erken tarih dönemlerine dek uzanır. Sümer tarihi araştırmacısı Muazzez İlmiye Çığ, “Sümer’e Yolculuk” eserinde uygarlığın kökenine ilişkin önemli ipuçları vermektedir. Mezopotamya çevresinde yaşayan ve kendilerine Sümerler diyen bu insanların, toprak tabletlere kaydettiklerine göre, (MÖ 4,000) önleyici sağlığın gereklerine çok dikkat ediyorlardı. Günlük yaşamlarında kişisel sağlığa uygun yaşıyorlardı. Mesela Sümerler, tapınaklara iştirak etmeden önce, kişisel temizliklerini yaparlardı. El, ayak, boyun, baş gibi bölgeler yıkanıyordu. Antik Mısır, Roma, Yunan toplumu da; temizlik, hijyen ve diyet uygulamaları ile toplumsal yaşamın diğer faaliyetlerini bir arada yürütüyorlardı. Antik Çin ve antik Hindistan’ı da unutmamak gerekiyor. Geçmişte Çin ve Hindistan için aktif sağlık uygulaması, Ayurveda gibi yaşamın dengesi içinde şekil bulan bir koruyuculuk çerçevesi ortaya koyuyordu.

Ortaçağda hakim olan islam uygarlığı, küresel koruyucu sağlığı hizmetinde de bir mihenk taşı olan uygulamalar ortaya çıkarabilmişti. Bu dönemde İbn-i Sina’nin ilk tam teşekküllü hastanesi çağına ışık tutmuştur. Veba, sıtma, veremle mücadelede, insanlığın koruyucu sağlık yolculuğunda önemli katkılar sağlamıştır. Rönesans ve reform süreci, Avrupa’da tabandan tepeye uzanan hareketliliği getirmişti. Geçmiş dönem fikirlerinin ve uygulamalarının yeniden bulmasıyla Rönesans ve reform yılları, koruyucu sağlık açısından karantina uygulamasının başladığı yıllar olmuştur.  Öncesinden gelen hastane uygulamasını karantina ile de birleştirince, salgın hastalıkları önlemede önemli bir güç elde edilmiştir. 19. yüzyıl, modern sağlık hizmetlerinin de başladığı bir dönem olmuştur. Mesela aşılar yaşam sürelerini önemli ölçüde artırmıştır. 1796’da Edward Jenner çiçek aşısının geliştirilmiş böylece, bağışıklık sistemini güçlendirmeye dair ilk somut adımı atmıştır. 1800’lerin ilk yıllarında başlayan kentleşme, Edwin Chadwick ile besin güvenliğine duyulan gereksinimi su yüzüne çıkarmıştır. Sanayi toplumunun ilk hijyen sorunu bu yıllarda ortaya çıkmıştır. Yeni kurulan cumhuriyet, ilk iş olarak hıfzıssıhha enstitüsünü, sağlık koruma kurumlarını ve halk sağlığı eğitimlerini başlatmıştır. Fransa’da Louis Pasteur'un mikrop ve bakteri tanımları, hastalıkları önlenmede dikey bir gücün ortaya çıkışına öncülük etmiştir. 20nci yüzyıl, birinci ikinci dünya savaşlarının yıkımlarıyla yüzleşirken, üstün ırkı bulmaya çalışan faşizm ideolojisinin sağlık anlayışı içinde 30 yılını geçirdi. Genetik, biyolojik, kimyasal, fizyolojik bilimsel çalışmalar sonrasındaki soğuk savaş yıllarında da hız kesmeden devam etti. Bu dönem antibiyotikler, aşılar, metamfetaminler, anfetaminlerle bulundu. Savaşın tüm gerçeklerine rağmen, koruyucu sağlık hizmetleri bunlara paralel sürdürulebildi. Savaş bulaşıcı hastalıkların yaygınlaşma hızını artırdı. Savaş sırasında salgınların yıkıcı boyut kazanmasının önüne geçmek için ordular önleyici sağlık faaliyetlerini de arttırıyorlardı. Nihayet savaş bitti ve 1945 den sonra yeni bir dünya düzeni kurulduğunda, uluslararası kurum kültürü de gelişti.1948’de, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kuruldu. Bundan sonra somut, elle tutulur, gözle görülür kamu politikaları görüyoruz. Devletin sigara alışkanlığıyla mücadele ettiğini, aşılanmayı ve sağlıklı yaşam biçimine özendirici politikalar ürettiğini görüyoruz.

Bugünün sağlık alışkanlıklarına dönersek, ilk kararlı uygulamalar; sigara içmemek, aşırı alkol tüketmemek, güvenli cinsel cinsel özendirmek, bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek gibi adımlarla atılmıştır. Altı aşamalı koruyucu sağlık zırhını aktif olarak güncel yaşamımızda kullanıyoruz. Hatırlarsak bunlar şöyledir;

- Görüntüleme ve check-up teknikleri,

- Bağışıklık kazandıran aşılar,

- Fiziksel yaşam tarzı (Beslenme, sedanter yaşam kırıcı aktivite, uyku),

- Ruhsal sağlık (Bunalım, endişe, farkındalık, stresi yönetme),

- Sağlık eğitimi (risk faktörleri, aile geçmişi)

Geleceğin önleyici sağlık profilini ortaya çıkarmak da bir başka yazının konusu olmak zorunda. Çünkü yapay zekadan, gen teknolojilerine kadar çok geniş bir alanda koruyucu sağlık ilerliyor. Geleceğimizi nasıl şekilleneceğini de bir başka yazıya bırakalım. Şu dileklerle sonlandıralım: Dünden bugüne milletçe genetik mirasımız ne bırakmış olursa olsun, biz bize düşenlerin bilincinde olalım. Sağlığın yüzde 70 gibi çok önemli bir kısmı bizim kontrolümüzdedir. Tercihlerimizle kendi geleceğimizi ve yaşadığımız toplumumuzun geleceğini belirlediğimizi unutmadan, bilimsel bilinci ayakta tutalım.

Kaynak:

- William Bynum “Tıp Tarihine Kısa Bakış”, DSÖ, CDC

- Muazzez İlmiye Çığ, “Sumere yolculuk”

Tüm yazılarını göster