DSÖ verilerine göre dünyada her yıl toplam 7 milyon insan hava kirliliğinin yol açtığı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Dünyada her 10 kişiden 9’u kirli hava soluyor.
Türkiye’de ise İstanbul, 2017’den bu yana hava kirliliğine bağlı ölüm sayısının 3 bin 761 ile en yüksek olduğu il konumunda. İstanbul’u İzmir ve Manisa takip ediyor. Iğdır, Düzce, Manisa, Bursa, Kahramanmaraş ve Afyon’da ise hava kirliliği, çözülemeyen kronik bir soruna dönüşmüş durumda.
Kirli hava solumak sadece kronik hastalıklara neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda kronik hastalıkları alevlendirerek COVID-19 etkilerinin daha ölümcül seyretmesine neden olabiliyor.
Temiz Hava Hakkı Platformu Türk Tabipleri Birliği Temsilcisi Doç. Dr. Gamze Varol, Mart ve Haziran ayları arasında Türkiye’de uygulanan karantina ile trafikte yaşanan azalma sonucu büyük şehirlerde hava kalitesinin kısmen iyileştiğini, ancak yapısal önlemler alınmadığı için kirliliğin eski haline döndüğünü belirtiyor.
Sağlık ve çevre alanında faaliyet gösteren 16 kurumun oluşturduğu platformun verilerine göre 2019 yılında Türkiye’de yeterli hava kalitesi verisi (PM10) elde edilebilen 51 ilin yüzde 98’inde, Dünya Sağlık Örgütü ’nün (DSÖ) sınır değerlerinin üzerinde kirli hava solundu. Son dört yıl boyunca düzenli olarak yüksek derecede kirli hava soluyan Iğdır, Düzce, Manisa, Bursa, Kahramanmaraş ve Afyon’da hava kirliliği sorunu çözülemeyen kronik bir sorun haline gelmiş durumda.
Temiz Hava Hakkı Platformu, 2021’de Türkiye genelinde temiz hava solumak ve COVID-19 salgını ile mücadele etmek için 10 maddeden oluşan çözüm önerilerini paylaştı.
Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluşlara hava kirliliğini azaltacak yapısal önlemler alınması için işbirliği çağrısında bulunan platformun, 2021 yılında temiz hava solumak için 10 maddelik yol haritası şöyle:
- ÖLÇÜM: Hava kalitesi ölçüm istasyonlarının veri kalitesi artırılmalı ve hava kalitesi konusunda şeffaf ve güvenilir veri paylaşımı yapılmalı.
- SINIR DEĞER: Kanserojen ince partikül madde (PM2.5) ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü’nün kılavuz değerleri ile uyumlu olan ulusal sınır değerleri içeren mevzuat düzenlemeleri yapılmalı.
- EYLEM PLANI: Tüm iller için hava kirliliği kaynaklarını ve azaltılması için bağlayıcı tedbirleri açıklayan Temiz Hava Eylem Planları hazırlanarak acilen uygulanmalı.
- ŞEFFAF VERİ: Hava kirliliğinin sağlık etkilerini ve Türkiye’de her ildeki tahmini erken ölüm sayısını ortaya koyabilecek tüm veri kaynakları kamuoyuna açıklanmalı.
- SAĞLIK ETKİSİ: Yapılması planlanan sanayi tesislerinin izin süreçlerinde sağlık etki değerlendirmesi (SED) yapılmalı.
- İZİN SÜREÇLERİ: Çevre yatırımlarını tamamlamamış kömürlü termik santrallerin çalışmasına izin verilmemeli.
- TEŞVİKLER: Kömüre dayalı enerji üretimine verilen teşvikler sona erdirilerek, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi için verilen teşvikler artırılmalı.
- ULAŞIM: Kentlerde toplu taşıma ve bisikletli ulaşım teşvik edilmeli, yeşil alanlar artırılmalı. Araçlardan kaynaklanan kirletici emisyonları azaltacak yasal değişiklikler yapılmalı.
- ISINMA: Evsel ısınma için kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar yerine alternatif kaynaklar yaygınlaştırılmalı.
- SAĞLIKLI TOPARLANMA: Salgın sonrası süreçte halk sağlığını merkeze koyan, adil bir geçiş sunan istihdam planları, krizlere dirençli ekonomik toparlanma paketleri oluşturulmalı.
60 ilde hava kirliliğini ölçecek veri yok
Kirli havadaki partikül maddelerin daha büyük boyutlu olanları (PM10) hızla yere çökerken, saç telinin yaklaşık 1/30’u kadar olan bazı parçacıklar (PM2.5) meteorolojik olaylar sonucunda kilometrelerce yol alabilir. Kanserojen olan PM2.5 solunduğunda akciğerler içindeki gaz alışverişine müdahale edebiliyor ve kana karışabiliyor. PM2.5, tüm dünyada hava kirliliği kaynaklı sağlık sorunlarını incelerken kullanılan bir gösterge kirletici konumunda.
Türkiye’de PM2.5 istasyonları yaygın olmadığından, illerin yüzde 74’ü ile ilgili hava kirliliğinin sağlık etkisi ile ilgili yorum yapılamıyor. 2019 yılında Türkiye’de 60 ilde PM2.5 seviyesi için yeterli veri yok.