Son aylarda vergi kamuoyunun gündemini oluşturan birkaç dava var: Ek vergi, ek MTV ve finansman gider kısıtlaması (FGK). Bu davalar büyük bir ilgiyle takip ediliyor ve sonuçları merakla bekleniyor.
Ek MTV ile ilgili açılan iptal davası şu an Anayasa Mahkemesi’nde. Ancak, henüz karar verilmedi, yani, dava süreci devam ediyor. Ek MTV’den 32 Milyar TL gelir elde edilmesi öngörüldü ancak, 31 Ağustos sonu itibariyle ilk taksit olarak 16 milyar TL tahsil edilmesi gerekirken, 8,5 milyar TL tahsil edildi. Küçük bir ayrıntı, Maliye ilk taksit ödemesini 6 Eylül’e kadar uzattı, 1 - 6 Eylül arasında ne kadar ek MTV tahsilatı yapıldı bu belli değil. Uzatma süresini ihmal ettiğimizde, ek MTV mükelleflerinin yarısının ek MTV’yi ödediği, kalan yarısının ise ödemediği anlaşılıyor.
İptal davası açılması ödemeleri ciddi şekilde etkiledi, ek MTV mükelleflerinin yarısı iptal endişesiyle ek MTV’nin ilk taksitini ödemedi. Şimdi, hemen herkes Anayasa Mahkemesi’nin ek MTV konusunda vereceği kararı merakla bekliyor!
Ek vergi davaları ise ağırlıklı olarak YD talepli açıldı ancak, YD talepleri vergi mahkemeleri tarafından reddedildi, bu kararlara karşı istinaf mahkemelerine (bölge idare mahkemesi) itirazlar yapıldı. İstinaf vergi dava daireleri, bu itiraz taleplerinin bir kısmını reddetti, kalan kısmı ile ilgili süreç ise devam ediyor. Hemen belirtelim, ek vergi ile ilgili olarak şu an için esastan verilmiş bir karar bulunmuyor. Ayrıca, ek verginin anayasaya aykırılığı iddiasıyla açılan bu davalarda henüz hiçbir vergi mahkemesi bu iddiayı ciddi bularak konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımadı!
FGK’ya ilişkin olarak Maliye tarafından çıkarılan Tebliğin bazı bölümlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması (YD) talebiyle açılan davalar ise Danıştay’da. Davaya bakan Danıştay 4. Dairesi tarafından 4 kez YD red kararı verilmiş ve bu kararlara karşı yapılan itirazların 2’si Danıştay VDDK tarafından reddedilmişti. Bu önemli konuyu Gazetemizde 28 Temmuz 2023 tarihinde yayınlanan “Danıştay’dan Finansman Gider Kısıtlamasına YD Ret!” ve 2 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanan “Maliye Finansman Gider Kısıtlamasında 2 – 0 Önde!” başlıklı iki yazımızla gündeme taşımıştık.
Geçen süreç içerisinde Danıştay VDDK, kalan 2 YD ret kararına karşı yapılan itirazları da reddetti!
Hemen herkesin olumlu sonuç alınacağından emin olduğu bu davalarda verilen YD ret kararları ve bu kararlara karşı yapılan itirazların reddedilmesi vergi kamuoyunu resmen şok etti!
FGK düzenlemesi ile, şirketler tarafından kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin belirlenen oran (şu an için yüzde 10) kadarlık kısmının kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmaması öngörülüyor. Yalnız bu düzenleme tüm şirketleri değil, kullandıkları yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan şirketleri ilgilendiriyor.
FGK’ya ilişkin düzenlemeler, Gelir Vergisi Kanunu (GVK) ve Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nda yer alıyor (GVK. Mad. 41/9, KVK. Mad. 11/1-i). Maliye, bu kısıtlamaya ilişkin usul ve esasları çıkardığı bir Tebliğ ile belirlemiş bulunuyor (18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ)
Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının yüzde 10'unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanı’nca kararlaştırılan kısmı (3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, söz konusu oran, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere, yüzde 10 olarak belirlendi) kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak kabul ediliyor.
