Diversey pandemiyle mücadele için Türkiye’de yeni yatırımlar yapıyor

Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

Temizlik ve sanitasyon denince akla ilk gelen küresel kuruluşlar arasında yer alan Diversey, COVID-19’un ilk dalgası süresince ülkemizde hastane ve aile sağlık merkezlerine 50 tona yakın malzeme bağışında bulundu.

Diversey Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı (Profesyonel İş Birimi) Gökhan Özdöl’den aldığım bilgiye göre, kuruluş COVID-19 mücadelesinde önemli bir yer tutan Oxivir ürünlerini artık ithal etmek yerine, ülkemizde üretecek. Kuruluş, bu önemli yatırım ile Orta Doğu, Afrika, Orta Asya, Kafkasya ve Kıbrıs’a Türkiye’den ihracat gerçekleştirecek.

Gökhan Özdöl Oxivir yatırımı ve pandemi dönemindeki çalışmaları hakkındaki sorularımızı yanıtlayarak, şu bilgileri paylaştı:

1. Bu dönemde müşterilerinize hangi çözümleri sundunuz?

Kendimizi müşterilerimizin yerine koyduk ve süreci yönetebilmeleri için gerçekten neye ihtiyaçları olduğu üzerine yoğunlaştık. Konaklama sektöründen, yeme-içme sektörüne, bina bakım sektöründen kuaför gibi hizmet sektörlerine kadar birçok farklı sektör için “Güvenli İşletme” programları geliştirdik. Programlarımız, işletmelerin, misafirleri ve çalışanlarına nasıl güvenli ortam sağlayabilecekleri konusunda yol gösteriyor; bir işletmenin hijyen açısından güvenli ortamı sağlayabilmesi için gerekli olan tüm ürün ve hizmetleri içeriyor.

Bunun yanı sıra, tesislere organizasyon açısından güçlü bir “Pandemi Süreç Yönetimi”ne sahip olabilmeleri için de tüm detaylarda yardımcı oluyor. Örneğin, “Güvenli Otel” programımız özellikle, Turizm Bakanlığımızın uygulamaya koyduğu, tesislerin Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı’na hazırlanması ve beraberinde sağlıklı tesis oluşturma hedeflerine ulaşabilmeleri için büyük önem taşıyor.

2. Müşterileriniz için eğitim programlarınız var mı?

Uzaktan erişimli dijital eğitim programlarının bundan sonraki süreçte eğitim ihtiyaçlarının karşılanması noktasında önemli rol oynayacağı kaçınılmaz bir gerçek… Biz de Diversey olarak uzmanlığımız ve bilgi birikimimizi dijital eğitim platformumuz e-Learning üzerinden iş ortaklarımızla paylaşıyoruz. Ücretsiz erişime açtığımız bu platformumuzun, sektörümüzün gelişimi açısından da önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Dijital eğitim platformumuz, müşterilerimizin kendilerine özgü iş modellerini çalışanlarıyla paylaşabilecekleri bir altyapıyı da kendilerine sağlayarak büyük kolaylıklar sunuyor.

Tüm bu süreçlerde müşterilerimize, program, eğitim ve denetimleri doğru uygulayabilmeleri ve bağlı bulundukları Bakanlık genelge ve kriterlerini yerine getirebilmeleri için Diversey Consulting ekibimizle destek oluyoruz.

3. Oxivir’in yerel üretimi ülkemize ne sağlayacak?

Geçtiğimiz seneden beri üzerinde çalıştığımız bu projenin hayata geçirilmesi için Gebze Fabrika’mızdaki GMP (Good Manufacturing Practice / İyi Üretim Uygulamaları) üretim tesisimizde kapasite artırımı için yeni bir dolum hattı kurduk. Bu önemli yatırım ile daha önce ithal ettiğimiz ürünleri ülkemizde üretmekle kalmayacak, Orta Doğu, Afrika, Orta Asya, Kafkasya ve Kıbrıs’a da ihracını sağlayacağız. Böylece, Diversey Türkiye olarak Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nin merkezi ve ihracat üssü olma konumumuzu daha da pekiştireceğiz.

Patojenlerin bir yerden bir başka yere çapraz bulaşma yoluyla taşınmaması ve bulaşma riskini en aza indirebilmek için, çok kişinin temas ettiği yüksek riskli kritik temas noktaları daha sık temizlik gerektiriyor. Oxivir Excel ve Oxivir Plus, çeşitli patojenleri “saniyeler içinde” etkisiz hale getiriyor. Tek adımda sağladığı temizlik ve dezenfeksiyon özelliğiyle zamandan tasarruf etmeye yardımcı oluyor.

4. Başka yeni projeleriniz var mı?

Bakteri ve virüslere karşı etkinliği onaylanmış ürün yelpazemiz ile hizmet sunmaya devam ediyoruz. Ayrıca, tüm sektörler için kusursuz bir el hijyeni sağlayan IntelliCare ve Soft Care Line ürünlerimizin üretimini de Türkiye’de gerçekleştireceğiz.

5. Bu dönemde topluma ne gibi katkıda bulundunuz?

Diversey olarak toplum sağlığı konusunda üstlendiğimiz sorumluluğun bilincindeyiz. Koronavirüs mücadelesinde bugüne kadar birçok üniversite hastanemize, aile sağlık merkezlerimize ve otellerinin kapılarını sağlık çalışanlarına açan iş ortaklarımıza yaklaşık 50 tona varan dezenfektan bağışında bulunduk. Bundan sonra da toplumumuzu korumak ve sağlıklı bir yaşam sağlamak için ülkemize destek olmaya devam edeceğiz.

