Hızla değişen bir dünyadayız. Dördüncü sanayi devrimi ile dünya, bambaşka bir dünya oluyor. Mevcut işler kalıp değiştiriyor, yeni işler ortaya çıkıyor. Bu işleri yapmak ve de bu değişen dünyada yaşamayı başarmak için daha değişik becerilere ihtiyaç var. Çocukları hem dördüncü sanayi devriminin yarattığı ekonomilere katkı sağlayan üretken bireyler, hem de toplumun sorumlu ve aktif yurttaşları olmaları için bazı becerilerle donatmak gerekiyor. World Economic Forum bu konuda bir rapor ( Schools of the Future) yayınladı. Söz konusu raporda belirtilen becerileri ve benim yorumlarımı aşağıda bulacaksınız.
1- Küresel yurttaşlık becerileri
Küreselleşme (globalization) ve teknoloji dünyada önemli değişimlere yol açtı. Sahip olanlar ve olmayanlar arasındaki gelir eşitsizliği büyümektedir. Bu durum, genel bir adaletsizlik algısı ve sosyal ayrıştırma potansiyeli taşımaktadır. Aynı zamanda büyümeye ve eşitliğe karşı yeni riskler, adeta bir fay hattı oluşturmuştur. İşte böyle bir çevrede çocukların güvenli biçimde yaşayabilmeleri, yön bulabilmeleri, sosyal kaynaşmaları, sürdürülebilirliği desteklemeleri ve pozitif değişikliğin temsilcisi olabilmeleri için bu küresel köyün iyi bir yurttaşı olmaları gerekmektedir.
Değişime yol açan küreselleşme ve teknoloji, aynı zamanda karşılıklı bağımlılık ve bireyler için küresel ölçekte etkileme fırsatı ortaya çıkardı. Eğitim sistemleri, çocuklarda bu farkındalığı yaratmalı, küresel konuların karşılıklı bağımlılığını ve burada oynamaları gereken aktif rol ve temsilcilikleri anlamalarını sağlamalıdır.
Yorum: Uygar dünya, çocukları birer küresel yurttaş olmaya hazırlarken, bizim eğitim sistemimiz maalesef sanki toplumdaki fay hatlarını çoğaltmak için çabalayan bir tutum içindedir. Yüreği hoşgörüye kapatan ve kindarlıkla beslenen yollar refaha ve mutluluğa çıkmaz.
2- Yenilikçilik ve yaratıcılık becerileri
Yenilikçilik, esneklik ve değişime uyabilme, dördüncü sanayi devriminde büyümenin ve değer yaratmanın anahtarları oldu. Hızla değişen bu ekonomide ancak yeni fikirler, süreçler ve ürünler yaratan uluslar rekabet üstünlüğü elde edebiliyor. Etkin bir yaratıcı ekosistem oluşturmak ise büyük oranda güçlü bir beşeri sermayenin varlığına bağlıdır. Geleceğin ekonomisine katkıda bulunabilmesi için çocukları yeni fikirler yaratabilecek, bu fikirleri canlı tutup, adapte edilebilir çözümlere, ürünlere ve sistemlere dönüştürecek beceriler ile donatmak gerekiyor.
Yenilikçiliği ve yaratıcılığı mümkün kılan beceriler, merak, kritik düşünme, problem çözme ve sistem analizi türü becerilerdir.
Yorum: Söz konusu raporda, dünyadaki mevcut eğitim sistemlerinin genel olarak 2. veya 3. sanayi devriminin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olduğu söylenmektedir. Bizdeki eğitim sistemi ise, bırakın 2. ve 3. sanayi devrimini, bunun da gerisine doğru dolu dizgin gitmektedir. Zihinleri küçük yaşta ezbere dayalı dogmalarla doldurarak, “aşağıdakilerin hangisi” sınav sistemleri ile çocukların var olan yaratıcılıklarını da öldürmekteyiz.
3- Teknoloji becerileri
Dördüncü sanayi devrimi etkilerini her alanda göstermeye başlamış durumda. Böyle bir ortamda gelişmelere ayak uydurabilmek için iki beceri büyük önem taşımaktadır: Teknoloji geliştirme ve programlama. Aynı zamanda çocuklara dijital sorumluluğun anlamı da öğretilmelidir. Bu şekilde çocuklar teknoloji ile sağlıklı ilişkiler geliştirecekler, dijital risk ve güvenliği yönetmenin ilkelerini anlayacaklar ve teknolojinin yaratıcıları ve kullanıcıları olarak sorumluluklarının farkına varacaklardır.
Yorum: Teknoloji becerileri geliştirme konusunda da milli eğitimimizin parlak bir karnesi bulunmamaktadır. Bir zamanların sanat enstitüleri o dönemin ihtiyacına cevap verecek nitelikte idi. Onlar kapatıldı, yerine konan teknik okulların eğitim kalitesi, maalesef, bu dönemin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte değil. Niteliğe bakmadan, sadece içi boş okul sayılarına odaklanmış bir aldatı içindeyiz.
4-İnsan ilişkileri becerileri
Teknolojinin gelişimi ile rutin işlerin yapımında otomasyon giderek yaygınlaşmaktadır. Ancak insan merkezli beceriler de çok ayırt edici beceriler olarak belirginleşmektedir. Liderlik, sosyal etki becerisi ve duygusal zeka, iş gücü pazarında aranan nitelikler olmuştur. Bu becerilerini geliştirmiş çocuklar başkaları ile sağlıklı insan ilişkileri geliştirecektir; değişik görüşlere zihinleri açık kalacaktır. İletişim ve liderlik becerileri gelişmiş çocuklar başkalarını daha rahatça ikna edebilecektir.
Yorum: Teknoloji ne kadar ilerlese de insan faktörü ortadan kalkmayacaktır. Bu nedenle de insan ilişkilerinde başarılı olmak hep geçer akçe olacaktır. Ve de daha ilk ve orta dereceli okullardan başlayarak insan ilişkileri becerilerini geliştirirsek, çocuklarımız ruhsal sağlığı daha sağlam bir toplumda yaşama imkânı bulacaktır.
Sonuç
Dördüncü sanayi devrimi ve küreselleşme dünyayı değiştirmektedir. Böyle bir dünyada gerekli olan becerileri iyi kavramalıyız. Çok geç olmadan eğitim sistemini bu ihtiyaç doğrultusunda düzenlemeliyiz. Cehalete ve bağnazlığa teslimiyet, cehennemi bu dünyada yaşatır.