Dayanıklı kentler için 'Sıfır Enerji Binalar'

ZeroBuild Summit’23 Direktörü, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz, “Sıfır Enerji Binalar, afet sırasında içlerindeki insanları koruyacağı gibi afetten zarar gören diğer insanlar için de, ısınabilecekleri, doyabilecekleri ve dinlenebilecekleri güvenli alanlar yaratarak sayısız avantaj sunar” diyor.

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

ZeroBuild Institute tarafından düzenlenen ZeroBuild Summit'23 4. Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi’nin bu sene teması Sıfır Enerji Bina Mümkün-ZeroBuild Possible” olarak belirlendi.

Sıfır Enerji Bina; ısıtma, soğutma, elektrik, aydınlatma sistemleri için çok düşük miktarda enerji gerektiren ve bu enerjinin tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayan bina olarak tanımlanıyor.

Zirve; yapı sektörünün sahip olduğu mimarlık-mühendislik bilgisi ve üretim-sanayi kabiliyetleri ile Sıfır Enerji Binalar’a ulaşmanın aslında hiç de zor olmadığını tüm kamuoyuna göstermeyi amaçlıyor.

ZeroBuild Summit’23 Direktörü, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz, kısa vadede en büyük beklentimiz kentsel dönüşüm sonucu yapılacak yeni binaların, en azından Sıfır Enerji Bina’ya hazır olacak şekilde tasarlanması” yorumunu yapıyor. Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz ile Sıfır Enerji Binalar ile afete dayanıklı kentler arasındaki ilişkiyi konuştuk.

Deprem anında elektriği, ısıtma sistemi kesintiye uğramayan binalar

“Gerek ülkemizin deprem bölgesinde olması, gerekse iklim değişikliği etkileri yüzünden, depremler sonrası su baskını, sel, yangın, kasırga ve benzeri doğa olaylarıyla hasar daha da artabiliyor. Sıfır Enerji Binalar, yapı mevzuatına uygun, depreme dayanıklı olarak yapılmış, yenilenebilir enerji kaynaklarından kendi enerjisini kendisi ürettiği için deprem anında elektriği veya ısıtma sistemi kesintiye uğramayan binalardır. Afet sırasında içlerindeki insanları koruyacağı gibi afetten zarar gören diğer insanlar için de, ısınabilecekleri, doyabilecekleri ve dinlenebilecekleri güvenli alanlar yaratarak sayısız avantaj sunar.

Biliyoruz ki yaşadığımız afet sonrasında yıkılan veya hasar gören pek çok binanın ardından birçok bina yeniden yapılacak. Dileğimiz; bu binaların ülkemizin kaynaklarını gerekenden fazla harcamadan oluşturulmaları ve elbette ki depreme dayanıklı inşa edilmeleri. Kentsel dönüşüm kapsamında memleketimizin kaynaklarının en doğru şekilde kullanılması ve binaların hatalar sonucu tekrar tekrar baştan yapılmaması için depremlere karşı güçlendirme çalışmaları yapılması şart. İşte bu süreçte yapıların ilgili sıfır enerji bina prensiplerine göre oluşturulmasını öneriyoruz.”

En az B sınıfı binalar yapılmalı

“Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 19 Şubat 2022'de yayınlanan ‘Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ile Neredeyse Sıfır Enerji Bina (nSEB) tanımı yapıldı ve Sıfır Enerji Binalara geçişte ilk adım atıldı. Bu yönetmelikte nSEB, ‘Yüksek enerji performansına ve aynı zamanda belli oranda yenilenebilir enerji kullanımına sahip olan bina’ olarak tanımlanıyor ve ‘nSEB niteliğindeki binaların Enerji Kimlik Belgesindeki enerji performans sınıfının B veya daha iyi olması ve aynı zamanda binanın birincil enerji ihtiyacının en az yüzde 10’u oranında yenilenebilir enerji kullanımına sahip olması zorunludur’ ifadesi yer alıyor. Yönetmelikte 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren toplam inşaat alanı 5 bin metrekarenin üzerinde olan binaların nSEB olarak inşa edilmesi ve en az B sınıfı olması zorunlu hale getirilmiş durumda. Bu yönetmeliğe göre kentsel dönüşüm projelerinin tümünde nSEB yönetmeliğine göre en az B sınıfı binalar yapılmalı.”

