Davos paradigması ve bahar!

Neslihan GÖKDEMİR AĞAR Enerjide İnovasyon

1990’lı yıllarda yayınlanmış ‘Davos’ yazılarım masamda; İsviçre’deki Davos Zirvesi’ne katıldığım yılların dünyası ile günümüzü karşılaştırıyorum zihin koridorlarımda… Sonra Türkiye’deki forum serüvenlerim, güzel ülkemde ‘ortak aklı’ bulma arayışındaki azmim, kendi ölçeğimde beynimi zorluyor… Bugün dipfrizden Davos’u çıkarıyoruz.

Davos’ta global liderlerle global sorunlara çözüm aranırken, yeni bir global kültür inşa ediliyor, aralıksız her yıl, 50 yılı aşkın süredir bu böyle sürüp gidiyor… Ama tam da 50. Zirve, pandemi nedeniyle gerçekleştirilemedi… Büyük keyif aldığım bu dağ kasabasının keskin virajlı yamaçlarından trenle yaptığınız yolculukların sonunda, bir dünya dolusu karar verici ile toplantı yaparken kendinizi buluvermek, bana göre olağanüstü!

Davos’ta ülkeler vitrinde, stant açıp tanıtım etkinlikleri düzenliyor, lobi yapıyorlar; yeni yatırım ve finans kararları alınırken; helikopterler hiç durmadan havalanıyor… Siz de katıldığınız sayısız beyin fırtınasında, elinizde, ‘Dünya’nın geleceğine bir biletiniz var’ edasıyla, yeni fikir ve düşüncelerin peşini kovalıyorsunuz. Bill Gates, Andy Grove, Percy Barnevik, Mandela ve hatta Rus lider G. Yavlinski ile buralarda tanıştığımı hatırlıyorum…

Ruslar, Davos’un müdavimleriyken, bugünkü dünyada orada olmadıklarını, adeta ikinci bir soğuk savaş döneminin yaşanmakta olduğunu hissediyorum. Kurucusu Başkan Schwab ile sohbet ederken, renkli Türkiye izlenimlerim aklıma geliyor. Rahmetli Şarık Tara’nın Davos izlenimleri ona eşlik ediyor. Ne denli sınırlı bir Türkiye heyeti ile orada bulunduğumuz günler berraklaşıyor. Bugün Intel’in kurucusu Andy Grove’un, 1990’lı yıllarda sohbetimiz sırasında söyledikleri günümüz dünyasında birebir yaşadığımız gerçekler olarak karşımda beliriyor...

2022 gündemlerini de her yıl olduğu gibi soluksuz izliyorum. İlk kez bir bahar ayında yamaçlar kar buz değil, yemyeşilken ama bu kez ‘online’… Davos’ta bugüne kadar baş tacı edilen Rus politikacılar, yöneticiler ve akademisyenler yokken… Ukrayna’daki savaş gündemi dünyayı ters düz etmişken... Hal böyle olunca, tüm spotların üzerine çevrildiği Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky de Forum açılışını yaparken… Davos’a ve Dünya’nın genel görünümüne ve geleceğine bakarken buldum kendimi... Dünyamızın her zamankinden daha karmaşık, daha teknolojik ve daha zor bir yer olduğunu görerek… 

2022 Davos toplantılarına 50 devlet lideri, 300 hükümet temsilcisi ve yaklaşık 2 bin 500 küresel iş insanının katılımının olduğu bildiriliyor. Türkiye’den resmi bir katılım izine ise rastlayamadık. WEF'in 2022 toplantısının ana teması "Dönüm Noktasındaki Tarih; Hükümet Politikaları ve İş Stratejileri"…

Ukrayna krizinin yanı sıra, pandemi sonrası toparlanma, iklim değişikliğiyle mücadele, iş dünyasının geleceği, kapitalizm hızlandırıcıları, enerji ve yeni teknolojilerin kullanılması Davos'ta dikkat çeken konular arasında... İş gündemindeki tartışmalar ise finansal piyasalar ve küresel ekonominin kötüye giden durumuna odaklanmış durumda…

Pandeminin başlamasıyla tetiklenen gerilemeden keskin bir geri dönüş; ardından, bir toparlanmaya yönelik beklentiler için de süregiden sayısız tehdit dikkatimizi çekiyor. Bu durum, Uluslararası Para Fonu'nun yıl başladığından bu yana ikinci kez küresel büyüme tahminini düşürmesine bile yol açtı. Engellenen tedarik zincirlerinden kaynaklanan enflasyon, özellikle ABD ekonomisinde geçen yıl ciddi bir sorun olarak ortaya çıktı.

2022'nin başından bu yana Rusya Ukrayna Savaşı ve Çin genelinde toparlanmayı durduran COVID-19 karantina dalgaları gibi olaylar gidişatı daha da zorlaştırdı.

Yarının tanımlanması her zamankinden daha zor Davos’ta… Küresel tehdit ve felaketler ve buna eklenen küresel çapta bir resesyon beklentisi tüm beklentileri darmadağın ediyor… Petrol ve gıda piyasalarındaki etkilerin yoğunluğu yüksek… ‘Bir enerji krizi kapıda’ diyor Almanya Şansölye Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Robert Habeck… "Krizlerden sadece birindeyiz" sözleri zihnimde... Habeck, “Bu sorunların hepsi bir arada çözülmezse, korkarım küresel istikrar üzerinde muazzam etkileri olacak ve küresel resesyona gireceğiz" diyor… Küresel tehditlere dikkat çekilince kasvetimiz artıyor. İç içe geçmiş en az dört kriz kapıda. Yüksek enflasyon, enerji krizi, gıda kıtlığı ve iklim krizi… Ve bunlardan sadece birine konsantre olursak, hiçbirini çözemeyeceğimiz de kesin... Dünya artık beklediğimiz gibi bir yer hiç değil!..

Davos gündemini asıl darmadağın eden ise bana göre ABD’nin Dışişleri Eski Bakanı Henry Kissenger’ın sözleri oldu.  Kissinger, Forum kurucusu Schwab’ın katıldığı online bir panelde, Rusya ile Ukrayna arasında sürmekte olan ihtilafın bildiğimiz şekliyle dünyayı nasıl yeniden şekillendirebileceğini vurguladı. "Taraflar önümüzdeki iki ay içinde barış görüşmelerine getirilmeli. Ukrayna, Avrupa ile Rusya arasında bir köprüydü ama şimdi ilişkiler yeniden şekillenirken, ayrım çizgisinin yeniden çizildiği ve Rusya'nın tamamen tecrit edildiği bir alana girebiliriz. Şu anda Rusya'nın kendisini tamamen Avrupa'dan uzaklaştırabileceği ve arayışa girebileceği bir durumla karşı karşıyayız. Bu, bizi onlarca yıl geriye götürecek bir Soğuk Savaş benzeri yeni diplomatik mesafelere yol açabilir. Uzun vadeli barış için çabalamalıyız."

Kissinger’ın sözleri bazı kesimlerde panik yaratmış olsa da yüksek zekâsı yine heyecan yarattı, uluslararası düzenin temel taşı olarak, Avrupalıların daha güçlü katkılarla NATO ittifakına yeni bir savunma teklifi geliştirmesini önerdi.

Olağanüstü zamanlardan geçtiğimizi hatırlayarak, Davos’a keşke ‘gündemsiz!’ bir ziyaret planlasam diye aklımdan yine geçiriyor, Kissenger’ın sözlerini hatırlıyorum: “Seçeneksizlik düşüncelerinizi berraklaştırır.”

Tüm yazılarını göster