Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 1-7 maddelerinde yapılan düzenleme ile ihdas edilen “Dijital Hizmet Vergisi” 01 Mart 2020 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
Kanun’un 1’inci maddesi gereği Türkiye’de sunulan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat, dijital hizmet vergisine dahildir.
a) Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dahil.)
b) Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dahil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler,
c) Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetinde satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dahil)
Yukarıda sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir. Bu kanunun uygulanmasında;
a) Dijital ortam: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, çevrim içi faaliyetin gerçekleştirildiği her türlü ortamı,
b) Dijital hizmet sağlayıcıları: Birinci maddede sayılan hizmetleri sunanları,
c) Hasılatın elde edilmesi: Hasılatın mahiyet ve tutar itibarıyla kesinlik kazanmış olmasını,
ç) Hizmetin Türkiye’de sunulması: Hizmetin Türkiye’de faydalanılmasını, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesini veya hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesini ifade eder.
Bu bağlamda “Değerlendirmeden maksat” hizmetin karşılığını teşkil eden ödemenin Türkiye’de yapılması veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya karından ayrılmasıdır. Ancak dijital ortamda sunulan reklam hizmetinin Türkiye’de bulunmayan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi durumunda hizmet Türkiye’de değerlenmiş sayılmaz.
d) Finansal muhasebe açısından konsolide grup Uluslararası Finansal Raporlama Standartları veya Türkiye Finansal Raporlama Standartları uyarınca konsolide finansal tablolarda yer alan tüm işletmeleri ifade etmektedir.
Dijital hizmet vergisinin mükellefi dijital hizmet sağlayıcılarıdır. Bunların Gelir Vergisi ile Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam mükellef olup olmaması, dar mükellefiyette söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesi dijital hizmet vergisi mükellefiyetini etkilememektedir.
Ayrıca mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni iş merkezlerinin bulunmaması halleri ile gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenlerin verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.
Yasal düzenleme gereği ilgili hesap döneminden önceki hesap döneminde bu Kanun’un birinci maddesinde sayılan hizmetlere ilişkin, Türkiye’de elde edilen hasılatın 20 (yirmi) milyon Türk Lirası’ndan veya dünya genelinde elde edilen hasılatın 750 (yedi yüz elli) milyon Euro’dan veya muadili yabancı para karşılığı Türk Lirası’ndan az olanlar dijital hizmet vergisinden muaftır. Mükellefin, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması halinde, bu hadlerin uygulanmasında grubun verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılat dikkate alınır.
Cumhurbaşkanı yukarıda yer alan hadleri verginin konusuna giren hizmet türlerine göre ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkilidir.
İlgili hesap dönemi içerisinde yukarıda yer alan hadlerin her ikisinin de aşılması halinde muafiyet sona erer ve haddin aşıldığı vergilendirme dönemini takip eden dördüncü vergilendirme döneminden itibaren dijital hizmet vergisi mükellefiyeti başlar. Söz konusu hadlerin aşılıp aşılmadığının tespitinde hesap döneminin üçer aylık dönemlerinin sonu itibarıyla ilgili hesap dönemi için elde edilen kümülatif hasılat dikkate alınır. Bu bağlamda arka arkaya iki hesap dönemi boyunca yukarıda başlangıçta yer alan hadlerden herhangi birinin altında kalanların vergi muafiyeti izleyen hesap döneminden itibaren tekrar başlar.