Doların fiyatlama gücü

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

5 yılı aşkın süredir, 300’den fazla yazı ile Dünya Gazetesi’nin yazarları arasında bulunmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum. Şimdi artık hep birlikte yeni bir yolcuğun içerisindeyiz. Nasıl bir EKONOMİ ve ekonomim.com isimleriyle aynı kadro, aynı fikirlerle yola farklı şekilde devam ediyoruz. Dilerim yolculuk alışıldığı şekilde güzel olur. Şüphem yok. Hayırlı olsun!

Ekim-kasım geçişi ve kasım ayı yazılarının neredeyse tamamında Fed sonrasında karşılaşabileceğimiz tablonun fiyatlamalar açısından farklı bir patikayı işaret etme ihtimalinden söz ediyorduk. Böyle de oldu. Elbette Fed tek başına belirleyicilerden birisi değil. Ancak, kuşkusuz en önemli kırılım noktasıydı. Kısaca hatırlamak gerekirse; FOMC toplantısı, ABD istihdam piyasası verileri, ABD ara seçimleri ve ABD enflasyon verisi kısa vadeli fiyatlama davranışlarının temelini oluşturdu. Sıralamayı yanlış yapmamak akış içerisindeki belirleyicilerin gücünü ve etkileşimin ne denli önemli olduğunu anlamak adına önemli.

Esasen yolun gidişatı aynı. Bildiğimiz, başta ABD olmak üzere global ekonominin enflasyon yükselişi ile 40 yılı aşkın süre sonra karşılaşması ve klasik para politikası tepkisini sahaya sürmesi. Bu gruba önderlik etme görevini de her zamanki gibi Fed üstlendi. Amerikan para politikasını belirleyicilerin açtığı +75bp faiz adımı kapısı ECB gibi Atlantik’in diğer yakasındaki en önemli oyun değiştiricinin de benzer eksende ilerlemesine zemin hazırladı. Borçlanma maliyeti artan para birimlerinde nasıl etki-tepki mekanizması çalışıyor ise Amerikan doları için de benzer süreci takip ettik. Dahası, ABD ekonomisi ile dünyanın geri kalanı arasındaki büyüme performansı ayrışması da bu sürecin ivmelenmesine neden oldu. Şu an için ayrışma riskinden tam olarak sıyrılabilmiş değiliz. Açıkçası kolay bir ihtimal olduğunu da söylemek hata olur. O nedenle hikayenin ilk kısmı üzerinden ilerlemek daha doğru olacak gibi.

Fed’in “daha yavaş” ama “daha uzun” süre sıkı para politikası ile ilerleyeceğine dair sinyal vermesi piyasa fiyatlamalarındaki “nefes alma temelli” risk iştahını destekledi. Yukarıdaki sıralamanın önemi de tam olarak burada daha iyi anlaşılıyor. Şayet FOMC’yi takiben Amerikan enflasyon verilerinde yukarı yönlü sürpriz ile karşılaşsaydık ya da ABD ara seçimlerinde sanıldığı gibi Cumhuriyetçi Parti dalgasını takip etseydik bugün gelinen noktada olmamız biraz zordu.

Amerikan dolarının fiyatlamalar içerisindeki etkisinin ne denli kritik olduğunu bir kez daha anladığımız değerli bir süreçten geçiyoruz. Dolar endeksinin genele yayılır şekilde geri çekilmesi ve EUR, GBP, JPY gibi pariteler nezdinde çaprazların diğer tarafına değerlenme imkanı tanıması yatırımcıların başta hisse senetleri olmak üzere portföylerini yeniden gözden geçirmelerine oyun alanı açtı. Sadece 16 Kasım haftasındaki EPFR dataları, global çapta hisse ve tahvillere yönelimin 26.5 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini gösteriyor. Doğrudur, 2022 özelinde bir önceki yılın ciddi anlamda uzağında yer alıyor ve hatta negatif fon akımı ile karşılaşıyoruz. Ancak, kısa vadeli işlemlerdeki gidişatın belirleyicisi bir kez daha USD.

Gelinen noktada ABD hariç küresel hisse senetleri sepetinde son 5 haftanın tamamında değer kazançlarını takip ediyoruz. Gelişmekte olan ülkeler cephesinde ise bu durum son 3 hafta açısından yükselişi işaret etmekte. Burada gözden kaçırmamızın hata olacağı bir diğer detay ise nominal faiz hadleri kadar reel faizlerin de ABD önderliğinde gerilemiş olması. Tam da bu sebeple EURUSD paritesinde yıl sonu işlemleri için 1.04-1.06 aralığına hareket ihtimalinin sıklıkla tartışıldığına şahit oluyoruz. Ya da ETF’lerin aksi yönde işlemlerine ve toplamda 2022’de para çıkışına işaret etmelerine rağmen ons altının yukarı yönlü tepki denemeleri ile karşılaşıyoruz.

Bu hafta ile birlikte global işlemlerde hacimlerin düşüş sürecinin içerisine gireceğiz. Şükran Günü genellikle küresel fonların muhasebeleşme takvimlerinin başlangıcı, USD talebinin azaldığı, “bir garip fiyatlama davranışlarının” düşük hacim nedeniyle karşımıza çıktı süreci hatırlatır. Ancak, yılı her varlık sınıfı da kendi içerisinde elden geldiğince olumlu kapatmaya çabalar. Göreceğiz.

Tüm yazılarını göster