Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçti ve o sabah saniyeler içinde hayatını kaybetmiş 53 binden fazla vatandaşımızı büyük üzüntüler içinde andık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem bölgesinde önümüzdeki 1 yıl içinde 200 bin konutun tamamlanmış olacağını açıkladı.
Toplamda tamamen yıkılmış 390 bin konut için hak sahipliği tescil edilmiş ama hasarlı konut ve diğer bağımsız birimlerin sayısı 830 bin ve bölgede barınma problemi uzun süre aşılamayacak. Depremlerin bu illerimizde sebep olduğu yıkım ve ekonomik kaybın maliyeti de 100 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Depremlerden önce bu vilayetlerimizde yaklaşık 14 milyon vatandaşımız yaşıyordu. Çoğunun ikametleri değişmemiş görünse de yüz binlerce insanımız artık başka illere göçmüş durumda. Bu derin acı, birkaç kuşak etkisini sürdürecek. Şimdi bütün bu olanlardan ders alıp önümüzdeki risklere göre eyleme geçmeliyiz. Herkesin korkusu Marmara Bölgesi’nde özellikle de İstanbul’u etkileyecek bir depremin, mevcut yapı stokumuzu yenilemeden yaşanması. Çünkü sadece İstanbul’da 18 milyon kişi yaşıyor. Marmara Bölgesi’ndeki 11 vilayetimizde ise yaklaşık 27 milyon vatandaşımız ikamet ediyor.
Marmara Bölgesi’nin, Türkiye için ne ifade ettiğini bu rakamlar ortaya koyuyor ve geleceğimizi kurtarmak hepimizin görevi. Devlet, özel sektör ve vatandaş çözüm için harekete geçmeli. Kentsel dönüşümü en kısa sürede tamamlamak zorundayız. Devlet ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesine göre proaktif olmalı. Özel sektör ‘ülkem varsa ben varım’ demeli. Vatandan da ‘önceliği can güvenliğine’ vermeli.
* Son dönemde kentsel dönüşümü kolaylaştıran yeni hukuki ve mali adımlar atıldı.
* Kanun değişikliği ile üçte iki çoğunluk şartı yüzde 50 artı 1’e indirildi.
* Dönüşümü adeta kilitleyen ‘tebligat engeli’ yeni düzenlemeyle aşıldı.
* Yargıya gidilmesi halinde ihtisas mahkemesi ve süre sınırlaması şartı getirildi.
* Ek olarak ‘yarısı bizden kampanyası’ ile her konut için 1,5 milyon liralık (yarısı hibe, geri ödemesiz dönemli, faizsiz ödemeli) finansman desteği başlatıldı.
Özellikle finansman konusunda acaba yeterli kaynak var mı sorusu çok sorulsa da kentsel dönüşüm için en azından 1 yıl öncesine göre çok daha uygun bir zemin hazırlanmış durumda. Olası şiddetli bir deprem için bilim insanlarımız neredeyse her gün uyarıyor. Zaten deprem de bizzat kendisi varlığını hissettiriyor. Geleceğimizi korkudan ve felaketten kurtarmak elimizde.