Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdare Başkanlığı Genel Müdürü Mehmet Fırat Tutşi ile Diyarbakır’ın içme suyu üzerine sohbet ettik. Malum tüm dünyada meydana gelen iklim değişikliği nedeni ile kuraklık yaşanıyor. Türkiye de su cenneti bir ülke değil. Bu nedenle ülkemizde de su konusunda projeler ve çalışmalar başlatıldı. Hal böyle olunca önce yaşadığım kentin durumuna bakmak için DİSKİ Genel Müdürü Mehmet Fırat Tutşi ile kentin içme suyu üzerine konuştuk. Diyarbakır açısından durumun çok kötü olmadığı söylenebilir. Ancak tedbiri elden bırakmamak gerek. DİSKİ de zaten bu yönde çalışmalar yapıyor.
Diyarbakır merkeze, kentten 32 km uzaklıktan saniyede 3 metreküp su geliyor. Dicle Barajı enerji, sulama, içme suyu ve taşkın amaçlı yapılmış bir baraj. Bu barajın maksimum hacmi 590 milyon metreküp. Dicle Barajı’ndan Diyarbakır merkez, Ergani ve Eğil ilçesine yılda ortalama 100 milyon metre küp su alınıyor. Şu anda Dicle Barajı’nın doluluk oranı yüzde 51.5. Hacmi 435 milyon metreküp. Bu da barajdaki mevcut su. Tarım ve enerji amaçlı kullanılmaması durumunda kent merkezinin dört yıllık suyu var.
DİSKİ Genel Müdürü Tutşi burada bir parantez açıyor ve “Ancak bu suyumuzun boşa kullanılması, gereksiz israf, bahçe sulanması durumda doğal olarak Diyarbakır ihtiyacına yetiştiremezsiniz. Mevcut kapasitemiz şehir nüfusuna içme ve kullanma suyu açısından yetiyor” diyor.
Özellikle kayıp ve kaçakları azaltıcı yönde çalışmalarının sürdüğünün altını çizen Tutşi, vatandaşın suyu düzgün kullanması yönünde çalışmalarının olduğuna değiniyor. Tutşi, “Abone yaparak, suyun gereksiz kullanımın önüne geçmeye çalışıyoruz, şehir merkezimi 10 basınç katına 126 dma bölgesine ayıracak akıllı su yönetimi (Scada) sisteminin kurulmasına yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu sistemle basınç kontrolü sağlanarak şebeke kayıpları azaltılacak ve kayıp kaçaklar önlenecek. Bu sayede su kayıplarımızı ortalama yüzde 10-15 oranında önleyeceğiz” diye ekliyor.
Şehir merkezinin ve ilçelerin su ihtiyacını sondaj, kaynak ve barajlardan almak karşıladıklarını sözlerine ekleyen Tutşi, özellikle kırsal mahallelerde ihtiyaç halinde sondaj kuyuları açarak içme suyu sağladıklarının altını çiziyor.
Yeraltı su kaynakları son derece önemli ve bu önem her geçen gün daha da artıyor. Mehmet Fırat Tutşi’nin belirttiği gibi, bu alanda önemli olan, “En ekonomik üretim tasarruftu” mantığıdır. Yer altı su kaynaklarını tarımsal amaçlı kullanmamak vahşi sulama yapmamak, suyu boşa akıtmamak, suyun kıymetini bilmek ve gelecek nesillerimize daha sağlıklı su yetiştirmek hepimizin görevi.
En basitinden bir musluğun hafif açık kalması bile ayda 18 tona tekabül ediyor. Diş fırçalarken, tıraş olurken suyun açık bırakılması 4 kişilik bir ailede 48 tonun boşa akması demek. Bulaşıkların elde yıkanması, çamaşır makinalarının tam doldurulmadan çalıştırılması halinde 26 ile 40 ton arasında suyun boşa aktığının bilinmesi de yine Tutşi’nin belirttiği başlıklar.