20 milyar dolara yakın tasarruf

“Mevcut binalarda ise öncelikli olarak bina kabuğunun ısı yalıtımının ve sızdırmazlığının sağlanabileceğine inanıyoruz. Uzun vadede; tüm yapı stoklarının yenilenirken Sıfır Enerji Bina standartlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz. Kısa vadeli beklentilerimiz gerçekleştiğinde her yıl yaklaşık 20 milyar dolara yakın bir tasarruf ile olumlu bir ekonomik gelişme yaratılacak. Enerji arz güvenliğimizde artış ve iklim göreceğiz ve iklim değişikliğinin etkilerini yavaşlatmaya katkı sağlamış olacağız.”

Karbonsuz kentleşme sürdürülebilir yaşamın anahtarı

“Türkiye’de bugünkü bina stoku sanayi binaları hariç 9.5 milyon civarındadır. Son 20 yılda inşa edilen sanayi hariç bina sayısı ise 1.8 milyondur. Bu istatistik, 2000 yılından bu yana inşa edilen binaların tamamı standart ve yönetmeliklere uygun yapılmış olsa bile bina stoğunun yüzde 80’inden fazlasının halen yalıtımsız ya da eksik yalıtımlı olduğunu göstermekte. İklim değişikliğine dirençli, karbonsuz kentleşme; sürdürülebilir yaşamın anahtarıdır. Bu kapsamda şehirlerimizde yer alan bina stoklarının yenilenirken enerji verimli, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan binalar olarak inşa edilmesi ve yeşil alanlarla desteklenmesi artık bir zorunluluk.”

Sıfır Enerji Binalar neden önemli?

Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz, Sıfır Enerji Binaların neden önemli olduğuna dair şu bilgileri veriyor: “Ülkemiz enerjide ne yazık ki büyük oranda dışa bağımlı. Bu durumun ekonomimize yansıması ise cari açığımızın yüzde 70’ün üzerinde bir oranda enerjiden kaynaklı olması şeklinde. Sonuç olarak binalarda tüketilen enerji miktarını azaltmak ülkemizin enerji arz güvenliğine, ülke ekonomimize katkı sağlamak ve iklim değişikliği etkilerini yavaşlatmak için büyük önem taşıyor. Ayrıca, ülkemizin 2053 Net Sıfır Karbon taahhüdü için de binaların dönüşümünün zorunlu hale geldiğini biliyoruz.

TEİAŞ’ın verilerine göre konutlarda harcanan enerji, Türkiye’deki toplam enerji tüketiminin yüzde 30’unu oluşturuyor. Binalar ve yerleşimler; küresel ısınmaya sebep olan karbondioksit salınımının yüzde 36’sından sorumlu. Aynı zamanda su kullanımının yaklaşık yüzde 12’sini, atıkların yüzde 65’ini ve elektrik tüketiminin de yüzde 71’ini oluşturuyorlar. Öte yandan Sıfır Enerji Binalar, standart binalara göre yüzde 70 ile yüzde 90 daha az enerji tüketiyorlar. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan hesaplamalar doğrultusunda C sınıfı bir binanın, bina kabuk iyileştirilmesinin yapılarak B enerji sınıfına yükseltilmesi ve yüzde 10 oranında yenilenebilir enerji kullanımına sahip olacak şekilde sistemlerin entegre edilmesi yüzde 2,5-3 oranında maliyet artışına neden oluyor.

Kısa vadede yapılabilecek en önemli şey yalıtım yatırımı diyebiliriz. Bu süreçte maliyet geri dönüş sürelerinin 4 yıla kadar indiği bilgisini paylaşabiliriz.”

RAKAMLAR

%30

Konutlarda harcanan enerji, Türkiye’deki toplam enerji tüketiminin yüzde 30’unu oluşturuyor.

%36

Binalar ve yerleşimler; küresel ısınmaya sebep olan karbondioksit salınımının yüzde 36’sından sorumlu.

%71

Binalar su kullanımının yüzde 12’sini, atıkların yüzde 65’ini ve elektrik tüketiminin yüzde 71’ini oluşturuyorlar.

%90

Sıfır Enerji Binalar, standart binalara göre yüzde 70 ile yüzde 90 daha az enerji tüketiyorlar.

Tüm yazılarını göster