Enerji, kural koyandır. Yokluğu düşünülemez. Hele ki üretmek ve ürettiğini satmak zorunda olan Türkiye için enerji güvenliği, hayatidir. Suyumuzu kullandık, güneşi sağıyoruz, rüzgârı süzüyoruz. Doğal gazımız yok, petrolümüz Gabar’sa da sınırlı. Ancak yerli ve milli servetimiz kömürümüz var.
Kömürümüz var ama kömüre düşmanımız çok. Misal Avrupa Birliği… Çevre ve yeşil üzerinden kendisi güç kazanma stratejisi kurarken kömürü lanetlemiş fakat Putin fişlerini çekince, en küçüğü bizim Soma büyüklüğünde 114 kömür santralini devreye alıverdi. Yetmedi; “çevreci teknoloji” ilan etti.
VE AB’NİN YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİ
Türkiye Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) ile toplantıdayız. Başkan Muzaffer Polat, AB’nin çifte standardı yüzünden ülkede kömür üretimine getirilen engelleri anlatıyordu. AB’nin bizden kömür istediği zamanları hatırlatıyor; “kömüre kötü algı yapıştırıyorlar, oysa en ucuz enerji ve bize ait…”
Hâlbuki kömür stratejik maden kapsamına alınmalı, desteklenmeli. Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşında değeri daha iyi anlaşılmasına rağmen iklim değişikliği söylemiyle siyaset yapan TEMA ve benzerleri; madenciler, kömürcülerle konuşmaya dahi yaklaşmıyor, AB’nin neferi gibi davranıyorlar.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Kömüre ihtiyacımız var mı?
Elbette… Enerji ihtiyacımız tırmanıyor. Birincil enerji tüketimi son 10 yılda %35 arttı bile. Kaynaklarda ilk 3 sırayı; %28,6 ile petrol, %27,4 ile doğal gaz ve %26,7 ile kömür alıyor. Bunun da %11,7’si yerli, %15’i de ithal. Hidroelektrik, rüzgâr ve güneş var fakat yeterli değil. Kısacası kömüre hala mecburuz.
Kömürcüler ne olsun istiyor?
Muzaffer Polat; kömüre verilen teşviklerin yerli üretici aleyhine çalıştığını söylüyor; “termik santrallerinde ithal kömür kullanırlarsa ton başına 385 kuruş teşvik alırken, yerli kömür kullandığında 120 kuruş teşvik alıyor. Tuhaflık var. Yerli üreticiyi zorlayan bu tablonun değişmesi için uğraşıyoruz.”
not/YERLİ VE MİLLİ KÖMÜRÜMÜZÜN KIYMETİNİ BİLELİM
Kömür üretimimiz salgın yılı dışında son 7 yıldır artıyor. 2022’de satılabilir kömür üretimi, %10,2 artışla 95,3 milyon tona ulaştı. Almanya ve Çin’den sonra en fazla linyiti biz üretiyoruz. Kömür ithalatımız 2017’de hız kesti ve 2023’te 36 milyon tona indi. Sebep; santral yatırımında duraklama.
Kömür ithalatına gelince; 2021’de 4,5 milyar $, 2022’de 8,8 milyar $ ve 2023’te 5 milyar $ harcadık. Türkiye dünyada en fazla kömür tüketen 9’uncu ülke… Yerli kömürün enerjimizi karşılama oranı düşüyor. Yüzde 12’lik payını koruması için yılda 3-3,5 milyon tonluk kömür üretim artışı gerekiyor.
Bakmayın sanayileşmiş ülkelerin kömürden çıkma dayatmasına… Misal İngiltere’de kömür bitince yasaklandı. Avrupa ülkeleri “ya kömür olmazsa” telaşında… Bazı bankaların “kömürü finanse etmiyoruz” böbürlenmesi de kendi servetine düşman çakma çevreci profesyonel aktivistlerden…
20 milyar tonluk rezerv sahibi ülkemizin bazı kötülükleri var bahanesiyle kömürden çıkmaması gerek. Zeytin yasası da sorunlu… Ağaç nakledilir ama kömür hala milyarlarca yıldır aynı yerde. Ruhsat güveni yok diye yatırımcı da buradan uzak tutuluyor. Kömürüne düşman çevreciler bilsin istedim.
Gine’nin bağımsızlık günü, sömürgeci Fransızların son kömür vagonunu ocaktan çıkardıkları gün idi. Ülke kaynaklarını tüketince özgürlük verdiler. 5 yılda 50 milyar $’lık net katkı neden tu kaka ediliyor?