6. Önümüzdeki dönemde neler yapmayı planlıyorsunuz?

Yakın zamanda çevreyi iyileştirmek, topluma fayda sağlamak ve sürdürülebilir yenilikleri hayata geçirmek için 12 önemli hedef içeren “Facilitators for Life” adını verdiğimiz kapsamlı bir sürdürülebilirlik gündemi başlattık. Su tasarrufu yaparak, enerji tasarrufu sağlayarak, atıkları önleyerek veya güvenliği arttırarak hizmet verdiğimiz sektörlerde ölçülebilir sürdürülebilir faydalar yaratmayı amaçlıyoruz.

Bir Dilek Tut Türkiye Vakfı başarısıyla tüm dünyaya örnek oldu

1980 yılında Arizona’da yaşayan lösemi hastası Chris Grecious’ın Polis Olma hayalini yerine getirerek başlayan Make-A-Wish Vakfı (Bir Dilek Tut) dünyanın en büyük dilek gerçekleştirme ağına dönüşmüş durumda. Hayati tehlikesi olan hastalıklarla mücadele eden çocuklara yönelik uluslararası bir oluşum olan Bir Dilek Tut (Make-A-Wish) 50 ülkede faaliyet gösteriyor. Bu yıl dünyada 40. Türkiye’de ise 20. yılını kutluyor.

Her sene dünyada 30 bin çocuğun dileğini yerine getiren Make-A-Wish Vakfı’nın bütün üyeleri aynı yöntemleri kullanarak kendi ülkelerindeki çocukların dileklerini yerine getiriyor.

Araştırmalara göre, dileği yerine gelen çocukların yüzde 42’si arkadaşlarıyla daha sağlıklı ilişkiler kuruyor yüzde 72’sinin enerji seviyesi ve canlılığı artıyor, yüzde 64’sinin hayata tutunma arzusu artıyor ve yüzde 39’unun tedavi sebebiyle yaşadıkları fiziksel sıkıntılar azalıyor. Bu yüzden tedavi altındaki tüm çocukların dileklerinin yerine gelmesi çok kritik bir öneme sahip.

Doğum günleri umut kaynağı oldu

Pandemi döneminde Türkiye’deki ekip, yaratıcı bir çözüm geliştirdi. Sosyal mesafe yüzünden kutlanamayan doğum günlerini zorlu hastalıklarla mücadele eden çocuklar için bir bağış aracına çevirdi.

Pek çok ünlü kişi doğum günü bağışı ile bu sürece destek oldu. Elde edilen başarılı sonuçlar Make a Wish ağının dikkatini çekti ve Türkiye’nin kampanyası tüm dünyadaki en iyi uygulama seçildi. Bu sürecin devamında, Bir Dilek Tut Derneği CEO’su Füsun Kuran Make-A- Wish’in Avrupa ülkelerinin başına getirildi.

(Kampanyaya katılmak isteyenler, https://fonzip.com/birdilektut/kampanya linkinden doğum günü hesabı oluşturuyorlar. Dileyenler, hediye almak yerine bu link üzerinden bağış yaparak kanser, lösemi gibi zorlu hastalıklarla mücadele eden çocuklara bağışta bulunabiliyorlar. )

Hedef imkansız kavramını zihinlerinden silmek

Bir Dilek Tut Derneği (Make-A-WishTürkiye) CEO’su Füsun Kuran, çalışmalarını şu cümlelerle özetliyor: “Hayati tehlikesi olan hastalıklarla savaşan çocuklar; yaşamlarını çok uzun süre hastane odaları, hastalığın yan etkileri, ağır ilaçlar, ağrılar gibi travmatize birçok faktörle birlikte geçiriyorlar. Bu çocuklar ciddi anlamda ruhsal yorgunluk yaşayarak hayal kurmayı unutabiliyor, coşkusunu ve hayata karşı merakını yitirebiliyor. Tüm bunlar çocuğun iyileşme sürecini ciddi anlamda olumsuz etkiliyor. Amacımız; yaptığımız tüm süreçler ile çocuğa kaybettiği hayal gücünü tekrar kazandırabilmek, hayatında coşku ve umut yaratabilmek, “imkânsız” kavramını zihninden silebilmek. Bunu başardığınızda dilek çocuğu bu imkânsız dileğim gerçekleştiğine göre hastalığımı da yenebilirim diye düşünmeye başlıyor. Böylece onu hayata bağlıyorsunuz” diyor.

“Wish Talks” ünlü isimleri konuk ediyor

Bir Dilek Tut Derneği, tüm dünyada en iyi uygulama seçilen doğum günü bağışlarına sosyal mecra üzerinden de destek topluyor. Dernek, Temmuz ayında instagram’daki (@makeawishturkiye) hesabından, isim hakkını da aldığı “Wish Talks” canlı yayınlarını başlattı. Yayınların moderatörlüğünü Bir Dilek Tut Gönüllüsü olan deneyimli radyocu, Süper Fm Müzik Direktörü Duygu Atakan yapıyor. Wish Talks’a, doğum gününü dilek çocuklarına bağışlayan ünlü isimler konuk oluyor.

Tüm yazılarını göster