Direksiyon gençlere geç bırakılıyor, şirketler çağı yakalamakta yavaş kalıyor

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç, büyük torunu Mustafa Koç 18 yaşındayken staj için Beko Ticaret A.Ş.’nin Genel Müdürü Cengiz Solakoğlu’nun yanına göndermişti.

Aradan zaman geçmiş, Mustafa Koç, grup şirketlerinde adım adım farklı görevler almaya başlamıştı. Epey deneyim kazandıktan sonra bir gün grupta kendine en yakın gördüğü profesyonel yönetici olan Cengiz Solakoğlu’na içini açtı:

Dedem beni şirketlerde başkanlık görevine getirmiyor.

Solakoğlu, Vehbi Koç’un huyunu bildiği için Mustafa Koç’a şu öneride bulundu:

Vehbi Bey’e mektup yaz, talebini uygun bir dille ortaya koy…

Solakoğlu, bilgisayar başına geçip Mustafa Koç’un ağzından mektubu yazdı. Mektup ulaştığında Vehbi Koç, Solakoğlu’nu çağırdı. Mektubu uzattı:

Mustafa mektup yazmış… Başkanlık istiyor. Soyadı “Koç” olmasaydı sen şirketlerde Mustafa’yı Başkan yapar mıydın?

Solakoğlu yanıtladı:

Efendim, Allah gecinden versin. Sizden sonra Başkanlık görevini Rahmi Bey’in, sonrasında da Mustafa Bey’in devralması söz konusu olacak. Bence şimdiden yetki verin. Eksikleri, yanlışları varsa siz hayattayken görün. Mustafa Bey’in yetişmesi için önünü açın.

Cengiz Solakoğlu’nun “Koç’ta 38 Yıl… Anadolu’dan Anılarla…” kitabından anlattığı bu öyküyü Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özer’le sohbette anımsadım. Özer, reklam sektöründe faaliyetleri olan, GYİAD yönetiminde daha önce görev almış iletişim danışmanı Furkan Reis’in de katıldığı sohbette, derneği anlatırken şu noktanın altını çizdi:

Aile şirketlerinde birinci, ikinci, üçüncü kuşak ile çağ farkını yönetmeye çalışıyoruz.

Furkan Reis, araya girip geçmişe göre son 20-30 yılda değişimin çok daha hızlı yaşandığını anımsattı:

Son 20 yılda değişim, gelişme çok hızlı oldu. 20 yılda kuşaklar arasında çağ farkı da açıldı, büyüdü.

GYİAD’ın şu rolü üzerinde durdu:

GYİAD, şirketlerde birinci jenerasyon ile ikinci, üçüncü jenerasyon arasında köprü gibi…

Mustafa Özer, hızlı değişimin birçok şirkete aynı hızda yansımadığını vurguladı:

Bu durum ailelerin genç kuşaklarının direksiyona geç geçmesinden kaynaklanıyor. Birinci kuşak, ikinci, üçüncü kuşağa direksiyonu bırakmakta geç kalıyor.

Özer, GYİAD’ın 1986’da kurulduğunu, 300’e yakın üyelerinin olduğunu anımsattı:

Şirketlerin ikinci ve üçüncü nesil temsilcileri ile girişimciler üyelerimizin çoğunluğunu oluşturuyor.

Furkan Reis, üyelerle ilgili şu dağılım bilgisini paylaştı:

Üyelerimizin yüzde 40’ını aile şirketlerinin genç temsilcileri oluşturuyor. Yüzde 40’ı genç girişimciler. Yüzde 20 de profesyonel yöneticilerden oluşuyor.

Mustafa Özer, üye profili ile ilgili şu noktaya işaret etti:

Derneğin kadın üye sayısı ile yönetim kuruluna giren kadınlar konusunda dengeli bir dağılım söz konusu.

Sohbet sırasında GYİAD’ın kurucularına baktım:

  • Ali Kibar, Ceylan Pirinçcioğlu, Sabri Dağdelen, Fulya Ademoğlu, Galip Bilgin, İzzet Garih, Kasım Zenel, Koray Gönensin, Leyla Alaton, Mine Hekimoğlu, Nezihe Geneli Fereli, Tevfik Yamantürk, Önder Eren.

Özer, üyelerin çoğunluğunun İstanbul merkezli şirketlerden olduğunu kaydetti:

Ancak, Anadolu’ya da açığız.

