55 ülkede 100 bin çalışanı olan Danone, yüz yıllık bir geçmişe sahip. Geçtiğimiz yüzyılda önce aile şirketi olarak doğan, sonra çeşitli ortaklıklar, satın almalar, birleşmelerle büyüyen, daha sonra girdiği farklı sektörlerden çıkarak belirli alanlara odaklanmayı tercih eden kuruluş inovasyona büyük yatırım yapıyor.
Danone, yeni dönemde “Amaç ve performans” ilişkisine her alanda öncelik verdi. Sağlıklı gıda için sağlıklı bir gezegene ihtiyaç olduğu inancına dayanan “Tek Gezegen. Tek Sağlık” vizyonu çerçevesinde çalışanlarına, tedarikçilerine, müşterilerine, faaliyette bulunduğu ülkelerdeki topluluklara ve gezegene faydalı olacak projeler geliştirdi.
Danone yönetimi “Danone Etki Yolculuğu” adını verdikleri yeni yol haritasını şu cümlelerle tanımladı: “Sürdürülebilirlik ile iş performansının birlikte var olması gerektiğine inanıyor, iş performansı olmadan sürdürülebilirliğin etkisinin bulunmadığına, sürdürülebilirlik olmadan ise iş performansının geleceğinin var olamayacağına inanıyoruz.”
Antoine de Saint-Affrique yönetimindeki Danone ekipleri kategorilerdeki performansı artırmak amacıyla verimlilik ve inovasyona yatırım yaptılar. Sütlü ve Bitki Bazlı Ürünler kategorisinde tüketici ihtiyaçlarına ve yeni trendlere cevap vermek amacıyla bitki bazlı beslenme alanına odaklanıldı. Su ve İçecek kategorisinde yeni ürünler geliştirildi. Anne-Bebek Beslenmesi ve Medikal Beslenme kategorilerinde bilimsel temelli araştırmalara dayanan inovatif ürünler oluşturuldu. Kuruluş, önümüzdeki üç yılda protein ve bağırsak sağlığı konusuna liderlik etmeye, ev dışı tüketim kanalı ve medikal beslenme kategorisi gibi iş modellerini geliştirmeye odaklanmayı hedefliyor.
Küresel vizyon doğrultusunda Danone Türkiye de, son senelerde önemli bir yenilenme süreci yaşadı. Bu dönemde yapılanları ve kuruluşun hedeflerini Danone Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Cem Küçükcan’dan dinledik.
Türkiye’de liderlik ettiğim dönüşüm ve yenilenme sürecini Danone Türkiye gözünden anlatmam gerekirse; bundan 3 yıl önce, Danone, Türkiye’de farklı ürün kategorilerinin farklı iş birimlerinin altında konumlandığı bir yönetim yapılanması içinde 3 farklı şirket olarak faaliyetlerini sürdürüyordu. Global seviyede başlayan ve Danone’nin faaliyet gösterdiği ülkelerde hayat bulan “Önce Yerel” inisiyatifi ile Danone Türkiye’nin ilk adımlarını atmış olduk. Bu inisiyatif ile Danone yereli güçlendirmeyi, karar süreçlerini hızlandırmayı, daha çevik bir organizasyon yapısına ulaşmayı ve kategoriler arasında sinerji yaratmayı amaçlamıştı.
Nutricia, Danone Türkiye Sütlü Ürünler ve Danone Türkiye Su iş birimlerimizi Danone Türkiye çatısı altında toplayarak daha yalın bir organizasyon yapısına geçtik. Bu her şeyden önce, işleyişimize kolaylık getirdi.
Yeni yapılanma, kaynakların daha verimli ve etkin kullanılmasını sağlarken, hem birimlerin birbirinden öğrenerek daha hızlı gelişmesinin hem de kategoriler arası sinerji fırsatlarının oluşmasının önünü açtı. Bu kapsamda atılan öncelikli adımlar; Danone Türkiye için yeni bir dil, yeni bir yönetim anlayışı ve kültür belirlemek oldu. Bugün Türkiye, Danone’nin faaliyet gösterdiği ülkeler arasında üç kategoride birden varlık gösterdiği nadir ülkelerden biri, bu da Türkiye’nin Danone için stratejik öneminin bir göstergesi...
