Bundan 50 yıl önce ABD ve Suudi Arabistan arasında bir anlaşma imzalanmıştı. Zamanın en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan petrolünü dolar karşılığında satma kararı almıştı. Sadece bununla kalmamış petrolden kazandığı dolarları ABD Hazine tahvili piyasalarına yatırmaya, yani ABD hazinesine borç vermeye de başlamıştı. Bu güçlü desteğin karşılığında ABD ise Suudi Arabistan’a silah ve mühimmat sağlayacak ve Suudilerin ulusal güvenliğini koruyacaktı. Gerçi Suudilerin petrolü dolardan başka para birimiyle sattıkları da oldu ama Washinghton-Riyad stratejik ortaklığı 50 yıl sürdü.
Geçen hafta medyada 50 yıl önce yapılan anlaşmanın sona erdiği haberleri yer aldı. Ve haliyle “Doların krallığı sona mı eriyor?” sorusu sorulmaya başlandı.
Yeni dönemde Suudi Arabistan, artık petrolünü sadece ABD Doları’yla satmayacak diğer paraları da kullanabilecek.
Çok doğaları ki; böyle bir karar uzun vadede doların durumunu etkileyebilir ama kısa vadede bir değişiklik olur mu? Emin değilim.
Küresel güç dengesinde bir şeylerin bir süredir değişmekte olduğu aşikâr ama çok hızlı bir değişim beklentisi gerçekçi olmaz. Suudi’ler bir süredir Çin ile yakınlaşıyordu. BRICS çerçevesinde bir işbirliği başlamıştı. Ama böyle bir yakınlaşma olsa bile Suudi Arabistan için petrol ticaretinde ağırlıklı ödeme aracı dolar olmaya devam edecektir. Çünkü ABD ile yakın ekonomik ve askeri bağları devam ediyor. Ayrıca petrolün finansmanı, sigortalanması ve taşınması sürecinde ana araç dolar olmayı sürdürüyor.
Ve asıl önemli konu ise Suudilerin kazandıkları dolarları nerede değerlendirmeye devam edecekleridir. Rezerv para olabilmek için bir paranın değerli olması değil, onun kullanımı ve derinliği önemlidir. Yoksa bugün dolar yerine İsviçre frangı ya da Japon yenini rezerv para olarak görürdük. Ama bu paralar değerli olmalarına rağmen hiçbir zaman uluslararası rezervlerde çift haneli paya sahip olamadılar. Bunca petrol gelirimin park edebileceği en derin piyasa ABD tahvilleridir, uzun bir süre de öyle olacak gibi görünüyor. Doları tahtından indirecek derinlikte ve hacimde başka bir para henüz ortada yoktur.
Bugün dünyadaki 89 ülke parasını dolara bağlamıştır; 7’si ise doğrudan doları kullanıyor. Merkez Bankası rezervlerinin yüzde 60’ı dolar cinsinden tutuluyor; borçların yüzde 40’ı ve döviz işlemlerinin ise 90’ı dolardır. Dünya ticaretinin büyük bir kısmının gerçekleştirildiği deniz taşımacılığının ve okyanusların kontrolü ABD’dedir.
Suudi petro-dolar anlaşması önemli bir gelişmedir. Görünen o ki, önümüzdeki dönemde doların payı azalmaya devam edecek. Ama yukarıdaki faktörler nedeniyle çok hızlı bir düşüş beklememek lazım. Yakın gelecekte dolar uluslararası rezerv sistemindeki hâkim para olmaya devam edecektir.