GYİAD olarak teoriyle pratiği buluşturma konusunda çalışmaları olduğuna dikkat çekti:

Üyelerimiz, yönetim kurulu üyelerimiz, yüksek istişare kurulu üyelerimiz, yani GYİAD ailesi olarak üniversitelerde dersler veriyoruz. 8 üniversitede ders konusunda işbirliğimiz var. Söz konusu derslerde teoriyi pratiğe dönüştürmek ilk hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Özellikle aile şirketlerinde kurucu babaların genç kuşağa yetki verme konusunda genellikle tereddütlü davrandığına sıkça rastlıyorum.

Nitekim 2 yıl önce İstanbul’da önemli şirketlerden birinin kurucusu, ofisinde kahve içerken yanımda oturan oğlunu işaret etti:

İki yıl sonra yönetim kurulu başkanlığını da oğluma devredeceğim.

Ben tam, “Neden 2 yıl sonra” diye sormaya hazırlanırken, oğlu kulağıma eğildi:

İki yıl sonra babam 80 yaşına girecek. O nedenle iki yıl sonrayı işaret ediyor.

Bildiğim kadarıyla söz konusu kurucu baba, henüz yönetim kurulu başkanlığını oğluna devretmedi…

Bu tür şirketlerde kurucu kuşakların GYİAD’ın saptamalarına kulak vermesinde yarar var.

Yoksa kendileriyle birlikte şirketleri de çağın gerisinde kalır değil mi?

Orta gelir tuzağından dijitalleşme ile kurtuluruz

GENÇ Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özer, dijitalleşmenin önemi üzerinde durdu:

Dijitalleşme ile birlikte gündeme gelecek yeni tip “aranan eleman” konusunda araştırma yapıyoruz. Dijitalleşme konusunda yetkinliğe sahip üyelerimiz var.

Şu noktanın altını çizdi:

Orta gelir tuzağını aşmakta oldukça zorlanıyoruz. Orta gelir tuzağını dijitalleşme ile aşabileceğimize inanıyorum.

Aile işine girmek istemedik, ablamla kendi işimizi kurduk

GYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özer, 1984 Afyonkarahisar doğumlu olduğunu belirtti:

İlköğretim sonrası İstanbul’a gönderildim. Nişantaşı Işık Lisesi’nin ardından Koç Üniversitesi İşletme’yi bitirdim. Bir süre yurt dışında çalışma deneyimi edindim.

Babası Mustafa Özer’in Afyonkarahisar ve Kosova’da konveyör üretimi yaptığını bildirdi:

Ben ve ablam Pelin Özer, aile işi yerine kendi işimizi kurma yolunu seçtik. MPM Gıda’yı kurduk. MPM, Mustafa, Pelin ve Mustafa’nın baş harflerinden oluşuyor. Baştaki M, babamdan geliyor.

MPM’nin ana faaliyet alanını şöyle özetledi:

Tarımsal emtialar konusunda uluslararası brokerlik yapıyoruz. İlgilendiğimiz ürünler buğdaydan ayçiçeğine uzanıyor.

Ayrıca gıda bileşenleri ticareti yaptıklarını kaydetti:

Unlu mamuller, çikolata, et, süt sektörüne hammadde ithal ediyoruz.

Ben 4’üncü Mustafa oğlum 5’inci Mustafa

 MPM Gıda’nın kurucusu Mustafa Özer, şirketin ilk M’sinin babasının adının baş harfi olduğunu belirtirken dikkatimi çekti:

Babamın adı Mustafa, benim de adım Mustafa…

Özer ailesinin Mustafa adını dededen toruna benimsediğini belirtti:

Babam 3’üncü, ben 4’üncü Mustafa’yım. Benim oğlum da ailemizdeki 5’inci Mustafa.

Seri girişimciyim, HGS’de yabancı araç kayıplarının peşindeyiz

GYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özer’in iletişim danışmanlığını yürüten Furkan Reis, Red and Grey Media’nın kurucusu olduğunu belirtti:

Bir taraftan Red and Grey’de kreatif ajans hizmetlerini sürdürürken, diğer taraftan seri girişimci olarak yatırımlar yapıyorum.

Şimdiye kadar 9 şirkete yatırım yaptığını bildirdi:

Bunlardan 3-4’ü start-up aşamasında.

Söz konusu şirketlerden birinin HGS geçişlerindeki kaçaklar üzerine odaklandığını vurguladı:

HGS’deki kayıplar yılda 9 milyar lirayı buluyor. Bunların 3’te biri yabancı plakalı araçlardan kaynaklanıyor. Benim yatırım yaptığım uygulama yabancı plakalı araçlardan kaynaklanan kayıpları önlemeye çalışıyor.

 

Tüm yazılarını göster