Bir ülke parasının bir başka ülkenin parası cinsinden değerine döviz, bir ülkenin para biriminin diğer ülkenin para birimi karşılığında sahip olduğu değer katsayısına da döviz kuru diyoruz. Öncelikle döviz kuruna ilişkin bazı tanımları paylaşalım.
Bir ülkenin para biriminin, başka bir ülkenin para birimine karşı olan değeridir. Bu, piyasada doğrudan gözlemlenebilen, iki para birimi arasındaki değişim oranını ifade eder. Örneğin, 1 USD = 34 TRY gibi bir oran, nominal döviz kurunu gösterir.
Nominal döviz kuru ile enflasyon farkını dikkate alarak, iki ülke arasındaki mal ve hizmet fiyatlarının karşılaştırılmasına olanak tanıyan döviz kuru türüdür. Reel döviz kuru, bir ülkenin mal ve hizmetlerinin başka bir ülkenin mal ve hizmetlerine kıyasla ne kadar rekabetçi olduğunu belirler. Hesaplanırken, ülkeler arasındaki enflasyon oranı dikkate alınır.
Bir ülkenin para biriminin, ticaret yaptığı ülkelerin para birimlerine karşı ağırlıklı ortalamasıdır. Efektif döviz kuru, nominal veya reel olabilir. Nominal Efektif Döviz Kuru (NEER), Bir ülkenin para biriminin, ticaret yaptığı diğer ülkelerin para birimlerine karşı ortalama değerini gösterir. Ancak burada fiyat farklılıkları (enflasyon) dikkate alınmaz. Reel Efektif Döviz Kuru (REER), ticaret yapılan ülkelerin para birimlerinin enflasyon oranlarına göre düzeltilmiş ortalamasıdır. Bir ülkenin uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü daha doğru bir şekilde ölçmeye yarar.
Özetle:
- Nominal döviz kuru sadece iki para birimi arasındaki doğrudan oranı ifade eder.
- Reel döviz kuru, enflasyonu da göz önünde bulundurarak mal ve hizmetlerin fiyat rekabetini yansıtır.
- Efektif döviz kuru, bir ülkenin birden fazla ülkeyle olan ticaret ilişkileri doğrultusunda ortalama bir değer sunar.
Döviz kuru ile ihracat arasındaki ilişki, bir ülkenin ihracat rekabetçiliğini doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Döviz kuru türleri olan nominal, reel ve efektif döviz kurları bu bağlamda farklı açılardan ihracat üzerinde etkili olur. Bu tanımlar çerçevesinde, nominal, reel ve efektif döviz kuru ile ihracat ilişkisine göz atalım;
Nominal döviz kuru, bir ülkenin para biriminin diğer ülke para birimlerine karşı olan değerini gösterdiğinden, doğrudan ihracat fiyatlarını etkiler. Eğer nominal döviz kuru yükselirse (bir başka ifadeyle, yerel para birimi diğer ülke para birimlerine karşı değer kaybederse), o ülkenin ürünleri yabancı alıcılar için daha ucuz hale gelir. Bu, genellikle ihracatın artmasına yol açar, çünkü yabancı ülkelerdeki alıcılar için ülkenin ürünleri daha uygun fiyatlı olur. Örneğin: 1 USD = 10 TRY iken 1 USD = 15 TRY olduğunda, Türk Lirası’nın değer kaybetmesiyle Türkiye'den ithal edilen ürünler ABD'li tüketiciler için daha ucuz hale gelir. Bu da Türkiye'nin ABD'ye olan ihracatını artırabilir.
Reel döviz kuru, daha uzun vadeli bir perspektifle, bir ülkenin rekabet gücünün değerlendirilmesini sağlayan bir gösterge. Eğer bir ülkenin reel döviz kuru düşerse, genel olarak o ülkenin ihracat malları yabancı piyasalarda daha rekabetçi hale gelir. Örnek olarak, bir ülkede enflasyon oranı yükselirken, nominal döviz kuru yatay seyrediyorsa, o ülkedeki ürünler reel olarak pahalılaşabilir ve bu da ihracatın azalmasına neden olabilir. Ancak, reel döviz kuru düşerse, söz konusu ürünler yabancı piyasalar için daha cazip fiyatlı hale gelir ve ihracat artabilir.
İhracatçılar için, efektif döviz kuru özellikle önemli. Çünkü bir ülke sadece tek bir ülke ile değil, birçok ülkeyle ticari ilişki içerisindedir. Efektif döviz kuru değer kazandığında, o ülkenin ihracat malları genel olarak yabancı piyasalar için daha pahalı hale gelir ve ihracat azalabilir. Tam tersi durumda ise ihracat artabilir.
Devalüasyon (para biriminin değer kaybetmesi) genellikle ihracatı artırıcı bir etkiye sahiptir, çünkü yerli ürünler yabancılar için daha ucuz hale gelir.
