2013 yılında TÜSİAD ve TİSK ortaklığında bir platform olarak kurulan UN Global Compact Türkiye, 2023 yılında “Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları Derneği” tüzel kişiliğini aldı. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü Türkiye’de UN Global Compact ilkelerine uymayı taahhüt eden tüm şirketleri dernek çatısı altında toplanmaya davet ediyor.
UN Global Compact 101’in üzerinde ülkede 20 binden fazla şirket ve 4 binin üzerinde şirket dışı üyesi ile dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi. 2000 yılında çalışmalarına başlayan UN Global Compact, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel ekonomi yaratmak için kurumların iş birliği ile harekete geçmelerini teşvik etmeyi amaçlıyor.
UN Global Compact dünya çapındaki şirketlerin stratejilerini ve operasyonlarını insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki On İlke‘ye uyumlu hale getirmeleri için desteklerken aynı zamanda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları‘ na ulaşılabilmesi için iş dünyasına liderlik ediyor.
UN Global Compact, ilkelerini ve etkileşim platformlarını yerel ölçekte tanıtmak, geliştirmek ve yerel ihtiyaçlara cevap verebilmek amacıyla 69 ülkede Yerel Ağları üzerinden faaliyetlerini sürdürüyor.
UN Global Compact’in Türkiye Yerel Ağı olan UN Global Compact Türkiye, sürdürülebilir kalkınma için sorumluluk alan şirketlerin yanı sıra aralarında sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve belediyelerin de yer aldığı çok paydaşlı üye yapısı ile Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için bir gelişim, paylaşım ve iş birliği platformu sunuyor.
UN Global Compact Türkiye, 2013 yılında TÜSİAD ve TİSK ortaklığında bir platform olarak kuruldu. UN Global Compact Türkiye 2023 yılında ise “Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları Derneği” tüzel kişiliğini aldı.
UN Global Compact Türkiye, yeni kurulan tüzel kişiliği ile yeni stratejisini de duyurdu. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü Türkiye’de UN Global Compact ilkelerine uymayı taahhüt eden tüm şirketleri dernek çatısı altında toplanmaya davet ediyor. Dördüncü, dernekleşme süreci ile ilgili olarak şu bilgileri veriyor:
Çalışmalarımız daha güçlü şekilde devam edecek
“Çalışmalarımıza daha güçlü bir şekilde devam edebilmek açısından bu gerekliydi. Zaten genişleyen ve derinleşen değer önerisinin ve güncellenen stratejisinin bir parçası olarak UN Global Compact, tüm yerel ağlarının bağımsız birer yapıya dönüşmelerini ve kendi ayakları üzerinde durmalarını teşvik ediyor. Dernekleşerek dünyada ve Türkiye’de iş dünyasının daha adil ve sürdürülebilir bir dünya için somut hedef ve adımlarını artırmak için yaptığımız çalışmalara daha da güçlü bir şekilde devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde üyelerimize daha geniş yelpazede bir değer önerisi sunarak üyelerimizin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını ivmelendirmelerine destek olacağız.”
Sürdürülebilirlik riskleri ve fırsatları iş dünyasının öncelikli gündemi
Ahmet Cemal Dördüncü, sürdürülebilir dönüşümde iş dünyasının güçlü bir etken olduğunu ifade ediyor. Dördüncü’nün yorumları şöyle: “İş dünyası sahip olduğu kaynaklar, geniş coğrafyalara yayılan değer zincirleri, inovasyon yapma ve bunu ölçeklendirme kapasitesi ile bu hedefleri hayata geçirme konusunda çok önemli bir aktör. Yapılan tüm araştırmalar paydaşların iş dünyasından ve iş dünyası liderlerinden bu sorumluluğu üstlenmesini beklediklerini gösteriyor. Sürdürülebilirlik riskleri ve fırsatları iş dünyasının gündeminde hızla üst sıralara taşınıyor. Bugün birçok şirket sürdürülebilirlik alanında misyonunu, hedeflerini ve taahhütlerini açıklıyor. Ancak artık sadece hedef veya taahhüt açıklamak yeterli değil. Günümüzde paydaşlar bir şirketin hedef açıklamasıyla yetinmiyor; bu hedefin nasıl belirlendiğinin, hedeflere giden yol haritasının ve sağlanan ilerlemenin şeffafça paylaşılmasını bekliyor. Ölçme ve şeffaf bir şekilde raporlama ilerlemeyi güvence altına alacak ve şirketleri ‘yeşil göz boyama’ ithamından kurtarabilecek yegâne araçlar. Çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik riskleri şirketlerin maliyetlerini artırırken, operasyonların devamlılığını tehlikeye atıyor. Öte yandan AB Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası alandaki gelişmeler iş dünyasının dönüşümünü zorunlu kılıyor. Artık uluslararası rekabetin sürdürülebilirlik üzerinden şekillendiği bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla uluslararası rekabette hayatta kalabilmek için şirketlerin sürdürülebilirliği stratejilerine bir an önce entegre etmesi gerekiyor.”
Sürdürülebilirlik dönüşümü Türkiye için hayati öneme sahip
Türkiye’nin sürdürülebilir, yeşil ekonomiye dönüşüm sürecinin hızlandırılması gerektiğini kaydeden Dördüncü, şunları söylüyor: “Çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik riskleri şirketlerin maliyetlerini artırırken, operasyonların devamlılığını tehlikeye atıyor. Öte yandan AB Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası alandaki gelişmeler iş dünyasının dönüşümünü zorunlu kılıyor. Artık uluslararası rekabetin sürdürülebilirlik üzerinden şekillendiği bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla uluslararası rekabette hayatta kalabilmek için şirketlerin sürdürülebilirliği stratejilerine bir an önce entegre etmesi gerekiyor. En büyük ticaret ortaklarımız arasında yer alan Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat ile sürdürülebilirliği rekabet gücünün merkezine koydu. Bu konuda çok kararlı bir politika izliyor ve bu yaklaşımını yeni nesil ticaret anlaşmalarına da yansıtıyor. Türk şirketleri eğer bu pazarda rekabetçiliğini korumak istiyorsa sürdürülebilirliğe odaklanmak ve bu dönüşümü hızlandırmak zorunda. Gerekli adımlar atılmazsa, Türk sanayisi daha yüksek üretim maliyetleri, finansmana erişimde engel ve rekabet gücünün azalması gibi sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Özellikle ihracat yapan şirketlerimizin Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum konusunda proaktif yaklaşım göstermesi büyük önem taşıyor.”
SKA’ların sadece yüzde 15’inde kayda değer ilerleme kaydedildi
Bu yeni yapılanmanın sürdürülebilirlik açısından kritik bir noktada gerçekleştiğini kaydeden Dördüncü dünyada bu alandaki ilerlemenin yeterince hızlı olmadığını ifade ederek sözlerine şöyle devam ediyor: “Birleşmiş Milletler’in 2030 yılı için koyduğu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda 8 yılı geride bıraktık ancak, olmamız gereken yerde değiliz. Son yayımlanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları İlerleme Raporu’na göre SKA’ların sadece yüzde 15’inde kayda değer bir ilerleme kaydedildi. Yüzde 48’inde ilerleme zayıf veya yetersiz; yüzde 37’sinde ise ilerleme ya durdu ya da daha da geriledi. 2030 yılında hayalini kurduğumuz daha sağlıklı, daha müreff eh, adil ve kaliteli yaşama ulaşabilmemiz için hızlanmamız gerekiyor.”