Büyük finansçı Minsky finansal dengesizlik hipotezinde, ‘‘Denge, dengesizlik yaratır’’ ifadesini kullanmış. Başka bir deyişle, dengesiz piyasa ortamları, piyasanın dengeli olduğu dönemlerde oluşuyor. Balonların ve çöküşlerin anatomisi daha iyi anlatılamaz. Ortam iyiyse, yatırımcılar birçok şeye kayıtsız kalırlar. Risk alırlar. Rasyonel davranmazlar. Pandemi dönemini düşünelim. Devlet destekleri, riskli varlıkların fiyatlarında çılgın bir yükseliş trendi oluşturdu. Herkes para kazandı. Bu rahat ortam, alttan alta dengesizlik yarattı. Global piyasalardaki değer kaybı son üç ayda 35 trilyon dolar oldu.
Merkez bankaları bir noktada piyasaları destekleyebilir. Tabii oraya daha zaman var. Faiz artışları piyasalardaki oynaklığı yüksek tutacaktır. Fed’in faiz artışlarının, reel ekonomiyi ne ölçüde etkileyeceği belirsizdir. Faiz riski, ekonomide bir kredi riskine dönüşebilir. Finansal koşullardaki sıkılaşmaya bağlı olarak, reel varlık fiyatlarında düşüşler henüz başlamadı. Piyasalar için kritik gösterge Amerikan 10-yıllık faiz dün yüzde 2,92 idi. Son otuz yılı inceledim. On yıllık faiz ile Fed faizi arasındaki fark, ortalama 140 baz puan (yüzde 1,4) gözüküyor. Fed önümüzdeki iki toplantısında faizi kuvvetle muhtemel yüzde 2’ye yükseltecek. Yılsonu politika faizi beklentisi yüzde 2,5-3 civarında şekilleniyor. Bahsettiğim ortalamadan esinlenirsek, 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4’e yakınsayabilir. Bu olası senaryo, tahvil-bono ve hisse senedi fiyatlarına tam olarak girmedi.
Yatırımcıları oldukça hareketli bir dönem bekliyor. Bu yıl para kazanana bir kez daha bravo diyorum. Nakde biraz ağırlık verilebilir. Günlük haber akışına fazla takılmayıp, uzun vadeli yatırım planına sadık kalınmalıdır. Özünde uzun vadeli olan, tahvil, hisse senedi, altın gibi finansal varlıklarla, kısa vadeli ihtiyaçları karşılamaya çalışınca sıkıntılar yaşanıyor.