Dış ticaret açığında 100 milyara bir adım kaldı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Bir yıl önce 43-44 milyar dolar civarında bulunan yıllıklandırılmış ticaret açığı şimdi 98 milyar dolara dayandı. Bir yılda yüzde 100'den fazla artış oldu.

✔ Döviz talebi baskılana baskılana gidiliyor, gidilmeye çalışılıyor; ancak sorun derinleşiyor. Rusya'dan doğalgaz ödemelerinin 2024'e ertelenmesini isteme durumuna gelmişsek, bir yerlere sürükleniyoruz demektir.

Plan şahaneydi... Başka ülkelerin aklına bile gelmeyen bir plandı bu! Biraz sakıncası olabilirdi, yan etkiler doğurabilirdi ama o kadar da olacaktı; getiri götürüden fazlaydı sonuçta... Hem en yararlı ilacın bile yan etkileri yok muydu!

Faiz indirilecek; bunun sonucunda Türk parası biraz değer yitirecek; yine bunun sonucunda ihracat artarken ithalat hız kesecek, müzmin sorun haline gelmiş olan cari açığı küçültme, hatta artıya geçme konusunda yol alınacaktı. Bu kadar olur mu; faiz indirildiği için üretim artacak, istihdam artacak, büyüme hızlanacaktı.

Yani bir taş atılacak ve o kadar çok kuş vurulacaktı ki...

O taş geçen yıl eylülde atıldı ve faiz indirimi başladı.

İhracat arttı ama ithalat daha hızlı arttı...

Böyle olunca cari açık küçülmek bir yana hızla büyüdü...

Üretimde bir süre artış sağlandı sağlanmaya ama orada da sıkıntı tümüyle aşılamadı, maliyetler tırmandı.

İstihdamın ancak düşmesi önlenebildi, öyle kayda değer bir istihdam artışı söz konusu olmadı.

İlk hedef tutmayınca...

İlk hedef dış ticaretti. Kurun yükselmesiyle ihracatçılara rekabet avantajı sağlanacak; ithalat da pahalandığı için hız kesecek, belki gerileyecek, böylece dış ticaret açığı iyice küçültülecekti.

Ama masa başında yapılan hesaplar tutmadı. Evet, ihracat arttı artmaya, hatta her ay ihracat artışına ilişkin rekor demeçleri dinledik; ama ithalatta öylesine bir artış oldu ki bir yıl önceki ticaret açığı ikiye katlandı.

Geçen yılın eylül, ekim ve kasım ayları... Yıllıklandırılmış ticaret açığı 43- 44 milyar dolardı. Ticaret Bakanlığı bu yılın eylülüne ait son verileri dün açıkladı. Artık yıllıklandırılmış ticaret açığı 98 milyar dolara dayanmış durumda.

100’e şunun şurasında ne kaldı ki! Ekim sonunda yıllık açığın 100 milyar dolar sınırını aşacağı kesin.

Geçen yılın ekimindeki yıllık açık 43.5 milyar, bu yılki muhtemelen 105- 106 milyar dolar olacak.

Oysa 105 milyar dolar açığa bu yılın sonunda ulaşılacağı varsayılmıştı. Orta vadeli programa göre yıl sonundaki açık 105 milyar dolar olacaktı. Yıl, öyle görünüyor ki 115 milyar dolar civarında bir açıkla kapatılacak.

Döviz ihtiyacı arttıkça...

Hep vurguluyorum; ekonomi için çok sakıncalı yönleri bulunmakla ve özellikle bitişinde yaratacağı kasırgayla çok daha büyük sorunlar doğuracak olmakla birlikte kur korumalı mevduat uygulaması şu dönem için yurtiçi kaynaklı döviz talebini frenliyor.

Hani pansuman tedavisi denir ya, tam öyle. Ülke yararına uzun vadeli önlemler yerine yılı kurtarmaya, seçime kadar idare etmeye dönük bu uygulama sayesinde kur talebi kırılmış durumda. Vatandaş döviz yerine KKM hesabını tercih ediyor, tüzel kişilere de KKM hesabı açtırmaları için bir dizi avantaj sağlanıyor. Bankalar da döviz tevdiat hesaplarını KKM’ye dönüştüremedikleri ölçüde bir anlamda sürekli cezalandırılıyor.

Bu uygulama yurtiçi döviz talebini büyük ölçüde kırmış durumda ama çarkların dönmesi, sanayi üretiminin aksamaması için ithalat yapılması gerekiyor, bu da döviz talebini canlı tutuyor. Artık bu talebi bile karşılamakta zorlanır duruma gelindiği ortada. Ayrıca sanayi üretimi bir yana enerji ithalatı adeta belimizi büker hale geldi. Bloomberg’in son haberi bu konudaki sıkıntılarla ilgili önemli gösterge. Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz ödemelerinin bir kısmının 2024’e ertelenmesini talep ettiği belirtiliyor. Bu çok önemli bir konu ve detaylar ortaya çıkınca derinlemesine ele almak gerekiyor.

Dövizde sıkıntı olduğu tartışılmaz. Ama üstat Kerim Rota’nın ifadesiyle dövizde Con Ahmet’in Devri Daim Makinesi çalışıyor ve bir cepten bir cebe aktarma yoluyla; bir takım zorlamalarla bu çark şimdilik döndürülüyor.

Tüm yazılarını göster