DİR’le gelen altının önü açılsın, ithalat değil, ihracat artar

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

GEÇEN Cuma sabahı İstanbul Havalimanı’nda Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş ile karşılaştım. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin Antalya’daki alım heyeti organizasyonuna katılacağımı söyleyince 2020 yılı Ocak ayı başlarını anımsattı:

- Bu organizasyonun ilkini Mücevher İhracatçıları Birliği yönetiminde iken (Mustafa Kamar Başkan, Emil Güzeliş Başkan Yardımcısıydı) biz yapmıştık. 25 ülkeden 202 alıcı gelmişti.

Mücevher İhracatçıları Birliği’nin Burak Yakın başkanlığındaki şimdiki yönetimini kutladığını belirtti:

- Çok çalıştılar. Bu yılki organizasyona 500’ün üzerinde yabancı firma geliyor. Biz başlattık, Burak başkan ve ekibi işi büyüttü.

Antalya Havalimanı’nda Birlik danışmanı Tanyel Yılmaz’la buluştuk, alım heyeti organizasyonunun gerçekleştiği Kaya Palazzo’ya gittik. Doğrudan etkinlik alanına geçtik.

Stantların başladığı noktada Birlik önceki başkanlarından, şimdi Başkan Yardımcısı olan Ayhan Güner’le karşılaştık. Alım heyetiyle yaşadıkları coşkudan önce bir sıkıntıya işaret etti:

- Dahilde İşleme Rejimi (DİR) çerçevesinde yurt dışından getirilen altın miktarını 20 kiloya indirdiler. Ticaret Bakanlığı’na bu kısıtlamanın ihracatımıza gem vurduğunu anlattık. 40 kiloya çıkarma sözü verdiler ama 5 aydır ses yok.

Alıcılarla dolu stantları gezip Birlik Başkanı Burak Yakın’la sohbete oturduk. Yanında Yönetim Kurulu Üyeleri Hüseyin Şaşmaz, Alper Sözer, Murad Köşker,  Muhasip Üye  Fehmi Çanlı vardı.

Burak Yakın, 63 ülkeden 511 alıcı yabancı firmadan 1016 kişiyi 4 gün boyunca etkinlik kapsamında ağırladıklarını belirtti:

- Üyelerimizden 87 firmaya stant yer verebildik. Daha önceki organizasyonlara göre katılımcı sayısını epey yükseltmiş olduk.

Sektörün 2022’yi 6 milyar dolarlık ihracatla kapattığını anımsattı:

- Katma değerli ihracatta yüzde 10 artıdayız. Hükümet altın ithalatını kısma niyetiyle DİR kapsamında getirilen altın miktarı 20 kiloya düşürüldü. Aslında bu durum bize göre ithalatı tetikleyen etki yapıyor. DİR’in önü açılsa ithalat düşer.

Sistemin nasıl işlediğini açtı:

- DİR kapsamında yurt dışından getirilen altının 4 ay içinde işlenip ihraç edilmesi gerekiyor. İhracat gerçekleştikten sonra yeniden 20 kilo daha getirilmesine izin veriliyor. Miktarın 40 kiloya çıkarılması aslında mücevher ihracatını tetikler.

Kısıtlamanın nedeni üzerinde durdu:

- Altın ithalatı, cari açığın önemli kalemleri arasında görülüyor. Ancak, biz sektör olarak inanıyoruz ki, 4’er aylık süreyle geçici yapılan DİR kapsamındaki ithalatın cari açığı artırıcı etkisi olmaz. DİR rahatlarsa ihracatımız da artar.

Şu öneriyi ortaya koydu:

 - Zaten DİR kapsamında getirilen altının 4 ay içinde işlenip ihracatın gerçekleşmemesi durumunda ceza uygulanıyor. Bu konuda sıkı takip, denetim yapılsın. Cezalar artırılsın. Böylece sektörümüzün genelinde işini düzgün yapanların önü açılsın.

Sektörün bu yılki ihracat hedefini sordum, yanıtladı:

- 2023’te 7.5 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var. İhracat pazarlarımızın ilk 5’i şöyle sıralanıyor:

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD, Hong Kong, Irak, İsrail. Mücevher ihracatçısı Ticaret Bakanlığı’na, “DİR kapsamındaki altın miktarını 40 kiloya çıkarın, ihracatımız artsın” taahhüdü veriyor.

Kulak vermekte, denemekte yarar var gibi görünüyor…

Türkiye’de altının ons fiyatındaki fark, işçilikten götürüyor

MÜCEVHER İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Murad Köşker, Birlik Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Şaşmaz’ın şirketi Azzuro standındaki sohbette Türkiye’de ons başına altın fiyatının uluslararası piyasaya oranla yüksek seyretmesi konusunu açtı:

- Altın ithalatının kısıtlı seyretmesi Türkiye’deki ons başına fiyatın daha yüksek olmasına yol açıyor.

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın, CEO’su olduğu Nadir Metal’den 500 gram, 1 kilo ve 12.5 kiloluk külçeler getirtip, söz konusu farkın kilo başına yansımasına işaret etti:

- 1 kilo altında Türkiye’de oluşan fark 630 dolar dolayında seyrediyor.

Murad Köşker, parmağındaki yüzüğü gösterdi:

- Kilosunu 630 dolar daha pahalıya aldığımız altını işleyip, örneğin yüzük yapıyoruz. Müşteri altının uluslararası piyasadaki ons fiyatını da yakından izliyor, hesap yapıyor. Dolayısıyla biz yaptığımız yüzüğün fiyatını belirlerken işçiliğimizden yiyoruz, farkı sineye çekiyoruz.

Burak Yakın, altının Türkiye’deki ons fiyatının uluslararası piyasaya göre daha yüksek olmasının nedenini anlattı:

- Altın ithalatında daha önce bankalar da devredeydi. Bankaların her biri tek seferde 10 ton altın ithal edebiliyordu. Bankalar devreden çıkarılınca altın ithalatı sadece yetkili aracı kurumlara kaldı. Onlar da 4-5 firma birleşip 2-3 ton getirebiliyor.

Ardından ekledi:

- Yani, piyasaya altın girişi ihtiyaç temposunda olamıyor, talep karşılanamıyor. Bu da ülkemizdeki fiyatı yukarı çekiyor.

Antalya’da rahatlıkla 750 milyon dolarlık satış yapmış oluruz

MÜCEVHER İhracatçıları Birliği’nin Antalya’da Kaya Palazzo’daki “alım heyeti etkinliği”nde öncek Başkan Mustafa Kamar’ın Roberto Bravo standına baktım, içerisi doluydu.

Kamar’a sordum:

- Durum nasıl?

Yanıtladı:

- Maşallahı var. Gayet iyi. Başkan iken kendi standımda fazla duramıyordum. Şimdi işimize bakıyoruz.

Altınbaş Mücevherat Grup Başkanı Atilla Keskin ve Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş’le de stantlarında sohbet ettim, şu mesajı aldım:

- Çok hareketli geçiyor. Alıma, siparişe dönüşen görüşmeler yoğun.

Birlik Yönetim Kurulu Üyesi Fehmi Çamlı da aynı izlenimi aktardı:

- Bu sene alım heyeti etkinliğimiz muhteşem gerçekleşiyor.

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın ve yönetim ekibi şu hesabı ortaya koydu:

- 63 ülkeden alıcı 511 firma geldi. Her biri 1’er milyon dolarlık alım yapsa veya sipariş verse zaten 500 milyon doları aşarız. Buradaki iş hacmi 750 milyon doları rahat bulur. Belki 1 milyar doları da yakalar.

Tüm yazılarını göster