Osman Arolat
Değerli ve kadim dostum, mesleğin günümüzde ne yazık ki örnekleri azalan gazetecilerinden, 80 yıllık yaşamının 60 yılını kalemini satmadan yazan Osman Saffet Arolat’ı yitirdik.
Kendisi ile 1980 öncesi dönemde alternatif haber kanalı olarak kurulan ISTA Haber Ajansı döneminde tanıştık. Yıllar içinde çeşitli vesilelerle farklı ortamlarda buluştuk.
Daha yakın tanışmamız Nezih Demirkent döneminin Dünya Gazetesi sırasında oldu.
Nezih bey ile klasik cumartesi sohbetlerimizden birinde gazetenin yazıişlerinin başına birini aradığını söyledi.
Ben de birkaç kişi söyledim. Ama söylediklerime olmaz anlamında kafasını sallıyordu.
Onun üzerine “Ama siz de kimseyi beğenmiyorsunuz” deyince, “Saydıkların iyi, onlara bir şey demiyorum, ama ben bu işi dert edinen meslekle derdi olan birini arıyorum” dedi ve ekledi “Osman Saff et Arolat nasıl” diye sordu “Çok iyi ama Günaydın Gazetesi’nde çalışıyor. Buraya gelir mi” deyince “ Gelip gelememesini bırak, nasıl diye soruyorum” dedi ve Nezih beyin her zamanki isabetli tercih ve seçimi ile gazetecilik mesleğini iyi yapma derdi olan kişiyi bulmuştu.
Osman Arolat’ın Dünya ile başlayıp son nefesine kadar Ekonomi’deki yolculuğu böyle başlamıştı.
Konuşmacı ya da moderatör olduğu toplantılardaki karşılaşmalarımız ile ayaküstü sohbetler ve gazeteye gitmişken uğramalar dışında yüz yüze keyifli sohbetlerden birini pandemi öncesinde Didim’de felsefe sohbetleri toplantısındaki buluşmamızda yapmıştık. Toplantıdan sonra o kuşaktan Bahattin Yücel ve Faruk Pekin’in de olduğu sohbette geçmişten günümüze; Maoculuk, revizyonizm, ÇBS (Çizgisi belirsiz solculuk) üzerine keyifli bir nostalji (Geçmişe özlem) yaşamıştık.
Osman Saffet Arolat fizik olarak aramızdan ayrıldı, ama sevdalısı olduğu Anadolu’nun her yerinde yaptıklarıyla, ektiği fikirler yeşerdikçe anılacak, orada yaşayacak.