FGK, şirketlerin finansman ihtiyaçlarını yabancı kaynaklardan ziyade kendi öz kaynaklarından karşılamalarını teşvik amacıyla getirilmiş bulunuyor!
Evet, gerçekten tam olarak böyle oldu!
FGK’ya ilişkin düzenleme, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi (6322 sayılı Kanunun 37. maddesi) ancak, 2021 yılına kadar uygulanmadı. Çünkü, gider kısıtlamasında uygulanacak oran Bakanlar Kurulu ve/veya Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmedi. Ta ki, 4 Nisan 2021 tarihine kadar. Yani, 2013 yılından 2021 yılı başına kadar geçen 8 yıl boyunca oran belirlenmemesi nedeniyle finansman gider kısıtlaması uygulanmadı!
Üzerinden tam 8 yıl geçtikten sonra 2021 yılının ilk aylarında çıkarılan 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, söz konusu oran, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere, yüzde 10 olarak belirlendi (4 Şubat 2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmi Gazete). Söz konusu Karar, 4 Şubat 2021 tarihinde yürürlüğe girdi.
Şirketler, 1 Ocak 2021 tarihinden bu yana, kullandıkları yabancı kaynakların öz kaynaklarını aşan kısmına münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine ekledikleri hariç, işletmede kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının yüzde 10'unu kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alamıyorlar. Hemen belirtelim, kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri bu kısıtlamanın kapsamı dışında bulunuyor.
Bu kısıtlama, kullandıkları yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan şirketlere ek bir yük getiriyor.
Şu an ülkemizdeki şirketlerin büyük bir bölümünde kullanılan yabancı kaynaklar öz kaynaklarını aşmış durumda. Yani şirketlerin büyük bir kısmı finansman gider kısıtlamasının kıskacı altında, durum vahim! Reel sektör bu nedenle finansman gider kısıtlamasına ciddi tepki gösteriyor.
Şirketler tarafından FGK ile ilgili çok sayıda dava açıldı. Bu davaların büyük bir kısmı, henüz ilk derece mahkemelerinde devam ediyor. Kalan kısmı ise Danıştay’da YD talepli iptal davası şeklinde.
3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 18 Seri No.lu KV Tebliğinde yer alan ve iptali istenilen düzenlemeler başlıklar halinde şu şekilde:
- 1 Ocak 2021 tarihinden önce kullanılan banka kredilerine ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin 2021 yılı ve sonrasında finansman gider kısıtlamasına tabi tutulması,
- 18 Seri No.lu Tebliğin “11.13 Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı bölümünde yer alan “Yabancı kaynaklar”, “11.13.2 Finansman gider kısıtlamasının uygulanacağı dönem”, “11.13.3 1/1/2013 tarihinden önce yapılan borçlanmalara ilişkin finansman giderlerinin durumu”, “11.13.8 Finansman gideri yanında finansman gelirinin de bulunması” başlıklı bölümleri.
Bu düzenlemeden olumsuz etkilenen bir mükellef, 2021 yılı öncesinde kullanılan banka kredilerine ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin finansman gider kısıtlamasına tabi tutulamayacağı gerekçesiyle Maliye tarafından yayınlanan 18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “11.13. Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı kısmının “Cumhurbaşkanı bu yetkisini 4/2/2021 tarih ve 31385 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 3/2/2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla kullanmış olup, bu kararda 1/1/2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere söz konusu gider ve maliyet unsurlarının % 10’unun kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.” bölümünün yürütmesinin durdurulması ve iptalini talep etti.
Danıştay 4. Dairesi, davacı mükellefin iddialarını yerinde görmeyerek, YD talebini oy çokluğuyla (4’e karşılık 1) reddetti (Danıştay 4. Dairesi’nin 22.06.2023 tarihli ve E.2023/3957 sayılı Kararı). Davacı mükellef, bu karara karşı Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nda (VDDK) itirazda bulundu. İtiraz süreci devam ediyor.
