Sürdürülebilir kalkınmaya ve çevrenin korunmasına Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) nasıl katkı sağlıyor, diğer bir deyişle kural tabanlı bir düzende çok taraflı müzakere masalarında ticaret ve çevre ilişkisi herkesin çıkarı korunarak nasıl sağlanabiliyor? Sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda dünya kaynaklarının optimal kullanımını sağlayarak çevreyi korumak, DTÖ için esas kabul edilir. Uluslararası ticaret ilişkilerinde ayrımcı muameleyi ortadan kaldırma ve ticaret engellerini azaltma hedefleriyle birlikte, ticaret ve çevre ilişkisini gözeterek sürdürülebilir kalkınmanın teşviki hedefleri, DTÖ’nün kuruluş anlaşması olan 1994 tarihli Marakeş Anlaşması'nın önsözünde de ifade ediliyor. Diğer yandan ticaretin sürdürülebilir kalkınma ve çevre çabalarına katkısının önemi, 1992 Rio Zirvesi, 2002 Johannesburg Zirvesi, 2005 BM Dünya Zirvesi ve BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi gibi forumlarda kabul edilmişti. Demek istediğim, ticaret ve çevre ilişkisi, sadece bugünün veya dünün konusu değil, 1990’lardan beri açıklanmaya ve de düzenlenmeye çalışılan bir husus. Bu yazımda, döngüsel ekonomi özelinde uluslararası ticarette düzenleme ne zamandan beri ve nasıl gerçekleşiyor diye bir bakalım istedim.
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, döngüsel ekonomiyle ilgili çok çeşitli ticaret politikaları ve önlemler uyguluyor; bu önlemlerin vakitlice hepsi olmasa bile büyük bir kısmı DTÖ'ye bildiriliyor. 2009 ve 2017 yılları arasında DTÖ'ye bildirilen önlemlerin bir analizi, döngüsel ekonomi ile ilgili çeşitli faaliyetlerle (yeniden kullanım, onarım, yeniden üretim, geri dönüşüm, biyolojik olarak parçalanabilirlik, atıktan enerji elde etme, atıkla ilgili teknolojiler ve inovasyon) ilgili yaklaşık 370 önlem belirledi. Bu önlemlerin yaklaşık yarısının geri dönüşümle ilgili önlemler olduğu görüldü. Yeniden kullanım ve onarım ile ilgili önlemler %16'yı temsil ediyor, bunu %11 ile biyolojik olarak parçalanabilirlik ve yine %11 olan atıkla ilgili teknolojiler ve inovasyonla ilgili önlemler izliyor. Önlemlerin yaklaşık %6'sı atıktan enerji elde etme, %4'ü ise yenileme ve yeniden üretime ilişkin. Söz konusu analize göre DTÖ'de döngüsel ekonomi ile ilgili olarak en sık bildirilen önlem türü, devlet desteği. Burada devlet desteği başlığının altına hibeler ve doğrudan ödemeler, tercihli krediler ve kredi garantileri, gelir ve fiyat desteği gibi önlemler dahil ediliyor. En sık bildirilen ikinci önlem türü teknik düzenlemeler, standartlar ve uygunluk değerlendirme prosedürleri olup tüm önlemlerin %25'ini oluşturuyor. Üçüncü sırada ise tüm önlemlerin %21’ini temsil eden ticaret yasakları ve lisans gereklilikleri bulunuyor.
Görünen o ki, yeniden kullanım, onarım, yenileme, yeniden üretim ve geri dönüşüm gibi temel döngüsel ekonomi faaliyetleriyle ilgili mal, aramal, hammadde ve hizmet ticaretini kolaylaştırmaktan daha fazlası; ticaret politikalarını döngüsel ekonomi hedefleriyle daha iyi uyumlayarak ilerlemek gerekiyor. Bu vesileyle bu faaliyetlerin maliyet, kalite, işgücünün becerileri vb. avantajlar açısından mümkün olan en iyi lokasyonlarda gerçekleşmesi sağlanabilir; döngüsel ekonomi faaliyetlerinde bulunan şirketlere geri kazanılmış malzeme tedarikinde daha geniş bir ağ erişimi sağlanabilir. Daha geniş bir tüketici tabanına erişimin yanı sıra, bu, şirketlerin eko tasarım ve inovasyona, tersine lojistik ve döngüsel iş modellerinin diğer yapı taşlarına yatırım yapma isteğini güçlendirecektir; kısaca kendi kendini besleyerek sistem büyür. Böyle olunca, daha önce de bahsettiğim gibi, ölçek ekonomileri yoluyla maliyetler de düşecektir.