Türkiye’nin bu etkili konumu ‘Renew Danone’ stratejisi ile birleşince kısa zamanda çok önemli işlere imza atmamız kaçınılmaz oldu. Markalarımıza ve yetkinliklerimize yeniden yatırım yapmak, portföy yönetimini önceliklendirmek ve geleceği inşa edecek tohumları atmak üzere yola çıktık. Bu sayede, yatırım yaptığımız alanlarda pazar payı kazanarak büyüme trendini hızlandırmayı amaçladık.
Böylesi önemli bir dönüşüm sürecini başarıyla yönettiğimizin en güçlü kanıtı çok büyük ve kritik bir yatırımı kısa sürede hayata geçirebilmemiz oldu. İstikrarlı iş sonuçlarımız, globalin takdirini kazanarak ülkemize ek yatırımlar getirmemizi sağladı.
Danone Türkiye olarak önemli bir sorumluluk alarak Lüleburgaz’daki üretim yerleşkemize yaptığımız 450 milyon liranın üzerindeki yatırım ile yetersiz beslenme (malnütrisyon) tedavisinde kullanılan medikal beslenme ürünlerinin yerli üretimine başladık.
- Lüleburgaz fabrikasının önemi ne?
Yaptığımız bu yatırım ekonomik değerin ötesinde bölgesel kalkınma ve tüm paydaş ekosistemimiz açısından da özel bir öneme sahip. Projenin ilk adımından beri çok sayıda Türk şirketiyle iş birliği yapmasının yanı sıra, üretimde kullanılan hammaddeleri de yerlileştirerek Türkiye’ye ve bölgesel kalkınmaya değer katmayı hedefliyoruz.
Bir diğer önemli nokta, Danone Türkiye Lüleburgaz Üretim Yerleşkesi, Danone’nin hem sütlü ürünler hem de medikal beslenme ürünlerini üreten bu kapsamdaki ilk hibrit fabrikası oldu. Bugün, söz konusu ürünlerle Türkiye’deki ihtiyacı karşılamanın yanı sıra aralarında Macaristan, Slovakya ve İngiltere’nin de bulunduğu çok sayıda ülkeye de ihracat yapıyoruz.
Medikal Beslenme kategorisindeki bu yatırımımızla, üretim kapasitesini 2 yıl içinde yüzde 50 artırmayı ve ihracatımızı ise 3 katına çıkarmayı amaçlıyoruz.
- Markalara yatırım sürüyor mu?
Danone Türkiye olarak, üretim ve ihracat üssü olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, markalarımıza yatırım yapmaya ara vermedik. Pazardaki ihtiyacı analiz ederek odak alanları belirledik ve markalarımızın mevcut potansiyellerini güçlendirdik.
- Pazarlama çalışmalarınız nasıl gelişti?
“Hayat Kaynağım”, “Bebelac Çocuk Devam Sütü - Lık Lık İçer, Şip Şak Çözer” gibi ses getiren iletişim kampanyalarıyla markalarımızın gücünü canlandırmanın yanı sıra Süprix, Sırma Karma, Activia Probiyotikli Shake gibi yeni ürünlerimiz ve reklam kampanyalarımızla tüketicilerimizle buluştuk.
- Bu yatırımların geri dönüşü nasıl oldu?
Markalarımıza yaptığımız yatırımın ve iletişim süreçlerimizi güçlendirmenin iş performansımıza olan katkısının yanı sıra işveren markamıza da pozitif etkileri oldu. Gurur duydukları ve yüksek bilinirliğe sahip markaların yer aldığı bir şirkette çalışıyor olmak çalışanlarımızın motivasyonunu da artırıyor.
Ayrıca, yetenek kazanımında ve mevcut yeteneklerin gelişiminde önemli başarılar elde etmeye devam ediyoruz. Çünkü yeni yapısıyla Danone Türkiye, çok farklı kategorileri ve bambaşka pazar dinamiklerini deneyimlemenin mümkün olduğu adeta bir okul haline gelmiş durumda. Pazarda adeta bir yetenek mıknatısı haline geldik.
- Çalışanlarınız için ne yapıyorsunuz?
