Hayat değerler üzerinden yürür. İnsan neye değer veriyorsa, kendi değerini de belirlemiş olur. Değer, kabule dayanır. O şeyi, kavramı; yargılamanın sonucunda doğar… Erdemin dayandığı kıymet… Değer; uğruna bedel ödenebilendir. Enflasyonun en büyük yıkımı, değerleri çürütmesi olmuştur hep.
Mantık ekseninde değer; “doğru ve yanlış” üzerinden biçilir. Ahlak ekseninde değer, “iyi ve kötü” kutupları arasında oluşur. Estetik ekseninde ise değeri, “güzel ve çirkin” ayırtı belirler. Matematikte bir simgenin karşılık geldiği niceliğin ifadesidir. Bir değişkenin, bilinmeyenin sayı ile anlatımıdır.
Fiyat ile değer farkı
Fiyat ile değerin farkı da yine aynı dinamikten doğar. Fiyat; bir şeyin arz ve talebinin buluşma noktasıdır. Değer ise o şeyin, fiyattan bağımsız taşıdığı özniteliktir. Fiyat nicelik, değer niteliktir. “Yükün de lalü gevherse yıkma boncuğun hanına… Sarraf olmayan ne bilsin; zanneder her taş incidir.”
Değer, bir yargıdır. Ölçersin biçersin, fayda veya zararına bakarsın, güzel mi çirkin mi kararını verirsin. Sonra bu tüm ölçülebilen şeyleri geriye atar, içinde oluşan yargıya “değer” dersin. Ya da değersizleştirirsin… Rahatın bozulmasın diye, hangi doğrulardan vazgeçtiysen, o fiyata satıldın demektir.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Değer nasıl oluşur?
En büyük değer, dinin referanslarıyla oluşur. Hayatla örtüşmesi gerekmez. Kabuller manzumesidir. Bir kez oluşunca, o değeri yok etmek, neredeyse imkânsızdır. Bilimin oluşturduğu değer; gerçekle örtüşeceğinden evrenseldir. İnsanoğlu büyük yok oluş yaşayıp ardından yeniden uygarlık kursa, dairenin evrenselliğinden pi sayısı değerine yine ulaşacaktır.
Değer verirken neye dikkat etmeli?
Değer yargısı, toplumun kanaat çıktısıdır. Yöneltildiği şeyi abat da eder berbat ta eder. Bir uyarı; kendine biçtiğin değer, karşındakinin sana vereceğin değerin üst limiti olacaktır. Değersize değer verirsen, değerliye yazık edersin. Neye değer verdiğine dikkat. Değer verdiğin seni değersizleştirebilir. Eğer bu değerleri abartma veya küçümseme yönünde şişirirsen, enflasyon olur.
not/ Bireylerin bencilleşmesi kayıp kuşaklar doğurur
İçinde var olduğumuz toplumda, değerler mi ön planda yoksa ilişkiler mi? Değerler toplumu, bireylerin ortaklaşa kabul ettiği kavramların bütünü olur. İlişkiler toplumunda bireylere, kavramlara biçilen değer, fiyatı üzerinden veya güce yakınlığı derecesinden gelir.
Değerler toplumu, sürdürülebilirdir de ilişkiler toplumu; çıkar ilişkileri bozulana dek ayakta kalacaktır. Tarihi, değerler toplumu dinamikleri şekillendirmiştir. İlişkiler toplumu ise menfaat üretilmediği noktada çökecektir.
Yığınlar bencildir. Kümeler; değer üretebildikleri sürece var olurlar. Bireyleri bencil yığınlar, kalıcı değer üretemezler. Kurnazdırlar. Nimeti alıp külfeti öteleme eğilimindedirler. Uğruna bedel ödenesi anlayış, toplumun çimentosu olur. Değerler kaybolduğunda toplum çözülür, çürür ve yok olur.
İçinde kıvrandığımız enflasyonist süreçte, endeksler çıktığı gibi iner de… Ancak enflasyonun değerleri çürütmesiyle yıkılan ahlak, çok kolay geri gelmez. Enflasyonu indirmek ekonomik maliyetlere bağlıdır ancak giden ahlakı getirmek, çok büyük toplumsal maliyetlere hatta kuşak kayıplarına yol açacaktır.