Çin’i NATO zirvesinde resmen “hasım” ilan eden ABD ve Batı, tüm gücüyle Asya’ya yüklenmeden önce Ortadoğu’daki tansiyonu düşürmek için harekete geçti. Şimdi plan, Suriye ile Türkiye’yi, İran ile Suudi Arabistan’ı aynı masa etrafında toplayabilmek.
Bunun için harekete geçen isim Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi oldu.
Kazımi geçen hafta Ankara’ya Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’i gönderdi. Hüseyin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi Ankara tarafından resmen açıklandı. Ama içeriğe hiç değinilmedi. Görüşmeye ilişkin bilgi Irak tarafından geldi: Irak Dışişleri Bakanı İstanbul’da biraraya geldiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Suudi Arabistan, Suriye, İran, Kuveyt ve Ürdün’ün liderlerinin katılacağı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron gibi bazı Avrupalı liderlerin de hazır bulunacağı bir zirve toplantısı için resmen davet iletti.
Zirvenin Bağdat’ta bu ay içinde, yetişmezse eylül ayında Bağdat’ta yapılması planlanıyor.
Nitekim Fuad Hüseyin, Ankara’dan hemen sonra Tahran’a da giderek, İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Reisi’ye de aynı daveti iletti.
ZİRVE HAZIRLIĞI, BIDEN YÖNETİME GELDİKTEN SONRA BAŞLADI
Irak Başbakanı El-Kazımi’nin Ortadoğu’da gerilimleri düşürecek bu zirveye ilişkin adımları yeni değil.
Aslında bu adımların, ABD’de Biden yönetimi iktidara geldikten hemen sonra başladığını söylemek mümkün. Nitekim, Biden’ın da Beyaz Saray’a yerleştikten sonra ilk aradığı liderlerden birinin Irak Başbakanı El-Kazımi olması tesadüf değil.
El-Kazımi ilk adımı nisan ayında attı; Tahran yönetimi ile Arap ülkeleri arasındaki gerilimi düşürmek için, İran ve Suudi Arabistan heyetlerini Bağdat’ta bir araya getirdi. İki ülke, 2016’da bir Şii din adamının Suudi Arabistan tarafından idam edilmesiyle yaşanan gerilimin ardından hiç doğrudan görüşme yapmamışlardı. 5 senenin ardından ilk görüşme El-Kazımi’nin evsahipliğinde Bağdat’ta gerçekleşti.
Haziran ayında Bağdat’ta bu sefer Mısır Cumhurbaşkanı El Sisi ile Ürdün Kralı Abdullah’ın katıldığı bir zirve toplantısı düzenlendi. El-Kazımi yaz aylarında araya bir de Beyaz Saray ziyareti sıkıştırdı. Biden’la yapılan bu yüzyüze görüşmede de Ortadoğu’daki tansiyonun düşürülmesi ele alındığı açıklandı.
ERDOĞAN, ESAD VE SİSİ İLE AYNI ZİRVEYE KATILIR MI ?
Araplar arası koordinasyon, İran ve Suudiler’in aynı masa etrafına oturtulmasının ardından sıra, Türkiye ile Suriye’yi barıştırmaya gelmiş görünüyor.
Türkiye son dönemde Mısır’la ilişkileri düzeltmek için ard arda birkaç adım attı. Ancak henüz iş El-Sisi ile Erdoğan’ın aynı masa etrafında bir araya geleceği düzeye gelmiş değil.
Suriye’de Esad yönetimi ile AK Parti hükümetinin ilişkisi ise çok daha kötü; Suriye’de iç savaşın başlamasından bu yana iki ülke arasında sadece istihbarat başkanları arasında ilişki kuruldu, bunu da bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı. Ankara-Şam iletişimi “istihbarat” boyutundan çıkıp, “diplomasi” boyutuna varır mı? Irak Başbakanı’nın amacı bu gibi görünüyor.
Ankara’da, Irak Dışişleri Bakanı FuaD Hüseyin’in Erdoğan’a ilettiği zirve daveti konusundaki sessizlik ise, özellikle Arap dünyasında “iyiye” yorumlanıyor. En azından Ankara’nın daveti ilk anda reddetmemiş olması, son dönemde Erdoğan’ın “Eyyy “ ile başlayan konuşmalara pek rağbet etmemesi, AK Parti hükümetinin diyaloğa açık olabileceğinin işareti olarak görülüyor.
Şartlar da aslında bunu zorluyor;
Ekonomik krizin baskısı altında bulunan, üzerine bir de yangınla mücadelede büyük eleştiri alan AK Parti yönetimi, uluslararası alanda da kendi yarattığı yalnızlıkla boğuşuyor. Mısır’la iletişim kurma çabası, Erdoğan’ın yeni seçilen İsrail Cumhurbaşkanı’nı tebrik için araması, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne açılan “Ramazan kutlama telefonları” hep bu yalnızlığı kırma çabaları olarak okunuyor uluslararası alanda.
Şimdilerde AK Parti hükümeti, gerek Suriye iç savaşı sonrasında, gerekse bugünlerde Afganistan’a karşı izlediği göçmen politikası nedeniyle hedef tahtasında.
Suriye ile -Irak’ın aracılık edeceği - olası bir yumuşama, AK Parti hükümetine yeni bir nefes alma imkânı yaratabilir.
ÇİN VE RUSYA’DAN KARŞI HAMLE
El-Kazımi Bağdat’ta zirve toplamak için çalışadursun, dünyanın diğer ucunda, Moskova-Pekin ilişkilerinde de görülmemiş bir hareketlilik yaşanıyor.
Çin ve Rusya, 13 Ağustos’a kadar sürecek ortak bir askeri tatbikata başladılar. İki taraftan toplam 10 bin askerin tatbikatta yer aldığı açıklandı. Çin’de gerçekleşen tatbikatta, ilk kez Rus askerlerinin Çin silahlarını kullandığına ilişkin haberler de çıkmaya başladı.
Rusya ile Çin de, Ortadoğu’da esecek barış rüzgarlarının, Asya’ya gerginlik olarak yansıyacağını farkında görünüyor.
Dünya yeniden ve hızla bir soğuk savaşa doğru yol alıyor.
Her iki cephe de “safları sıklaştırma” peşinde. Bakalım AK Parti hükümeti bu yeni dalgaya kendini adapte edebilecek mi? Erdoğan önce El-Sisi ile, ardından Başar Esad ile aynı masaya oturacak mı? Oturursa, bunun iç politikaya yansımaları nasıl olacak?
Göreceğiz…