Revalüasyon (para biriminin değer kazanması) ise genellikle ihracatı zorlaştırır, çünkü yerli ürünler yabancı piyasalarda daha pahalı hale gelir.
Ancak, kurun ihracat üzerindeki etkisi, sadece kur değerlerine değil, aynı zamanda enflasyon, üretim maliyetleri, ticaret anlaşmaları ve küresel piyasa koşulları gibi diğer faktörlere de bağlıdır.
Türkiye’de döviz kurunun ihracatla olan ilişkisi oldukça belirgin biçimde ekonominin önemli bir dinamiğini oluşturur. Döviz kurundaki dalgalanmalar, Türkiye’nin ihracat performansını doğrudan etkileyen faktörlerden biridir. Bu ilişkiyi daha detaylı olarak inceleyelim.
Türkiye, döviz kurunun yükselmesine yani Türk Lirası'nın değer kaybetmesine sıkça tanık olmuştur. Türk Lirası’nın diğer para birimlerine karşı değer kaybetmesi, yerli ürünlerin yabancı piyasalarda daha ucuz hale gelmesine neden olur. Bu da genel olarak ihracatı artırıcı bir etkiye sahiptir. Özellikle tekstil, otomotiv, tarım ürünleri ve kimyasal ürünler gibi Türkiye’nin rekabet avantajı bulunan sektörlerinde döviz kuru yükseldikçe ihracatta artış gözlemlenmiştir.
Türkiye’de yüksek enflasyon oranları dönem dönem ihracatı olumsuz etkileyebilir. Enflasyon yükseldiğinde, üretim maliyetleri artar ve bu, reel anlamda ürünlerin fiyatlarını artırır. Dolayısıyla, Türk ürünlerinin fiyat rekabetçiliği azalabilir. Eğer Türk Lirası nominal olarak değer kaybederse, enflasyon yüksek olmasına rağmen ihracat yine de artış gösterebilir, ancak bu durumda enflasyonun uzun vadede yaratacağı maliyet baskıları, ihracatçı firmaları zor durumda bırakabilir.
Türkiye’nin ihracatının büyük bir kısmı Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapılmakta... Bu nedenle AB ile olan ticarette euro kurundaki hareketler belirleyici bir faktördür. Efektif döviz kuru düştüğünde, Türkiye’nin bu ülkelere yaptığı ihracat artma eğilimi gösterir çünkü Türkiye’nin ürünleri daha ucuz hale gelir.
Her ne kadar döviz kurunun yükselmesi ihracatı kısa vadede artırıcı bir etki yaratabilse de bu durum her zaman olumlu sonuçlar doğurmaz. Özellikle döviz kurundaki aşırı oynaklık ve belirsizlik, ihracatçı firmalar için büyük riskler yaratabilir. Türkiye’de döviz kuru dalgalanmaları nedeniyle:
- İthal girdilere dayalı üretim yapan ihracatçılar, döviz kurundaki artışlar nedeniyle ithal edilen hammaddelerin maliyetlerinin yükselmesiyle karşı karşıya kalabilir. Türkiye’de birçok sanayi ürünü ve hammaddesi ithalat yoluyla temin edilmektedir. Döviz kurunun yükselmesi, bu girdilerin maliyetini artırır ve ihracatçıların maliyetlerini yukarı çeker.
- Kur oynaklığı, fiyatlandırma stratejilerini zorlaştırabilir ve uluslararası piyasalarda rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir.
Türkiye'de döviz kurunun ihracata etkisi, hükümetin kur politikalarıyla da yakından ilişkilidir. Türkiye Merkez Bankası’nın döviz kuru üzerindeki politikaları, ihracatçılar için önemli bir rol oynar. Döviz kuru düşük tutularak ithal malların ucuzlaması sağlanabilirken, kurun yükseltilmesi ihracatı teşvik edici bir politika olarak kullanılabilir. Ancak burada dengeyi korumak zordur. Döviz kurunun kontrollü bir şekilde yönetilmesi, ihracatçıların hem maliyetlerini planlayabilmesi hem de rekabetçi fiyatlarla uluslararası pazarlarda yer alabilmesi için önemlidir.
Tüm bu değerlendirmeler sonucunda döviz kurunun, ihracat performansı üzerinde doğrudan etkili olan faktörlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Nominal kurun yükselmesi genellikle ihracatı artırıcı bir etkiye sahip olsa da yüksek enflasyon ve ithalata dayalı üretim gibi unsurlar bu pozitif etkinin sınırlayıcı faktörleri arasında yer alıyor. Diğer yandan ihracat gerçekleştirilen ülkelerin ekonomik durumu ve bu ülkelerde talepte yaşanan değişim de ihracat açısından belirgin bir rol oynuyor.