Dış bağımlılığın kısa ve uzun vadeli çözümleri

Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım. Küresel ticaretin standartları yeniden yazılıyor. Eskiden finansal sistemlerden ya da bölgesel güçlerin dengesinden gelen kriz dalgaları, şimdilerde tek kaynaktan geliyor; insan sağlığı ve biyo-teknolojik yeterlilik. İhracatın ithalatı karşılama oranına son yedi yıl için bakalım. 2013 ile 2018 dönemi, dünyanın GSYH büyümesinin görece durağan seyrettiği yıllara karşılık gelir.


Böylece küresel ticaret talebini, değişmiyor kabul edebiliriz. 2008’de Lehman ve 2011’de de Avrupa, küresel finans sisteminin üstüne çökmüştür. Burada bizim amacımız, dış satım potansiyelimizi daha net görebilmek. 2013-2018 periyodundaki beş yıl boyunca, küresel ekonomi 3,43-3,87 arasına adeta demir attı. 2019, Çin ile ABD’nin Trump liderliğinde kapıştıkları yıldı. Dünya ekonomik büyümesi de bundan nasiplendi. Peki, bizim dış ticaretimizde neler olup bitiyor? Neden ihracatın ithalatı karşılama oranı, bir aşağı bir yukarı salınıp duruyor?

1. 2019 için bir kerelik ihracatın ithalatı karşılama oranında sıçramışsak, bunu ABD-Çin kavgasına borçluyuz. Avrupa, Türkiye’yi Çin’e kıyasla küçük ölçek talepleri için sık sık kullanır. Çünkü lojistik avantajımız var. Bu, dönem-dönem bize yönelik ucuzluk kaynaklı talepler getirir.

2. Ham petrol fiyatları 2013’te 105.87 ABD Doları gibi yüksek bir seviyedeyse, “bu bizi ihracatın ithalatı karşılama oranı açısından bayağı zorlayacak” diye düşünmemiz gerekir. Bir bakıyoruz ki, oran birden 61.90’a gerilemiş. 2016’daki gibi, ham petrol fiyatları 40.76 ABD Doları’na düşmüşse iyi; biz de oranı 73.80’a taşıyoruz. Bir sonraki yıl ham petrol 52.51 ABD Doları’na sıçramışsa, “oranımıza da 68.90’a gerilemenin” yolu görünmüş demektir. 2018 ve 2019 yıllarında, ham petrol fiyatlarından bağımsız bir artış görüyoruz. Maalesef bu artış, uzun süreli bir sevince dönüşemiyor. Çünkü 2018 ve 2019 yıllarında dünya ekonomisi küçülmüş, bölgesel ticaret savaşları yaşanmış, biz de bundan karlı çıkmış olduk; durum bundan ibaret. Nitekim bu yıl ham petrol 37.30 ABD Doları, dünya küçülmesi de 3.03 olacak. Ocak-temmuz dış ticaretimize bakıyoruz, ihracatın ithalatı karşılama oranı, kelimenin tam anlamıyla çökmüş, birden 77.20’e kadar gerilemiş.

3. İhracat ürünlerimize yönelik sabit bir talep oluşturacak albeni yaratamıyoruz. Ocak-temmuz dönemi dış ticaret rakamları, imalat sanayi ihracatının çift hanelerde gerilediğini, imalat sanayi ithalatının ise çift haneli arttığına işaret ediyor.

4. Dış siyaset yalnızlığımızın doruğundayız. Bu yalnızlık da bize, turizm gelirlerinden ihracat ithalat rakamlarımıza kadar, geniş bir yelpazede ekstra yükler bindirmekten geri kalmıyor.

Anlayacağınız, bir açmazın içindeyiz. Bunun kısa vadeli çözümü, Avrupa Birliği’ni Gümrük Birliği Anlaşması’nı revize etmeye zorlamaktır. Uzun vadeli çözümüyse; yine eğitim, yine dış siyaset, yine küresel yatırımcı güvenini sağlamak, yine hukuksal güvence, yine bölgesel yatırım dağılımını batıdan doğuya kaydırmak, yine tarımı sanayiyle kol kola şahlandırmaktır.

Tüm yazılarını göster