Geçtiğimiz günlerdeki bir yazısında Alaattin Aktaş, 2000 yılından bugüne kadar ülkemize yıllık bazda doğrudan yabancı yatırımların giriş ve çıkışlarını içeren detaylı bir çalışmasıyla EKONOMİ gazetesi okuyucularına çok önemli bilgiler aktarmıştı. 2005-2015 yılları arasında Brüt 10 milyar dolar ile 22 milyar dolar arasında oldukça yüksek seviyelerde gerçekleşen doğrudan yabancı yatırım girişi, başkanlık sistemine geçtiğimiz 2018 yılından itibaren Brüt 9 milyar dolar ile 14 milyar dolar arasına gerilemiştir. Ancak analiz içerisinde ifade edildiği biçimde doğrudan yatırımlarda önemli bir değişim söz konusudur. Türkiye’den yurtdışına yapılan doğrudan yatırım çıkışlarında belirgin bir artış trendi söz konusudur. Özellikle 2018-2024 yılları arasında yıllık doğrudan brüt yatırım çıkış miktarı 3,5 milyar dolar düzeyinden 6,5 milyar dolar düzeyine yükselmiştir.
Yabancı yatırımcıları son yıllarda mumla ararken Türkiye’den yurtdışına yapılan yatırımların yükseliş eğilimi gösteriyor olması ülke içerisindeki mevcut yatırım ikliminin olumsuz yönde hızla gitmekte olduğunun en somut tespiti olarak gözükmektedir. Uluslararası danışmanlık şirketi PWC tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Yurtdışı Yatırımları Araştırması”* bu konuda bizlere önemli ipuçlarını vermektedir.
Yatırımlar sanayiden hizmet sektörüne doğru kayıyor
Araştırma sonuçları Türkiye’deki yerleşik birey ve kurumların yurt dışına yönelik doğrudan yatırımlarında artış trendinin hızla sürmekte olduğunu göstermektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre 2005-2014 döneminde sanayi sektöründe yoğunlaşan yatırımların 2015-2024 döneminde global trendler ile paralel bir şekilde teknolojik gelişmelerin de etkisiyle hizmet sektörüne doğru kaydığı gözlenmektedir. 2024 yılının ilk on ayında, yurt dışına yapılan doğrudan yatırımlar %17 düzeyinde artarak 5,4 milyar ABD dolarına ulaşmış iken bu yatırımların %75’inin hizmet ağırlıklı sektörlere yöneldiği görülüyor.
Araştırma içerisindeki bulgulara göre iş insanları tarafından coğrafi konum, pazarın büyüklüğü, politik istikrar ve cari regülasyonlar yatırım kararı alınırken yine ön planda tutulan başlıklar olarak ifade edilmektedir. Yerli yatırımcılarımız son yıllarda ekonomik, hukuki ve politik şartların ülke içerisinde iş yapma imkanlarını aşırı derecede zorlaştırması ile birlikte yatırım tercihlerini ülke dışında gerçekleştirmekten yana kullanmaktadır.
Uluslararası yatırımların sektörlere göre dağılımına bakıldığında; 2015-2024 yılları arasında madencilik ve taş ocakçılığının %23,3, finans ve sigorta faaliyetlerinin %18,6, gayrimenkulüm %18,5 ve imalat sektörünün %14 düzeylerinde ilk sıraları aldığını görüyoruz. Yurtdışına yapılan doğrudan yatırımların bölgesel dağılımlarına baktığımızda ise Avrupa bölgesinin %62,5 ile ilk sırayı aldığını söyleyebiliriz. Asya ve Amerika bölgeleri %18’lik pay ile ikinci sırayı alırken, Afrika bölgesine %2 düzeyinde yatırım yapılmıştır. Ülkelere göre yapılan doğrudan yatırımlarda %29.5 ile Hollanda ilk sırayı almaktadır. %24,2 ile Amerika ikinci sırayı, %8,6 ile İngiltere üçüncü sırayı paylaşmaktadır. Sıralamadaki diğer ülkeler ise, %5,9 ile Almanya, %4,5 ile BAE, %2,7 ile Azerbaycan, %2 ile İsviçre ve %1,7 ile Yunanistan karşımıza çıkmaktadır.
Yatırımcı yurtdışına çoğunlukla yeni tesis yatırımıyla çıkıyor
Türkiye’de yerleşiklerin yurtdışına yatırım yaparken tercih ettikleri yöntemler sıralamasında ise, %71 ile ilk sırayı sıfırdan komple yeni yatırım tesisi kurmak olduğu ifade edilmektedir. Daha sonrasında %20 ile halihazırda bir şirket hisselerinin satın alınması gelmektedir Halihazırdaki bir şirketin sadece varlıklarının satın alınması %9 oranında bir pay almaktadır. Ortadoğu’daki büyüme ivmesi, Mısır’ın doğrudan yatırım açısından cazip fırsatlar sunan makroekonomik ortamı, Avrupa, Asya ve Afrika arasında bir köprü görevi görüyor olması sebebiyle bu coğrafyada yatırım yapma fikrini cazip kılmakta olan gerekçeler şeklinde yerli yatırımcılarımız tarafından ifade edilmektedir. Türkiye’de özellikle işçilik maliyetlerinin artması, yurtdışına doğrudan yatırım listesinde bahsi geçen ülkelerin sağladığı gümrük vergisi ve teşvik avantajları ilgili bölgeden yurtdışına ihracat avantajları sağlaması gibi sebepler yerli sermayenin hızla ülke dışına çıkmasına yol açmaktadır.
PWC’nin yapmış olduğu bu araştırma kapsamındaki şirketlerin %73’ünün 500’ün üzerinde çalışanının olması, %64’ünün $250 Milyon üzerinde ciroya sahip olması ve %62’sinde yurtdışı yatırım büyüklüğünün $5 Milyon üzerinde olması konunun üzerinde ciddiyetle düşünmemiz gerektiğini göstermektedir.
*https://www.pwc.com.tr/tr/yayinlar/arastirmalar/yurt-disi-yatirimlari-arastirmasi-2025.html