Döngüsel ekonomi rekabet için kritik öneme sahip

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Mevcut ekonomik sistemimiz hammaddeden atığa uzanan bir doğruya sahipken bugün karşı karşıya kaldığımız en önemli sorun kaynakların sınırlılığı ile yüz yüze gelmiş olmamız. Bu doğrusallık, kalkınmanın sürdürülebilirlikten uzaklaşmasına neden olurken bir yandan da bugünün ve geleceğin nesillerinin kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldikleri bir dünya oluşturuyor. Geri dönülmez bir noktaya gelmeden oluşturulabilecek çözümlerin başında ise “Yeşil ve Döngüsel” bir ekonomik modelin sahiplenilmesi geliyor.                

Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), Hedefler İçin İş Dünyası Platformu (B4G) ve DCube Döngüsel Ekonomi Kooperatifi (DCube) iş birliğiyle 14-18 Mart tarihlerinde ikinci Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası düzenlendi.            

Hafta boyunca, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Yeşil Ekonomi Dönüşümünde Küresel Deneyimler, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Sınırda Karbon Düzenlemesi, Döngüsel Ekonomi Çözümleri, Temiz Teknolojiler ve İnovasyon, Adil Dönüşüm ve Döngüsel Kentler ana başlıklarında farklı ülkelerden uzmanlar ve iş dünyası temsilcileri bir araya geldi.            

Finlandiya Büyükelçiliği ve Business Finland’ın stratejik partnerliğinde çevrimiçi olarak düzenlenen II. Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası’nda, döngüsel ekonomi modelinde kapasite artırımı, öncelikli sektörlerde çözüm tasarımı ve ilgili politikaların geliştirilmesine yönelik çözümleri masaya yatırıldı.   Etkinlik “Türkiye’de Beş Sektörde Döngüsellik Potansiyelinin Araştırılması Projesi” rapor lansmanı ile sona erdi.            

Avrupa Komisyonu’nun 2015 yılında Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nı gündeme almasıyla beraber küresel çapta döngüsellik hareketi ivme kazanmış durumda. Döngüsellik prensipleri doğrultusunda yayınlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı, güncellenen ve yayınlanması planlanan yeni direktifler ve yönetmelikler, ülkemizde de ekonomik ve ticari faaliyetlerini büyük çapta etkileyecek.             

Küresel olarak rekabet avantajının yanı sıra, doğal kaynakların korunmasını, kirliliği azaltmayı, ekonomik kalkınmayı ve yeşil iş fırsatları sağlayan döngüsel ekonomiye geçiş, ülkemiz için de kritik öneme sahip.          

Beş sektörde döngüsel ekonomi potansiyeli araştırılıyor

Fransız Kalkınma Ajansı (AFD), SKD ve KPMG iş birliği ile yürütülmekte olan “Türkiye’de Beş Sektörde Döngüsellik Potansiyelinin Araştırılması Projesi” sektörlerde döngüsel ekonomi bilincini artırmak ve döngüselliğe geçişi hızlandırmayı amaçlıyor.          

Araştırma kapsamındaki sektörler yüksek kaynak tüketimleri, ülke ekonomisi açısından önemli sektörler olmaları ve döngüsel ekonomi ile ilgili iyi uygulamaları nedeniyle plastik paketleme, tekstil, beyaz eşya, otomotiv ve inşaat olarak belirlendi. Proje kapsamında 29 şirketle iletişime geçildi ve 14 firmanın verisinden yararlanılarak çalışmanın ilk fazı gerçekleştirildi. Çalışmanın sonuçlarına göre; plastik paketleme sektöründe girdilerin döngüselliği yüzde 7, çıktıların döngüselliği yüzde 13 olarak hesaplandı. Tekstil sektöründe girdilerin döngüselliği yüzde 16, çıktıların döngüselliği ise yüzde 23 olarak bulundu. Çalışmaya göre, diğer sektörlerde ise döngüsellik adına atılması gereken daha çok adım var.

Çalışmada öne çıkan başlıklar

Türkiye’de döngüsel ekonomiye geçişte engeller sektör özelinde farklılaşıyor. Plastik ambalajlama sektöründe gıda ambalajlarında, malzemeleri düzenleyen hijyen standartları, otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde, malzeme kalitesi, güvenlik spesifikasyon ve standartları, inşaat sektöründe güvenlik katsayıları ve standartları ürünlerde döngüsellik oranlarının artırılmasında engelleyici faktörlerden bazıları. Tekstil sektöründe tekstil kırpıntılarının yeniden üretimde değerlendirilmesini engelleyen ve atık olarak değerlendirilmesine sebep olan vergi uygulaması ürünlerin döngüsellik oranını düşüren faktörlerden biri.           

Döngüsellik oranlarını etkileyen bir diğer unsur ise müşterilerin talepleri. Beş sektörde birçok üretici ve tedarikçi firmalar müşterinin talepleri doğrultusunda yapılan ürün tasarımları ve üretim nedeniyle ürünlerin döngüsellik oranları düşük seyredebiliyor. Tüketiciler açısından farkındalık oluşturularak döngüsel malzemelerin talep ve tercih edilmesinin sağlanması gerekiyor. Ürünlerde döngüsellik oranlarının artırılması ile yenilikçi ve ekolojik ürün tasarımları için gerekli yatırım maliyetlerinin yüksek olması döngüsel ekonomiye geçişi yavaşlatıyor. Devlet kurumları finansal kuruluşlar ile beraber çalışarak döngüsel iş modellerine destek fonları sağlayabilir. Sürdürülebilir finansman kapsamında döngüsel ekonomi alanında yapılan yatırımlar, vergi ve faiz indirimleri, avantajlı krediler, yeni sigorta modelleri ve yeni yatırımlar ile teşvik edilebilecektir. Verilerde şeffaflık, istikrar ve döngüsellik ile ilişkilerin sağlanması ve ulusal veri kaynaklarının da bu doğrultuda şekillendirilmesi gerekmekiyor. Döngüsel ekonomiye geçişin doğru yatırımlarla ekonomik büyüme ve istihdam artışı sağlanması bekleniyor.

Tüm yazılarını göster