Tekin ÇİÇEK
Dünya bugün önemli değişim ve dönüşümlere ev sahipliği yapıyor. Birçok ülke bugüne kadar kat ettiği yolu unutup yeni yol haritası çizmek ve yeni hedefler belirlemek için kafa yoruyor. Yeninin anlık değiştiği günümüzde artık eski yollardan yürünemeyeceğini anlayan birçok ülke, yeni yol bulmak için yeni projeler geliştirip duruyor.
Eski ve yeni kavramı bugün çok hızlı değişiyor. Şu an yeni olan az sonra eskiyebiliyor. Bu nedenle eskiye dair ne var ne yok hepsini unutup yeniliğe, yenilikçiliğe yönelik adımları hemen şimdi atmak zorunda olduğumuzu unutmayalım. Bu adım iş ve sosyal hayat için kaçınılmaz hale geldi. Yenilenmenin farkına varmayan gün sonunda kaybetmeye mahkûm olduğunu fark eder ama bu geç kalış bazen çok pahalıya mal olabilir.
Son 10 yılda iş ve sosyal hayata ilişkin değişimleri şöyle bir gözümüzün önüne getirdiğimizde nasıl bir değişim ve dönüşüm yaşandığını çok daha iyi anlayacağız. Dijital çağ, hayatımızı adeta evirip çevirdi, evirip çevirmeye de devam ediyor. Özellikle pandemi döneminde yaşadıklarımız yeni döneme çok hızlı adım atmamıza vesile oldu. Artık iş görüşmeleri, toplantılar, kararlar bir araya gelmeden bir yazılım aracılığıyla çok rahat alınabiliyor. Bu hem zamanı iyi değerlendirmemizi hem de ekonomiyi iyi yönetmemizi sağladı. Yeni dünya eskisine hiç ama hiç benzemiyor. Zamanı iyi yöneten, parayı iyi yöneten, yeniliğe açık ve yenilikçi anlayış bu çağa hâkim olacağa benziyor. İşine, aşına yatırım yapanların çok ama çok kazandığı, ilerleyen süreçte daha da çok kazanacağı zamanı yaşıyoruz.
Gaziantep özelinde devam edelim. İhracat, sanayi, ticaret, gastronomi, kültür, sanat, istihdam bu şehrin anahtar kelimeleri. İhracat liginde ülkenin en çok dışsatım yapan 5’inci şehri olan Gaziantep, farklı alanlarda yatırımlarla sanayide de varlığını ispat etti. Bu da beraberinde istihdamı getirdi. Ekonomik anlamda önemli bir seviyeye ulaşan Gaziantep, gastronomi, kültür ve sanatta da geri durmadı. Bu alanlarda da ünü ülke sınırlarını aşan Gaziantep için bugünden sonrası zor olacak. Zor zamanları geride bırakıp zirveye çıkan şehir, bundan sonra zirvede kalabilmek için üretmeye, istihdama ve ihracata daha çok yatırım yapacak. Bu da Ar-Ge ile mümkün olacak. Eski teknolojiyi yenilemek, iş alanlarında farklı çalışmalar yapabilmek Ar-Ge ile olacak. Bu nedenle iş dünyası bu süreci iyi yönettiği sürece başarısını sürdürecek aksi halde durum iç açıcı olmayabilir. Eskiye dair ne var ne yok her şeyi unutup yeni çalışmalara imza atanların varlığını duyuyor, görüyoruz. Bu bir zincirlemeyle kartopu şeklinde büyüyerek devam edecektir. Bu gelişimin gerisinde duran, inat edip eskiyle devam edenler ise kartopunun altında kalıp yok olacaktır. Dün buna benzer birçok hikaye dinledik, bu hikayelerden ders çıkaranlar yeni teknolojiye, yeni yatırımlara kapı kapamadı aksine kapılarını sonuna kadar açtı.
2012 yılından sonra çokça duymaya başladığımız Endüstri 4.0, bir devrim olarak karşımıza çıktı. Otomasyon, veri alışverişi ve üretim teknolojilerini içeren bu kavram, Almanya’dan tüm dünyaya yayıldı. Gaziantep’te de bu devrime ayak uyduran yatırımlarını buna uygun yapan yatırımcılar ve bu yatırımlar gelecek yıllarda artmaya devam edecektir. 1990’lı yıllarda küçük bir bölgeye hapsolan halıcılar, teknoloji yatırımlarıyla büyüdü ve işlerini büyüterek dünyaya açıldı. Aynı örnek olabilir mi bilmiyorum ama Endüstri 4.0 ile de şehirde “küçük sanayici” kalmayacağına yürekten inanıyorum.
Zaman çok hızlı geçiyor. Eğer ihracatta ve üretimde isim yapmak istiyorsak değişime ayak uydurmaya mecburuz. Bu da Ar-Ge ve Ür-Ge ile olacaktır.