Demokrasi dibe vururken, yolsuzluk göğe fırlamış

İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI

İsviçre’nin Davos kentinde her yıl yapılan Dünya Ekonomik Forumu, neo-liberal dünyanın en tanınmış buluşmalarından birisine sahne olurken, bir dizi araştırmanın sonuçlarının açıklandığı bir platform olma özelliğine sahip.

Dünya Ekonomik Forumu toplantıları sırasında açıklanan raporlardan birisi de Yolsuzluk Algısı Endeksi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından hazırlanan bu endeks, bir dizi farklı göstergeyi bir arada değerlendirerek ülkelerdeki yolsuzluk düzeyini ölçmeyi hedefliyor. Uluslararası yatırım dünyasında hatırı sayılır bir itibarı olan bu çalışma ülkeleri yolsuzluk düzeyine göre sıralıyor.

Bu yıl açıklanan rapor Türkiye açısından “yüz kızartıcı” denecek katar olumsuz. Türkiye son yılların en fazla irtifa kaybeden ülkesi. Yolsuzluk endeksinde ve ülke sıralamasında Türkiye hızla gerilere gidiyor. Sayfadaki grafiklerde bu hızlı bozulmayı net olarak görüyorsunuz.

Türkiye’nin 2013 yılında 50 olan endeks değeri, 2018’de 39’a kadar düştü. 2013’te 176 ülke arasında 52. sırada bulunan Türkiye, 2018’de 180 ülke arasında 91. sıraya kadar indi. Türkiye bu haliyle çok yoksul ve geri Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkeleriyle aynı kategoriye sürüklenmiş durumda.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin yolsuzluk cephesinde en hızlı bozulan ülke olmasıyla politik alandaki demokrasi karşıtı gelişmeler arasındaki bağa işaret ediyor.

Katılımcı olmayan karar alma süreçleri, sivil toplum örgütleri üzerindeki baskılar, sivil toplum liderlerinin tutuklanması ve baskılar ile denetleyici düzenleyici kurumlar üzerindeki politik baskı, yetersiz yargı bağımsızlığı ve kısıtlı basın özgürlüğünün yönetimde otoriterleşmeye imkan sağladığı vurgulanıyor. Bu gelişmelerin kendini en sert gösterdiği ülkelerden birincisi de Türkiye olarak belirleniyor.

Yolsuzluk Endeksi çalışmasında referans alınan bir diğer çalışma da Global Demokrasinin Durumu raporu. İsveç merkezli Uluslararası Demokrasi ve Seçimler Destek Enstitüsü tarafından hazırlanan bu rapor; demokrasi, insan hakları ve özgürlükler alanında çok sayıda parametreye ilişkin endeksler hesaplayarak ülkeleri kıyaslıyor.

Bu araştırmanın temel göstergelerinde Türkiye’nin dünya sıralamasındaki yerinin Erdoğan-AKP iktidarı döneminde nasıl değiştiğini sayfadaki tabloda görüyorsunuz. Bu tablonun verileri de ekonomi ile demokrasi cephesindeki kötü gidiş arasındaki bağlantıyı doğruluyor.

Bu veriler de 2013’ten itibaren politik sistemde otoriterleşme, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, temel haklar, parlamentonun etkisizleşmesi gibi alanlarda toplu ve çok hızlı bir kötüye gidiş olduğunu ve Türkiye’nin hızla irtifa kaybettiğini gözler önüne seriyor.

Global Demokrasinin Durumu raporunda Türkiye, hala seçimler yapılıyor olduğu için demokratik ülkeler kategorisinde tutuluyor. Ancak Türkiye’nin endeks değerleri, hibrit demokrasi ve demokrasi dışı ülkelerin verileri ile yarışır nitelikte. Türkiye araştırmanın kapsadığı 157 ülke içerisinde birçok göstergede en kötü 10 ülke arasına düşmüş durumda.

Raporda Türkiye, hemen hemen tüm göstergelerde hem en kötü ülkeler arasında yer alıyor, hem de son yıllarda en şiddetli kötüleşme yaşanan ülke olarak gösteriliyor.

Demokrasi alanındaki bu kötüye gidiş, sadece yolsuzluk cephesini değil ekonominin bütününü de etkiliyor. Sayfada yer alan makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyüme hızının genel eğiliminin de yolsuzluk ve demokrasi alanındaki irtifa kaybına paralel bir seyir izlemesi de bunun sonucu. Yaşadığımız sermaye ve beyin göçünü de buna ekleyebiliriz.

Ortadaki manzara çok net ortaya koyuyor ki ekonomideki sorunların çözümü, ekonomik düzenlemelerden çok demokrasi cephesinde yapılacaklara bağlı.

Tüm yazılarını göster