Danimarka Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) yüzde 4,5’ini tek başına karşılayan Novo Nordisk, 2018’de aldığı Türkiye’de yatırım kararını pandeminin etkilerinin yavaşlamasının ardından tekrar gündeme getirdi. Bürokratik engelleri aşmaları halinde hayata geçecek 288 milyon dolarlık yatırım, 200 kişiye istihdam sağlayacak, 60 milyon dolarlık da ihracat gerçekleştirecek.
Dr. Burak Cem, 20 yıldır Novo Nordisk’te çeşitli kademelerde çalışmış ve Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü olmuş bir isim. Daha önce Türkiye, Danimarka, Dubai’de görev yapan Cem’in hayali Türkiye Genel Müdürü olduğunda, firmasının bir üretim yatırımını buraya çekmekti. Röportajı gerçekleştikten kısa bir süre sonra 12 ülkeden sorumlu olacağı Güney ve Doğu Avrupa Bölgesi Kurumsal Başkan Yardımcılığı’na atanan ve Varşova’ya giden Cem, Türkiye’de üretim hayallerini DÜNYA’ya anlattı.
Novo Nordisk’in dünya çapında 48 bin çalışanı olduğunu ve 170 ülkeye ürünlerini gönderdiğini anlatan Dr. Burak Cem, “Hem üretimimizi hem Ar-Ge’mizi yaptığımız 5 stratejik ülkemiz var. Bunlar Danimarka, Çin, ABD, Brezilya ve Fransa. Ayrıca Hindistan ve Cezayir gibi ülkelerde üretim yapıyoruz. Tüm dünyada insülinin yüzde 50’sinden fazlasını biz üretiyoruz. Dubai tecrübesinden buraya geldiğimde, ‘acaba üretimin bir kısmını buraya taşıyabilir miyiz’ diye düşündüm. 2018’te merkez ofisimizi ikna ettim. En büyük hayalim Türkiye’yi de Novo Nordisk’in stratejik ülkesi yapmak” dedi.
KLİNİK ÇALIŞMALARA YATIRIM İKİ KATINA ÇIKACAK
Firmalarının 1974’ten beri Türkiye’de faaliyet gösterdiğini, 1995’ten sonra da burada kendi ofislerini kurduğunu belirten Cem, şunları söyledi: “Türkiye’de 300 çalışanımız var. Neden üretim burada olmasın? Biliyorsunuz COVID-19 pandemisi bize tedarik zincirinin önemini hatırlattı. Nisan 2020’de firma içinde Türkiye bir üst lige çıktı. Son beş yıl içinde klinik çalışmalar için Türkiye’de 121 milyon lira ayırdık. Organizasyonumun yüzde 15’i klinik çalışmalara odaklanmış durumda, 25 yeni moleküle çalışıyoruz. 2018’de kur dalgalanmaları yaşandığında firmanın merkezine Türkiye’de üretim yapmayı sundum ve onay aldım. O tarihten bu yana 250 sunum gerçekleştirdim. Ankara’da firmamızı anlattım. Yatırımımız 288 milyon dolarlık bir yatırım. 200 nitelikli iş gücü istihdam edeceğiz. Faaliyete geçtiğimizde 60 milyon dolarlık da bir ihracatı olacak. Klinik çalışmaları da iki katına çıkarmayı taahhüt ediyoruz. Danimarka’da üretilen ürünlerin de burada uygun koşullar altında saklanıp yakın coğrafyalara Ortadoğu ve Körfez ülkelerine gönderilmesini sağlayacağız.”
ÜÇ YIL İÇİNDE ARZU ETTİĞİMİZ ÜRETİME ULAŞIRIZ
Vakit kaybetmemek için yatırımlarını sıfırdan kurmayacaklarını belirten Cem, “Türkiye’nin büyük ilaç firmalarından birinin İstanbul Avrupa yakasında yeni büyük bir tesisi var. Kullanılmayan katlara talibiz. Dört katın üç katını doldurabiliyoruz. Binanın uygunluğu tespit edildi” şeklinde konuştu. “Sağlıkta da yerlileşme politikası varken, cari açığı azaltacak bir yatırım yapmak istiyoruz” diyen Cem, “Üretimin bir kısmını getirirsek, merkezimiz buradaki kaliteli yapıyı görünce daha da yatırımı büyütecektir. Bugün onay alsak, hızlıca çalışmalarımıza başlarız. Paketleme çalışmaları 1 yıl içinde başlar. 1,5 yıl içinde insan insülinleri buraya gelebiliyor. 1,5 daha koyduğunuzda üretim başlayabiliyor. Kabaca 3-3,5 yıl içinde isteğimiz üretime geçeriz. Teknoloji ve khow-how buraya gelmiş olacak. Ayrıca elbette yan sanayileri de gelişmiş olacak” açıklamalarında bulundu.
Dr. Burak Cem, şimdi burada üretim hayalini Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürülüğü görevini devrettiği Jens Pii Olesen’e bıraktı.
"Bugün size bir aşk hikayesi anlatmaya geldim"
Novo Nordisk, dünyanın en büyük vakfı tarafından yönetiliyor. Hani Bill Gates’in vakfı en büyük denir ya, biz onları iki yıl önce geçtik. İskandinavya’nın en büyük firmasıyız. Avrupa’da tüm sektörler içinde ilk 10’dayız. Tüm dünyada da ilaç firmaları arasında yine ilk 10’dayız. Niş bir alanda çalışıyoruz. Aslında bugün söze öyle başlayacaktım: “Bugün size bir aşk hikayesi anlatmaya geldim.” Çünkü gelişen bu tedavi bir aşkın üzerine inşa edilmiş. Firmanın kurucularından August Krogh, Nobel Ödülü’nü kazanıyor. 1921’de ABD’ye gidiyor. Eşi Marie Krop da diyabet hastası. Duyuyor ki Kanada’da birileri insülini bulmuş. Mektup yazıyor, “Hazır ABD’desin, Kanada’ya da geçip geliştirilen insülini öğrensen, belki de benim hastalığım için tedavi olur” diyor. August, eşi için bir yolculuk daha yapıyor. Toronto Üniversitesi’ne gidiyor ve insülin üretmeyle ilgili izni oradan 1 dolara alıyor. Ana konusu diyabet olan Novo Nordisk, tıpkı Türkiyemiz gibi 1923’te kuruluyor. Seneye 100’üncü yılımızı kutlayacağız.
Messi de büyüme tedavisinde kullandı
Novo Nordisk önce hayvan insülinleriyle başlıyor, sonrasında insan insülinleri… Analog insülinler çıkıyor, üzerine yeni jenerasyonlar yapılıyor. Şimdi üç hedefimiz var, Tip 1 diyabeti dünyadan temizlemek, Tip 2’yi oral tedavi etmek, obezitede yükselen trendi azaltmak. Son 15 yıldır obezite tedavisindeyiz. Büyüme hormonu konusunda da çalışıyoruz. Mesela dünyaca ünlü futbolcu Messi’nin böyle bir rahatsızlığı var. O da bizim ürünümüzü kullanmış. Büyüme, kemik aralığı olduğu sürece ilaçla tedavi edilebiliyor. 18 yaşında kemik gelişimi duruyor. Ne kadar erken bu hastalığın teşhisi konulur, tedaviye başlanırsa çocukların boyları o kadar uzayabilir. Messi, bizim ürünümüzü biraz geç kullanmaya başlamış. Bir de hemofili ve menapozla ilgide ilaçlarımız var ve klinik çalışmalar yapıyoruz.