Çin’deki ekonomik başarıların, toplumsal gelişmelerin, teknik ilerlemelerin arkasındaki gücü anlamak için “Bir Yol Bir Kuşak”, “Küresel Güvenlik İnisiyatifi” ve “Dijital Çin Planı” gibi küresel ölçeklerde etkili olabilecek büyük projeler yakından izlenmeli. Çin yönetiminin yürürlüğe koyduğu küresel ölçekteki projelerin stratejik hedefleri, taktikleri ve uygulama yöntemlerini izlemeden ve anlamadan gelişmeyi doğru okuyamayız.
Mart ayının ilk yarısında toplanan Çin Ulusal Halk Kongresi’nde öncelikli ilk üç konu arasında yerini alan “Dijital Çin Planı” şu varsayımlara dayanıyor:
- Endüstri 4.0’in temelinde dijitalleşme ve veri egemenliği var; veri çağımızın petrolü niteliğindedir; bu nedenle veriye hakim olmak için gerekli adımlar atılmalıdır.
- Veri üretim güçleri arasına girmiştir; geleceğin üretim ilişkilerini belirlemede de önemli rol oynayacaktır.
- Veri geleceğin toplumlarını şekillendirecek, egemen güçlerini belirleyecektir.
Çağın karakteristik üretim faktörü
Söz konusu veri olunca, son dönemlerde, verinin yaşam biçimlerimiz, yaşam tarzlarımız ve yaşam kalitemiz üzerindeki etkilerinin yoğun tartışmalara yol açtığını anımsatalım. Veri bilimcileri, tam, doğru ve işlevsel verinin üç bileşenden oluştuğu üzerinde duruyor: Birincisi, gözleme, izleme, ölçme ve sayısallaştırma. Bir verinin yeni bir nesne üretimine ve yeni bir metot geliştirmesine katkı yapabilmesi için sayısal sonuçları içermesi gerekiyor.
Verilerden yeni bir nesne üretilmesi ve yeni bir iş yapma metodunun geliştirilmesi için ikinci bileşen de önemli: Görselleştirme. Verinin sayısal içeriği kadar, görselliği hızla gelişiyor. Görsellik, öğrenme, anlama ve anlamlandırma yollarını kısaltıyor.
Verinin üçüncü bileşeni kavramsallaştırma: İnsan beyni gözlemlediği olay ve olguları önce adlandırıyor; adlardan kavramlar ve terimler türetiliyor, kavram ve terimlerden de düşünceler geliştiriliyor. Düşünceler de projeye dönüşüyor; yeni bir nesne üretimi ya da yeni bir metot geliştirerek insan yaşamına katkı sağlayan sonuçlara ulaşılıyor.
İnsan yaşamını derinden etkileyen veri konusunda ülkeleri yönetenler de bir dizi önlem alıyor. Bu önlemlerden biri de “Dijital Çin Planı”. Medyaya yansıyan Çin’in veri konusundaki yaklaşımını açıklayan metinde aşağıda paylaşılan saptamalar yer alıyor:
“Ülkenin topyekûn dijitalleşmesi ve dijital entegrasyonunun/koordinasyonun sağlanması sürecinde veri/data katalizör olarak ortaya çıkıyor. İktisadi faaliyetlerin dijital dönüşümünün hız kazanmasıyla birlikte, üretim verimliliğini artırmada verinin çarpan etkisi giderek öne çıkıyor ve çağın en karakteristik üretim faktörü haline geliyor. Bu doğrultuda ilk adım veri kaynakları için temel sistemler ve standartlar oluşturmaktır. Bu, veri kaynaklarını iyi yönetmek ve kullanmak için önemli bir temel ve ön koşuldur. Veri temeli ve temel teknik standartların genel standartlarını iyileştirmek, ulusal bir veri kaynakları katalog sistemi oluşturmak ve veri kalitesini ve standardizasyonu iyileştirmek gereklidir. Ne var ki verinin etkin rolünü oynayabilmesi için yerelden merkeze, parçadan bütüne eldeki verilerin entegre bir havuzda toplanması ve merkezi bir akılla işlenmesi gerekliliği kendisini hissettiriyor. Bu amaçla ulusal veri paylaşımına ve açık platform sistemine güvenerek, hükümet veri paylaşımı ve değişiminin teşvikini hızlandırmak, ekonomik yönetişimin temel veri tabanını optimize etmek ve sosyal durumları daha iyi algılamak ve karar alma ve yönetişime yardımcı olmak için büyük verileri kullanmak önem kazanıyor. Elbette bu yapılırken, oluşturulan bu büyük veri hazinesinin (finans, enerji, iletişim, ulaşım, sağlık vb verilerin) istenmeyen aktörlerden korunması zarureti ortaya çıkıyor”
Uyuz Aslı’ın Kerem’i
Halkımızın akıl birikiminin damıttığı bir anlatımı bilenleriniz vardır: “ Uyuz olan Aslı’ının Kambur olur Kerem’i/ Tezekten terazinin / Bo…tan olur dirhemi”.
Uyuz Aslı olmamak için sürekli durum değerlendirmesi yapmak ilk adımdır. Eksiği bilmek ve tamamlamak uyuz Aslı olmaktan kaçınabilmenin yoludur. “Bindiğim at benden akıllı olmasın!” diyen kasaba kültüründen kendimizi arındıramazsak, vasatların, aptal atların yarışında her zaman nal toplarız. Nal toplamak istemiyorsak, sayısallaşma, görselleştirme ve kavramlaştırma konusunda bireysel ve toplumsal anlamda ciddi yatırımlar yapmalıyız.
Ülkemizin geleceğinin yoğun biçimde tartışıldığı ya da tartışılması gerektiği bir zamandan geçiyoruz. Toplumumuz herhangi bir tehlikeyle yüzleştiğinde, o tehlikeyi en düşük maliyetle atlatabilmemiz, öncelikle “istihbarat kalitesine” ve kaliteli istihbaratı analiz edecek kadrolara sahip olup olmadığımıza bağlıdır. İkincisi, toplumun uzun vadeli geleceğini güven altına alacak insan kaynağını yetiştiren öğretmen kadromuz dünü, günü ve geleceği kuracak donanıma sahip olmalıdır. Üçüncüsü de geleceği belirleyecek üretim faktörü olan veri konusunda aldığımız önlemlerin, yaptığımız yatırımların etkileridir.
Veri sorununu ciddiye almadan, ekonomik kalkınmadan hukuk sistemine, eğitim sisteminin kalitesinden yaşamın diğer derinliklerine hiçbir alanda sağlam adımlarla ilerlememiz mümkün değil. Küresel ölçekte bu denli önemli olan envanter ve veri olmadan net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma sağlanamaz; gelişme ve ilerleme konuları da söylemde kalır.