FGK düzenlemesinden olumsuz etkilenen mükellefler tarafından Danıştay’da açılan davalar ile; 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 2 ve 3. Maddeleri ile 18 Seri No.lu Tebliğin “11.13 Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı bölümünde yer alan “Yabancı kaynaklar”, “11.13.2 Finansman gider kısıtlamasının uygulanacağı dönem”, “11.13.3 1/1/2013 tarihinden önce yapılan borçlanmalara ilişkin finansman giderlerinin durumu”, “11.13.8 Finansman gideri yanında finansman gelirinin de bulunması” başlıklı bölümlerinin iptali ile dava sonuçlanıncaya kadar yürütmesinin durdurulması istenildi.
Danıştay 4. Dairesi, davacı şirketin iddialarını yerinde görmeyerek, YD talebini reddetti (Danıştay 4. Dairesi’nin 27.12.2022 tarihli ve E.2022/3698 sayılı Kararı).
Davacı şirket, Danıştay VDDK’da bu karara karşı itirazda bulundu. Danıştay VDDK, yaptığı inceleme sonucunda davacı şirketin itiraz talebini oyçokluğuyla kesin olarak reddetti (Danıştay VDDK’nın 24.05.2023 tarihli ve İtiraz No:2023/7 sayılı Kararı).
Evet, 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 2 ve 3. Maddeleri ile 18 Seri No.lu Tebliğin “11.13 Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı bölümünde yer alan “Yabancı kaynaklar”, “11.13.2 Finansman gider kısıtlamasının uygulanacağı dönem”, “11.13.3 1/1/2013 tarihinden önce yapılan borçlanmalara ilişkin finansman giderlerinin durumu”, “11.13.8 Finansman gideri yanında finansman gelirinin de bulunması” başlıklı bölümlerinin iptali ile dava sonuçlanıncaya kadar yürütmesinin durdurulması konularında açılan 2 davada da Danıştay 4. Dairesi, YD ret kararı verdi (Danıştay 4. Dairesi’nin 27.12.2022 tarihli ve E.2022/3699, 17.01.2023 tarihli ve E.2022/3700 sayılı Kararları).
Danıştay VDDK, yaptığı incelemeler sonucunda bu davalara karşı yapılan itirazları oyçokluğuyla kesin olarak reddetti (Danıştay VDDK’nın 24.05.2023 tarihli ve İtiraz No:2023/6, aynı tarihli ve İtiraz No:2023/8 sayılı Kararları).
Evet, Maliye, finansman gider kısıtlaması düzenlemesiyle ilgili olarak açılan iptal davaları ile ilgili olarak Danıştay tarafından verilen YD ret ve itiraz ret kararları sonrasında şimdilik rahat. Tabi bu davalarda zaman ne gösterir bilemiyoruz.
Evet, şimdi sıra esastan verilecek kararlarda!
Ancak, bu süreçte dikkat çeken ciddi bir gelişme oldu: YD ret kararlarını veren Danıştay 4. Dairesi artık bu davalara bakmayacak. Çünkü, iş yükü bakımından ortaya çıkan zorunluluğa istinaden vergi dava dairesi olarak görev yapan Danıştay 4. Dairesi’nin görev alanı değiştirilerek, idari dava dairesi olarak görevlendirildi (20.07.2023 tarihli ve 32254 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 19.07.2023 tarihli ve 2023/32 sayılı Kararı).
Artık gelir, kurumlar ve KDV’ye ilişkin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu Kararları ile düzenleyici diğer işlemlere karşı açılan iptal davalarına ilk derece olarak Danıştay 3. Dairesi bakacak (20.07.2023 tarihli ve 32254 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 19.07.2023 tarihli ve 2023/33 sayılı Kararı).
Yani, bu davalarla ile ilgili esastan kararları, artık Danıştay 3. Dairesi verecek!
Dava süreci devam ediyor, gelişmeleri buradan duyuracağız!
Finansman gider kısıtlamasına ilişkin olarak açılan bu davalar hem Maliye hem de bu kısıtlamaya tabi olan şirketler açısından son derece önemli.
Dava süreci devam ediyor, bu önemli dava ile ilgili son gelişmeleri buradan duyurmaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.