Her yılbaşında başta İthalat Rejim Kararı olmak üzere dış ticaret ve gümrük düzenlemeleri gözden geçirilir. Bunun tek nedeni Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu mevzuat düzenlemeleri değildir. Örneğin, Dünya Gümrük Örgütü her iki yılda bir tüm Armonize Sistem Nomanklatürü’nü elden geçirir ve günceller. Bu güncelleme geçen yıl yapılmıştı. Ancak, Avrupa Birliği de kendi açılım kodu olan 7 ve 8’inci rakamlardan oluşan Kombine Nomanklatür kodunu güncelledi.
“Tarifede korelasyon” olarak adlandırılan bu düzenlemelerde bu yıl belirleyici olan en önemli unsurların “sadeleştirme” ve “yeşil mutabakata uyum” olduğunu gördük. Bu bağlamda, 417 Gümrük Tarife ve İstatistik Pozisyon (GTİP) numarası altında tanımlanan eşya artık 265 numara altında tanımlanacak. Örneğin “sürdürülebilir havacılık yakıtı” (SAF), “parafinik motorin”, “sürdürülebilir pamuk” ve florlu sera gazları için yeni GTİP açıldı. Öte yandan, 3D yazıcılar için metal katmanlı, plastik-kauçuk katmanı, alçı-çimento-seramik-cam katmanlı ya da kum-beton katmanı olmasına bağlı olarak yeni GTİP numaraları belirlendi. Öte yandan, giderek günlük yaşamımızda daha az yer almaya başlayan ürünler tek GTİP altında tanımlandı. Örneğin, yirminci yüzyılda kâğıttan mamul kitap, dergi, gazete, broşür, risale ve benzeri matbuat için ayrı ayrı GTİP’ler belirlenmiş iken, gidererek elektronik ortama taşınan bu basılı yayınlar için sınıflandırma ayrımları sadeleştirildi. Aynı şekilde, şirketlerde geçen yüzyıl yaygın bir şekilde kullanılan ve her çalışanın kendine ait gönderilere eriştiği “tasnif kutuları” metal, tahta veya plastikten mamul oluşuna göre ayrı ayrı GTİP’ler altında tanımlanırken, belgelerin dijital ortama taşınması ve posta gönderilerinin çok azalması nedeniyle tek GTİP altına toplandı. Bir başka anlatımla, küresel düzeyde kullanılan gümrük tarifesi de kendisini güncel gelişmeler doğrultusunda yenilemeye devam ediyor.
Bir diğer önemli değişikliği İlave Gümrük Vergisi (İGV) Kararı’nda gördük. 31 Aralık 2022 tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 6626 sayılı Karar ile 3351 sayılı İGV Uygulanmasına İlişkin Karar’ın 2’nci maddesine 8’inci fıkra olarak “ilave gümrük vergisine tabi eşyanın Türk Gümrük Tarife Cetveli’nde yer alan tarife pozisyonunda ve/veya tanımında yapılacak değişiklikler bu karar hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez” hükmü ilave edildi. Yani, korelasyon nedeniyle eşyanın GTİP numarası değişirse bu ona İGV uygulanmayacağı anlamına gelmez denildi.
Sektörlerde “Yatırım Teşvik Kararı” olarak adlandırılan 2012/3305 sayılı BKK ile yürürlüğe konulan “Devlet Yardımları Hakkında Karar” kapsamında alınan teşvik belgeleri için gümrük vergisi muafiyeti öngörülmüş olmakla birlikte, karara bağlı EK-8’de yer alan “Gümrük Vergisi Muafiyetinden Yararlanmayacak Makine ve Teçhizat Listesi” içeriği eşya bu muafiyetten yararlanmamaktadır. Bununla birlikte, 2011 yılından beri yürürlüğe konulan onlarca İGV kararında herhangi bir açıklık olmadığı için gümrük idareleri “2012/3305 ile gümrük muafiyeti desteği sağlanıyor, İGV desteği sağlanmıyor” gerekçesiyle yatırım teşvik belgesi kapsamında ithal edilen makine ve teçhizattan da İGV tahsil etmeye çalışıyordu.
Bu farklı algılamaları gidermeye yönelik olarak 6626 sayılı karara “15/6/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar çerçevesinde yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilen ithalatta ilave gümrük vergisi uygulanmaz.” hükmü ilave edildi. Bu kararla 2012/3305 sayılı kararın gümrük muafiyeti içermeyen EK-8 kapsamındaki eşya da İGV’den muaf oluyordu. Yanlışlık çok çabuk fark edildi. 10 Ocak günü yayımlanan 6658 sayılı kararla anılan hüküm “Yatırım teşvik belgesi kapsamında gümrük vergisi muafiyetinden yararlanılarak gerçekleştirilen ithalatta ilave gümrük vergisi uygulanmaz” haline dönüştürüldü.