İnsan kaynağımıza yatırım yapmaya ve beklentilerine göre iş modellerimizi adapte etmeye devam ediyoruz. Örneğin, tüm dünyada yeniden tanımlanan iş yapış şekillerine uygun olarak daha verimli bir çalışma ortamı yaratmak amacıyla Danone Türkiye, hibrit çalışma düzenine geçen ilk şirketlerden biri. Ayrıca yaz döneminde bir ay uzaktan çalışma ve yeni ebeveyn olan çalışma arkadaşlarımızın ilk yıl uzaktan çalışması gibi iş-yaşam dengesini teşvik edecek uygulamalarımız mevcut.
Bildiğiniz gibi dönüşüm bir yolculuk. Sonlandırabileceğimiz, bitiş tarihi koyabileceğimiz bir süreç değil. Dönüşmeye, daha iyisi için evrilmeye, mütemadiyen değişen pazar koşullarına ve tüketici beklentilerine göre portföyümüzü ve markalarımızı uyarlamaya devam edeceğiz.
- Türkiye’de kaç çalışanınız var?
Bugün Türkiye’de toplam altı üretim tesisimiz, Ar-Ge merkezimiz ve yurdun dört bir yanında, sahada çalışan ekiplerimizle toplamda yaklaşık 2 bin çalışanımız bulunuyor. Tedarikçilerimiz ve bayilerimiz gibi omuz omuza çalıştığımız ekipleri de düşündüğümüzde yaklaşık 50 bin kişilik bir ekosistemle bu yapılanmanın pazara getirdiği yeniliklerle sektöre ilham veriyoruz.
Biraz da Danone Fransa Sütlü Ürünler Paris 2024 Olimpiyatları sponsorluğundan söz edelim... Danone olarak, ‘Tek Gezegen. Tek Sağlık’ global vizyonumuz doğrultusunda, sürdürülebilirlik yaklaşımımız, inovasyonlarımız ve sağlıklı beslenmeye hizmet eden ürün portföyümüzle gezegenimizin sadece bugününe değil yarınına da yatırım yapıyoruz.
Bu yıl Fransa’da düzenlenen ve dünyanın en büyük spor etkinliği olan olimpiyatlara Danone Fransa Sütlü Ürünler kategorimizle katkı sunuyor olmamız da bunun bir göstergesi. Danone Fransa’da olimpiyatlar adına çalışan 6.500 kişilik özel bir ekiple bu tarihi etkinliğe hazırlanıldı.
Danone Fransa Sütlü Ürünler, Paris 2024’te sadece spor müsabakalarına olan desteğiyle değil, aynı zamanda farklı beslenme ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiği ürünleriyle de sporun ve sporcuların yanında oldu. Oyunlar sırasında 4 milyon ürün dağıttık. Toplamda 13 milyon öğün sağladık. Bu, etkinlik boyunca sunulan öğünlerin yüzde 30'undan fazlasının Danone ürünlerini içerdiği anlamına geliyor…
Sağladığımız protein içerikli ürünlerden bazıları geçtiğimiz yıl açılışını gerçekleştirdiğimiz Saclay Araştırma ve İnovasyon merkezimizde, desteklediğimiz sporcularla birlikte geliştirildi. Yalnızca olimpiyatlar özelinde 26 inovasyona imza attık.
Danone olarak, Araştırma & Geliştirmeyi ve inovasyonu bütünleşik bir yaklaşımla benimsiyor; üründen hizmete her alanda tüketicilerimize yenilik ulaştırmayı önceliklendiriyoruz. Uzun yılların birikimine dayanan Ar-Ge çalışmalarımız, mümkün olan en fazla sayıda insana gıda yoluyla sağlık ulaştırma misyonumuza hizmet etme yolculuğunda büyük rol üstleniyor. Bu anlayıştan hareketle Lüleburgaz Üretim Yerleşkemizde 2020 yılında bir Ar-Ge Merkezi açtık. 21 kişilik uzman bir kadro ürün geliştirme odağında çalışıyor ve hem Türkiye’deki üniversiteler hem de diğer Ar-Ge merkezleriyle iş birlikleri yapıyor. Ar-Ge merkezimizin geliştirdiği ürünler sadece Türkiye değil Türkiye dışındaki raflarda da yer alıyor.