Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede gün geçmiyor ki yeni bir karmaşa ortaya çıkmasın; Irak-İran-Suriye-Türkiye dörtgeninde işler hiç olmadığı kadar birbirine girdi.
İşbirliği içinde gibi görünenler, birbirlerinin kuyusunu kazarken, gerilim içindeki ülkeler ortak paydalarda buluşmaya başladı.
KONUŞULMAYAN GERÇEK; İRAN-TÜRKİYE GERGİNLİĞİ KAPIDA
En kritik gelişmelerden biri, Suriye Lideri Başar Esad’ın Tahran’ı ziyaret etmesiydi. Esad’ın hem dini Lider Hamaney, hem de Cumhurbaşkanı Reisi ile yaptığı görüşmelerde gündem, Suriye’deki “yabancı silahlı güçlerin” ve “onların paralı milislerinin” ülkeden çıkarılması oldu.
Bu çerçevede Reisi ve Esad’ın bahsettikleri “Yabancı güçler” ülkedeki en etkin “vekil güç” konumundaki İran destekli silahlı milisler ya da bizzat Esad’ın ülkeye davet ettiği Rus askerleri değil elbette; “yabancı güç” ve “paralı asker” denilerek kastedilenin Suriye topraklarındaki Türk ve Amerikan askerleri ile, Türkiye’ye bağlı silahlı güçler olduğu son derece açık. Suriye-İran ekseni, Türkiye’ye karşı cepheleşme eğiliminde.
IRAK İLE SURİYE ARASINA ÖRÜLEN DUVAR
Ankara ile Tahran arasındaki gerilim sadece Suriye’de yaşananlardan ibaret değil; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyinde PKK terör örgütü unsurlarına karşı başlattığı Pençe-Kilit operasyonu da Tahran’da kaşların kalkmasına neden olmuş durumda. O kadar ki, Irak’ın kuzeyinde Mehmetçiğin karşısına PKK teröristlerinin yanı sıra bir de İran destekli Şii milis güçlerinin engellemeleri çıkmaya başladı. Belli ki İran, Türkiye-Irak-Suriye üçgeninde etkili olan Pençe-Kilit operasyonu ile bölgedeki güç dengesinin Ankara lehine değişmesinden rahatsız.
Tahran’ı rahatsız eden bir başka gelişme ise, Bağdat hükümetinin Suriye-Irak sınırında başlattığı duvar projesi; uzunluğu 3.5 metreye varan duvarın, Irak-Suriye sınırı boyunca yaklaşık 200 km uzunluğunda olması planlanıyor. Sınırdan yasa dışı geçişleri çok güçleştirecek bu duvar, özellikle Irak’taki PKK unsurları ile Suriye’nin kuzeydoğusundaki PKK uzantılı PYD-YPG kontrolündeki bölgeler arasındaki “geçiş rahatlığına” son verecek. Bu açıdan bakınca, PKK ile mücadelede Kuzey Irak’taki Barzani yönetiminin ardından, Bağdat’taki mevcut hükümetin de Türkiye’nin safına geçtiğini söylemek mümkün.
Ancak Suriye-Irak sınırındaki duvardan tek rahatsız olan PKK terör örgütü değil;
Hem Irak, hem de Suriye’deki Şii nüfusu silahlandırıp, kendisine bağlı “vekil güçler” haline getiren İran da sınırdaki geçirgenlikten bugüne kadar çok yararlandı. İnşa edilen duvar, PKK unsurları kadar, İran yanlısı milislerin de Irak ve Suriye arasında kontrolsüz geçişlerini olumsuz etkilemeye aday. Bu durum, bölgede İran’ın etkinliğini kırmak isteyen ABD ve İsrail açısından “iyi haber” niteliğinde. Belli ki Bağdat hükümetinin sadece Türkiye’nin değil, ABD’nin baskısıyla da girişmiş durumda bu sınıra duvar inşaatı işine.
ANKARA-WASHİNGTON İLİŞKİLERİ; ABD’NİN ÇELİŞKİSİ
Bölgede yaşananların Ankara-Washington ilişiklerindeki karmaşayı da gözler önüne serdiğini söylemek mümkün; ABD yönetimi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyinde yürüttüğü askeri operasyona –değil tepki göstermek- kontrolündeki Irak hava sahasını açarak destek veriyor. Ancak iş Suriye’deki PKK ilişkili PYD-YPG’ye gelince değişiyor; Ankara’nın tüm ısrar ve baskısına rağmen ABD Suriye’nin kuzey doğusundaki PYD-YPG kontrolündeki bölgeleri silahlandırmaya, buradaki milislere eğitim vermeye devam ediyor.
TÜRKİYE’DEKİ HAMAS YETKİLİLERİ ÜLKEYİ TERKEDİYOR
Ankara’nın Filistin davasına bakışı konusunda da değişimler yaşanıyor. AK Parti hükümetinin İsrail ve Körfez Arapları ile ilişkileri normalleşme çabaları, Türkiye’deki Hamas yapılanmasını etkilemeye başladı. İsrail basında, aralarında Hamas’ın siyasi büro başkan yardımcısı Salih El Aruri’nin de olduğu pek çok Hamas yetkilisinin Türkiye’deki oturma izinlerinin iptal edildiğini, kendilerinden “kibarca” ülkeyi terketmelerinin istendiğine ilişkin haberler yayınlanmaya başladı. Türkiye’den ayrılmakta olan Hamas’ın kendisine yeni siyasi merkez olarak Malezya’yı gözüne kestirdiği de yazılıp çizilmeye başlandı.
Hamas yetkililerinin sessiz sedasız Türkiye’den ayrılmalarına, Mısır’daki Müslüman Kardeşler Hareketi’nin İstanbul merkezli televizyonu Al Mekalemeen’in de yayınlarına son verdiğine ilişkin açıklaması eklendiğinde ortaya çıkan tablo net;
AK Parti hükümeti Müslüman Kardeşler hareketine bugüne kadar verdiği desteği sonlandırıyor.
Tüm bunlar Türkiye’nin 2023 seçimleri öncesinde ideolojik dış politikayı bırakıp, yerine Batı’yı önceleyen güvenlik odaklı dış politikaya döndüğünü de gösteriyor.