Diğer bir temel değişiklik “tarife kontenjanı” konusunda yapıldı. Ülkeler yoğun bir şekilde ihtiyaç duyduğu girdilerin gümrük vergilerini belli bir süre ya da belli bir miktarla askıya alır, ihtiyaç giderildiğinde eski oranlar üzerinden gümrük vergisi tahsilatına devam ederler. Buna literatürde “tarife kontenjanı” denilir. Oysa yürürlükteki gümrük vergisi oranlarının aritmetik ortalaması % 6 düzeyinde iken İGV’lerde bu ortalama % 15’ler düzeyinde belirlenmiş durumda. Dolayısıyla sadece % 6 vergiden vazgeçmek ihtiyaç duyulan ürünlerin rahatlıkla pazara girmesi için yeterli olamıyordu. 6626 sayılı kararla yürürlüğe konulan “Tarife kontenjanı kapsamında ‘0’ (sıfır) ya da indirimli gümrük vergisi ile ithal edilen eşyaya ilave gümrük vergisi uygulanmaz.” hükmü ile bu konudaki beklentiler de karşılanmış oldu.
2016 yılından beri taraf olduğumuz Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’na göre, taraf ülkeler yürürlüğe koydukları yeni vergi düzenlemelerini yayımından 30 gün sonra yürürlüğe koymak durumunda. Bu bağlamda gerek yeni İthalat Rejim Kararı’na gerekse İGV Kararına “Bu karar kapsamında 1/1/2023 tarihi itibarıyla gümrük vergisi artırılan eşyanın ithalatına ilişkin gümrük beyannamesinin bu Kararın yayımı tarihini takip eden en geç otuzuncu gün tescil edilmiş olması halinde bu Kararın yayımından önceki gümrük vergisi oranları uygulanır.” şeklinde geçici maddeler eklendi. Böylece Türkiye’de yıllardan beri birçok ithalat partisinde sorun yaratan “başlamış işlem” kavramından da uzaklaşılmış oldu.
Gerek 6625 sayılı İthalat Rejim Kararı’na gerekse 6626 sayılı İGV kararına “TPS-OIC” (İslam Konferansı Teşkilatı Üyesi Devletler Arasında Tercihli Ticaret Anlaşması ve Tercihli Tarife Düzenlemesi Protokolü Kapsamındaki Ülkeler) için 9 ve 8 sayılı sütundaki gümrük vergisi veya ilave gümrük vergilerinin uygulanacağı belirtilerek, bu grup için de farklı oranlar belirlenmesine olanak sağlandı.
İthalat Rejim Kararı’nda bazı gümrük vergisi oranları sabit tutulurken bazılarının düşürüldüğü bazıların da artırıldığı görüldü. Örneğin sanayi ürünlerinde AB Ortak Tarifesi uygulandığından “Organik ışık yayan diyotlardan OLED olanlar ın gümrük vergisi % 3,5’tan 0 oranına çekildi. Tarım ürünlerinde ise Türkiye kendi iradesiyle vergi oranlarını belirleyebiliyor. Bu alanda da toplumun geniş bir yelpazesinde kendi hayat anlayışları ve inançları doğrultusunda yiyip içen insanların yoğun olarak tükettikleri ürünlerin gümrük vergisi oranlarının artırılarak, vergi hasılatının yükseltilmeye çalışıldığı görülüyor. Örneğin “hurma”nın ve “dökme etil alkol”ün gümrük vergi oranları %10’dan %25’e çıkarıldı.
Diğer önemli bir değişiklik metni olarak 3 Ocak tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliği değişikliklerinden bahsetmek mümkün. Gümrük beyannameleri 2000 yılından beri elektronik ortamda üretilerek tescil edilmekle birlikte, bunların kâğıt nüshaları ve ekleri gümrük idarelerine teslim edilmek durumundaydı. 2019 yılından itibaren gümrük ihracat beyannamelerinin sadece dijital ortamda tescil edilmesi ile yetinilmeye başlandı. 3 Ocak’ta yapılan değişiklikle YYS (Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası) olan kişilerin gümrük antrepo beyannameleri de sadece dijital ortamda tescil edilecek. Bu beyannamelerin ekleri ise gümrük yükümlüleri tarafından muhafaza edilecek. Düzenlemenin YYS ile sınırlı tutulmasından, beyannamede kâğıt ortamından uzaklaşılmasında hasis davranılmaya devam edeceği sonucunu çıkarmak mümkün.
Gümrük Yönetmeliği’ndeki diğer bir değişiklik Dahilde İşleme Rejimi kapsamındaki rejim kapatma başvuru sürelerinin uzatılması yönünde yapıldı. Buna göre, kapatma başvuruları izin belgesinde öngörülen süre içinde veya en geç bu sürenin sona erdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde yapılabilecek.
Öte yandan, gümrük beyannamesinin tescil tarihi itibarıyla mevcut bilgi ve belgelere istinaden beyanda bulunulan ancak tutarı kesin olarak belirlenemeyen depolama, tahmil-tahliye, liman giderleri gibi ithalatta katma değer vergisi matrah unsurları için, en geç söz konusu matrah unsurunun muhasebe kayıtlarına intikal ettirildiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar “istisnai beyan” kapsamında beyanda bulunulabileceği yönünde Gümrük Yönetmeliği’nde düzenleme yapıldı.