Başlıktaki sözün aslı “Dolar bizim paramız ama sizin sorununuz” dur. Nixon’un Hazine Bakanı John Connally’e aittir. 1971’de bir toplantıda diğer ülke maliye bakanlarına seslenirken söylemiştir. Başta biraz küstahça gelebilir ama doğru ve samimi bir itiraftır. Bir sorun bundan daha iyi ifade edilemezdi. Bence jenerik bir sözdür, aynen geçerliliğini korumaktadır.
Dolar, resmen değilse de fiilen dünyanın parasıdır. ABD küresel ticaretin yüzde 10’unu ve GSYH’nın 15’ini gerçekleştiriyor. Ancak doların etkisi bu oranların çok ötesinde. Bugün dünyadaki 89 ülke parasını dolara bağlamıştır; 7’si ise doğrudan doları kullanır. Merkez bankası rezervlerinin yüzde 60’tan fazlası dolar cinsinden tutulur; borçların yüzde 40’ı ve döviz işlemlerinin ise 90’ı dolardır. Aslında doların hakimiyeti 1944’de Bretton Woods’la başlar. Anlaşmaya ismini veren Bretton Woods da imzaların atıldığı küçük Amerikan kasabasıdır. O gün ülkeler paralarını altına sabitlediler. Küresel altın rezervinin üçte ikisi ise ABD’nin elindeydi.
Connally’i 49 yıl sonra hatırlama nedenimiz COVID-19 kriziyle boğuşan ülkelerin ithalat yapmak ya da borç ödemek için dolar peşine düşmeleri. Biz de bunlardan biriyiz. Krizlerde ülkeler yüzünü doları basan Fed’e çevirir ve onunla dolar köprüsü kurmak ister. Swap bir merkez bankasının diğer bir ülke merkez bankası ile belirli bir süre için geçerli pariteden para değiştirmesidir. Süre sonunda herkes verdiği parayı aynı kurdan geri almayı taahhüt eder. Yani herkes parasını geri alır, birbirlerine sadece mevcut piyasa oranı üzerinden faiz öderler.
Swap hattının amacı likidite sağlamaktır. Aynı zamanda güvence etkisi yapar; o ülkede döviz kaynağının kurumayacağının garantisi olarak algılanır. Fed’e sorarsanız swap yapılan ülkeler teknik değerlendirmeyle seçiliyor. Oysa biliyoruz ki, aynı zamanda siyasi bir karardır; jeopolitik araç olarak kullanılıyor. Bu imkandan kendisine yakın 14 ülkeyi yararlandırıp, Türkiye’yi dışında tutması bu hesabın bir sonucudur. Oysa bu dönemde dolar desteği sağlamak bizim için önemliydi. Geçmiş uygulamalar gösteriyor ki, Fed ile swap hattı kuran ülkenin parası değerleniyor.
Fed desteği alamayan Türkiye, ticaret açığı verdiği G20 üyesi ülkelerle görüşüyor. Almanya, Çin, Japonya, İngiltere ve Rusya gibi ülkeler bu tanıma giriyorlar. Bunlarla oluşturulacak bir swap hattı karşılıklı ticaretin devamını sağlayacağı için bir tür kazan- kazan etkisi yaratacaktır. Çin geçmişte Macaristan, Arnavutluk, İzlanda, Brezilya ve Katar gibi onlarca ülkeyle benzer hatlar kurdu. Bu onun yuan’ı rezerv para yapma stratejisinin de bir parçası. Bizim için ise üretim amacıyla Çin’den girdi temin eden sanayicimizin faaliyetlerinin aksamaması; Çin ile illa dolar ya da euro değil yuan cinsinden de iş yapabilme imkanı demek. Ancak unutmamak lazım, swap kısa vadelidir ve geçici bir önlemdir.