Depresyonu ve siyah kuğuyu öngörenler

Atılım MURAT AYKIRI FİNANS

Mart ayında borsa endekslerinin ve riskli varlıkların fiyatları çökerken, herkes farklı ölçüde kötümserdi. Ağırlıklı olarak, dünya ekonomisinin büyük bir resesyona, hatta depresyona gireceği konuşuluyordu. Bir durgunluk konuşulurken, doğal olarak dünyanın en büyük ekonomisi olan Amerikan ekonomisi gündeme geliyor. Üç hafta önceki yazımda, Amerikan ekonomisinin yaşadığı depresyonların uzunluğundan bahsetmiştim. Bunlar ortalama on yıl sürmüş. Bugün için o uzunlukta büyük bir durgunluk olamaz. ABD’de son depresyon 1929-1939 dönemindeydi. O dönemde Amerikan ekonomisinin yarısını “tarım” ve “imalat” oluşturuyordu. Günümüzde bu sektörlerin toplam ağırlığı yüzde 10’u bulmuyor. Yanı sıra, hiçbir sektörün ağırlığı bugün yüzde 10’un üzerinde değil. Çeşitlendirilmiş bir ekonomi var. 1929’da başlayan Büyük Buhran’da, tamamen yanlış ekonomi politikaları uygulandı. Para politikası ve maliye politikası sıkılaştırıldı. Resesyonlar genelde ekonomideki temel bir problemden kaynaklanır. Gayrimenkul sektöründeki şişkinlikten, ticaret dengesizliklerinden ortaya çıkabilir. Hâlihazırdaki virüs sıkıntısı tamamen dışsal bir faktördür. Ekonomideki bir sıkıntıdan kaynaklanmıyor. Duayen iktisatçılar, “Ben yıllardır dünya piyasalarında ve ekonomisinde çöküş bekliyordum” yorumuyla boy gösteriyorlar. Hani “Siyah Kuğu” kitabının yazarı iyi finansçı Taleb gibi hayatta bir kere gerçekleşecek bir olaya oynarsınız, buna göre pozisyon alırsınız, bu arada kitap yazarsınız, anlarım. Ortada temel bir ekonomik problem yokken, “Ben bunu öngörüyordum” ifadesi komik oluyor.

Euro bölgesi için pozitifim. Son günlerdeki ekonomik verilerde toparlanma emareleri gözleniyor. Önlemler gevşetiliyor. Birçok ülkede önümüzdeki hafta sokağa çıkma yasağı bitecek. Deyiş yerindeyse, hapsolmuş talep ortaya çıkacak. euro bölgesinde sosyal güvenlik programları iyi çalıştığı için maliye politikasında gereksiz bir açılma olmadı. İtalya ve İspanya gibi ülkelerin ekonomilerinin toparlanması biraz gecikebilir. Bunların dışında euro bölgesinin kısa ve orta vadede görece iyi performans göstereceğini düşünüyorum. Finansal varlık fiyatlarındaki iyimserlik bu beklentiyle sürüyor. Hisse senedi fiyatlarındaki hızlı yükselişleri görenler haklı olarak, “Resesyon, depresyon konuşuluyordu. Bu neyin fiyatlamasıdır” diye düşünüyor. İnsanlar dünyayı olduğu gibi görüyor. Hisse senedi piyasası, dünyanın neye dönüşebileceğini düşünerek fiyatlama yapıyor. Endeksler, “Geçen hafta veya bugün kaç kişi işini kaybetmiş” fiyatlaması yapmaz. Gelecek hafta, gelecek ay kaç kişi işini kaybedebilir senaryosuna kafa yorar. İşsizlikle ilgili bir beklenti oluşur. Gelen rakamlar beklentinin altındaysa yukarı yönlü hareket başlar. Düşüş piyasaları kötü haberlerle son bulur. Piyasalar en olumsuz senaryoyu fiyatlar. Haber akışı beklenenden kötü değilse, varlık fiyatlarındaki dip çalışması biter.

Tüm yazılarını göster