Deprem yardımları diplomatik kanal açar mı?

Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Türkiye'yi ve Suriye'nin kuzeyini vuran Kahramanmaraş merkezli depremler, uluslararası alanı hareketlendirdi. Türkiye'ye 90'dan fazla ülke yardım teklifinde bulundu. Bunlardan kimi arama kurtarma ekipleri gönderdi, kimi nakti ya da ayni yardım yaptı.

Uluslararası yardım seferberliği, Türk dış politikasında bazı diplomatik kanalları da araladı. Ancak bu "aralığın" daha da açılması için daha yapacak çok şey var.

ERMENİSTAN İLE NORMALLEŞME

Mesela Ermenistan'la ilişkiler;

Ermeni halkının yardımlarının getirilmesi için kapalı olan Türkiye-Ermenistan sınır kapısı "istisna" yapılarak açıldı. Ancak bu "istisnanın" sınırın tamamen açılmasına dönüşmesi için, özellikle Erivan'ın atması gereken bazı adımlar olduğu da bir gerçek.

Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişki kurulmamasının ve sınırın kapalı olmasının en büyük nedenlerinden biri Ermeni işgali altındaki Azerbaycan toprakları idi. Bu konu, Azerbaycan'ın 2020 yılında Dağlık Karabağ'ın etrafındaki toprakları kurtarmasıyla büyük ölçüde aşıldı. Ancak sadece bu yeterli değil; Ankara ile Erivan arasında ikili meseleler de olduğu yerde duruyor. Mesela, Ermenistan hala resmi olarak Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tanımış değil. Bu da, tarihten gelen Ermenistan'ın "toprak taleplerinin" hala masada durduğunu ortaya koyan bir gerçek. Ancak şimdi deprem yardımları ile başlayan, Ermenistan Dışişleri Bakanı'nın Ankara ve deprem bölgesine ziyareti ile devam eden süreç, Erivan'ın adım atmasını sağlayabilirse, ilişkilerin normalleşme süreci iyiden iyiye hızlanabilir. Üstelik Ermenistan'ın bu adımları atabileceğine ilişkin işaretler de mevcut; Başbakan Paşinyan'ın başında olduğu hükümetin Ermenistan üzerindeki Rus etkisini olabildiğince azaltıp, Avrupa Birliği ile yakınlaşmak istediği sır değil. AB'den Erivan'a gitmeye başlayan heyetler de, Avrupa'da da aynı bakışın olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye ile normalleşme, Avrupa ile ilişkilerde hem Erivan'ın, hem de Ankara'nın işini kolaylaştıracak unsurlar.

YUNANİSTAN'LA İLİŞKİLER NE OLUR?

Benzer bir süreç Yunanistan'la da yaşanmakta. Deprem yardımlarının getirdiği anlayış, her iki ülkenin de içinde olduğu seçim süreçlerinde "oy uğruna" karşılıklı sertleşecek söylemlerin önüne bir set çekecek gibi. Bu da, Yunanistan ve Türkiye'deki seçimlerin ardından, yeni bir diyalog sürecinin öncüsü olabilir. Atina-Ankara ilişkilerindeki bu yumuşamanın ise, AB'yle olan ilişkiler açısından seçim sonrasında Türkiye'nin işine çok yarayacak bir unsur olacağına ilişkin hiçbir tereddüt yok.

Bir de elbette, Avrupa Birliği'nin Türklerin yoğun olarak yaşadıkları bazı ülkelerinden gelen "depremzedelere vize kolaylığı" seferberliği var. Belçika ve Almanya, Türk vatandaşları için 3 aya varan vize inceleme süresinin depremzedeler için birkaç haftaya indirileceğini açıkladı. Yakınlarını, evlerini, eşyalarını kaybetmiş depremzedeler için, AB'nin vize için istediği başta pasaport dahil resmi evrakları toplayabilmek pratikte çok zor da olsa, bu yaklaşım AB'nin Türk vatandaşları için vize serbestiyeti sürecini Türkiye'deki seçimlerden sonra yeniden gündeme alabileceğinin işareti gibi.

AB'ye Türk vatandaşlarına toptan vize serbestliği için koyduğu şartlar ortada. Bunların içinde en zorlarından biri terör tanımı ve terörle mücadele yasasının AB standardına uydurulması elbette. Ancak belli mi olur? Türkiye'deki seçimlerden sonra oluşacak ortam, belki bunun da önünü açar...

Tüm yazılarını göster