Dış ticarette böylesine bir çöküş hiç görülmemişti

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Korona dış ticaretteki etkisini gösterdi. Nisanda özellikle ihracat tahminlerin ötesinde yüzde 40'ı aşan oranda geriledi. İthalattaki gerileme ise yüzde 28 düzeyinde kaldı. Aylık ticaret hacmi yalnızca 22 milyar dolar.

Nisan, bazı hizmetlerin hiç tüketilmediği bir ay oldu. Bu da TÜFE'yi adeta fiyat endeksi olmaktan uzaklaştırdı. Tümüyle devre dışı kalan bazı hizmetlerin fiyatları esas alınarak yapılan hesaplama gerçeği yansıtmaktan çok uzak. Dolayısıyla nisandaki yüzde 0.85'lik artışın hiçbir önemi yok.

Dış ticarette dün ele aldığımız ilk çeyreğin verileri şunu gösteriyordu. İhracattaki düşüş aydan aya giderek belirginleşiyor, ithalattaki artış da yine aydan küçülüyordu.

Ve geldik nisana... Başlıkta da vurguladığımız gibi Türkiye dış ticarette böylesine çöküşü daha önce hiç görmedi.

Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı veriler, ihracatın nisan ayında geçen yıla göre tam yüzde 41 azaldığını ortaya koydu. Nisan ayında yalnızca 9 milyar dolarlık ihracat yapabildik.

İhracat kadar olmasa da ithalatta da çok belirgin bir azalma var. Nisan ayında 13 milyar dolara gerileyen ithalat geçen yılın yüzde 28 altında.

Hatırlayan okurlar çıkacaktır; korona etkisinin henüz hissedilmediği dönemde açıklanan ve görece iyi gelen veriler için “Bunlar korona vurmamış veriler, tadını çıkarmalı” demiştik.

İşte korona vurmuş veriler yavaş yavaş gelmeye başladı. Ama doğrusu ne vurma! Üretimin ve bağlı olarak ihracatın yavaşlayacağı tahmin edilmiyor değildi de bu kadarı herhalde beklenmiyordu.

Hem düşünsenize, ihracat için çok önemli olduğu söylenegelen kur böylesine fırlamış gitmişken... Demek ki ortada satacak mal azsa ya da yoksa ve karşı tarafta alıcıya rastlanmıyorsa kur ne olursa olsun ihracat yapılamıyormuş. Ayrıca yüksek kur, üretimde giderek ithalata bağımlı hale gelen sanayimiz için öyle pek de büyük avantaj yaratmıyor artık.

“Pazarlarda görülmedik daralma var”

Ticaret Bakanlığı’nın açıklamasında tüm dünyayı etkileyen covid-19 salgınının ekonomik yansımalarının nisan ayında çok sert ve keskin görülmeye başlanmasının ihracatı negatif etkilediği belirtilerek şu görüşler dile getirildi:

“Salgın nedeniyle başta AB ülkeleri olmak üzere önemli ihraç ülkelerimizde görülen şimdiye kadar rastlanılmamış boyuttaki pazar ve talep daralmaları ve sınırlardaki karantina önlemleri nisan ayı ihracatımızdaki düşüşün ana nedeni olmuştur. AB ülkelerinin GSYİH’sı ilk çeyrekte yüzde 3.5 daralmıştır. Bu oran, çeyreklik bazda verinin açıklandığı 1995 yılından bu yana görülen en yüksek küçülmedir. Benzer şekilde ABD ekonomisinin de aynı dönemde beklentilerin de ötesinde yüzde 4.8 oranında daraldığı açıklanmıştır.”

TÜFE fiyat endeksi olmaktan çıktı!

TÜFE nisan ayında yüzde 0.85 arttı. Bir önemi var mı, kesinlikle yok.

Nisanda yüzde 0.85 artış yerine aynı oranda düşüş olsaydı ya da yüzde 0.85 değil de yüzde 1.85 artış olsaydı... Yine hiçbir önemi yoktu.

Çünkü TÜFE, fiyat endeksi olmaktan, fiyatlardaki değişikliği ölçmekten çıktı.

Bir fiyat endeksi, baştan belirlenmiş ve tüketilmekte olan mal ve hizmetlerin fiyatındaki değişimi ölçer. TÜFE’nin kapsamındaki mal ve hizmetlerin toplam içindeki ağırlıkları da her yılbaşında belirlenir ve buna göre hesaplama yapılır.

İyi de şu dönemde bazı hizmetler hiç tüketilmiyor ki...

Kapalı olan işyerlerinin sattığı hizmetleri ve bazı ürünleri ne yapacağız?

Ya uçuş yasağı yüzünden yapılamayan hava ulaşımını? Uçak bileti ücretinin toplam TÜFE’de yüzde 0.4627 ağırlığı var. Ama iyi de kimse uçak bileti almıyor, alamıyor ki...

Diğer yandan şehirlerarası otobüs bileti ücreti... Bu harcama kaleminin toplam TÜFE’deki ağırlığı yüzde 0.5476 düzeyinde. Şehirlerarası seyahat kısıtlaması bu harcama kaleminin ağırlığını ister istemez düşürdü. Ama başka bir şey daha oldu. Otobüsler kapasitelerinin yarısı kadar yolcu almak zorunda kalınca fiyatlar birden tırmandı. Hatta çaresiz kalınıp otobüs bileti fiyatlarına tavan getirilmedi mi...

Peki yer yer uçak bileti fiyatlarından daha pahalı satılan ve tavan getirilen otobüs bileti fiyatları TÜİK’e göre nisanda ne kadar arttı?

Tamı tamına yüzde 0.1882!

Sahi fiyatlar bu düzeyde artmışsa niye tavan getirildi ki?

Fiyatlara tavan getirme kararı alanlar mı yanıldı, TÜİK mi yanılgı içinde?

Soğan ve patates gerçeği

TÜFE’nin yüzde 22.77'si gıda ve alkolsüz içecekler grubundan oluşuyor ve bu gruptaki fiyat artışı nisanda yüzde 2.53 oldu. Diğer gruplardaki artış ve azalışlarla genel oran yüzde 0.85 düzeyinde gerçekleşti.

Nisanda fiyatı en çok artan gıda maddeleri arasında kuru soğan ve patates dikkat çekiyor. Bu iki ürün, çok tüketildikleri için önemli.

Kuru soğan fiyatı nisanda yüzde 37, patates fiyatı yüzde 31 arttı. Dört aydaki artışlar ise soğanda yüzde 81, patateste yüzde 102.

Verileri değerlendirmede bakış açısı çok önemlidir ya, bu iki üründe de öyle. Nisan ve ilk dört aydaki durum, vahim ötesi. Peki ya son bir yıl?

Nisan itibarıyla son bir yılda soğan fiyatı yüzde 36, patates fiyatı yüzde 19 gerilemiş durumda. Evet fiyatlarda gerileme var.

Geçen yılın başında fiyatlar tırmanıp gitmişti de tanzim satış mağazaları açılmıştı, hatırlayalım.

Yani son bir yılı dikkate alırsak soğan ve patates ucuzlamış. Peki ya son iki yıla bakarsak?

Soğanda yüzde 147, patateste yüzde 153 artış var.

Son iki yılda kimin geliri bu kadar arttı?

Tüm yazılarını göster