Cumhuriyetin 100’üncü yılı projesi için deprem bölgesine öncelik verecek

Necla DALAN Hikayeler&Liderler

Philips, 100 yıla yakın süredir Türkiye’de faaliyet gösteriyor. 100’ü aşkın ülkede yaklaşık 77 bin kişiyi istihdam eden Philips, 2022 yılında 17,8 milyar euro satış geliri elde etti. Şirketin 2030 yılına kadar dünyada 2,5 milyar insanın hayatını iyileştirme hedefi var.  Bu hedef çerçevesinde geçen yıl Orta Doğu, Türkiye ve Afrika’da 100 milyonun üzerinde kişinin hayatını iyileştirdi. 2022 yılı Türkiye’de de başarılı geçti ve Philips Türkiye hem sağlık sistemlerinde hem de kişisel sağlıkta yılı hedeflerinin üzerinde kapattı.

Philips Türkiye Genel Müdürü Gamze Arbak ile buluştuk ve 2023 yılı hedeflerini ve gündemden düşmemesi için özen göstermemiz gereken depremi konuştuk. Covid ve beraberinde gelen değişimler, Ukrayna-Rusya savaşı, global enflasyon gibi etkenler yüzünden 2022’nin zor bir yıl olduğunu anlatan Arbak, bu etkenler yüzünden iş yapma metodlarını değiştirdiklerine dikkat çekiyor. 2023’ün daha zor bir yıl olduğunu kaydeden Arbak, devam ediyor:

“Depremden sonra durum inanılmaz değişti. Philips Vakfı iş birliğiyle ve Türkiye Acil Tıp Derneği aracılığıyla acil tanı ve teşhis ihtiyacına yanıt olarak mobil ultrason cihazlarını deprem bölgesine ulaştırdık. 100 adet yoğun bakım hasta monitörlerini de önümüzdeki günlerde teslim edeceğiz. Yaklaşık 20 bin adet Avent anne-bebek bakım ürünlerini AFAD koordinasyonuyla deprem bölgesine ve bölgede kurulan sahra hastanelerine ulaştırdık. Philips Vakfı’nın, tüm Philips çalışanlarının destek olabilmeleri için başlattığı acil durum bağış kampanyasına da Philips, toplanan bağış ile aynı oranda ek bağış yaparak, bağış miktarını ikiye katladı. Toplanan bağış, deprem bölgesindeki sağlık hizmetleri ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla kullanılacak. Bu doğrultuda bağışların toplam tutarı 1,5 milyon eurodan fazla oldu.”

Sağlık trendleri araştırması sonbaharda açıklanacak

Bundan sonraki projelerde de deprem bölgesinin öncelikleri olacağını anlatan Arbak, Cumhuriyetin 100’üncü yıl kutlaması için yine önceliklerinin deprem bölgesi olacağını vurguladı. Arbak, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında sağlık trendleri araştırmamızın dördüncüsünü yapıyoruz. Araştırma sonuçlarını eylül veya ekim ayında açıklayacağız. 100’üncü yıl kutlaması için de önceliğimiz deprem bölgesi. Deprem bölgesinin ihtiyaçları önümüzdeki dönemde de Philips’in sosyal sorumluluk projelerinde bir numaralı öncelik alanı olmayı sürdürecek. Bölgeye ilişkin neler yapabileceğimizi düşünüyoruz. Örneğin bir kalp sağlığı taraması yapacaksak oradan başlatacağız” diyor.

Türkiye’deki önceliklerinin sağlık dönüşümüne katkıda bulunarak çözüm üretmek olduğuna da değinen Gamze Arbak, ekliyor: “Bunu yapmak için üç önemli konumuz var. Birincisi; şu an Türkiye’de sağlık sektöründeki en önemli konulardan biri şehir hastaneleri. Biz de Türkiye’nin sağlıkta dönüşüm stratejileri doğrultusunda başlattığı şehir hastaneleri projelerinde teknoloji çözüm ortağı olarak faaliyet gösteriyoruz. İkinci konumuz dijital sağlık konusunda önemli adımlar atmak. Bunları yaparken her ülkenin ihtiyaçlarına çözüm olacak lokal yaklaşımlar izlemek.  Son olarak da hükümetin gündeminde olan sağlıkta yerlileşme konusunda da katkıda bulunmak istiyoruz.”

Olası İstanbul depremi için simülasyon yapılıp yol haritası çıkarılacak

Gamze Arbak’a olası İstanbul depremi için neler yaptıklarını soruyorum, şöyle cevaplıyor: “İstanbul, İzmir ve Ankara’da ofislerimiz var. Tabi olmamasını diliyoruz ama olası bir depremde bu ofisler birbirini destekleyecek. Olası İstanbul depreminin simülasyonunu yapıp bir yol haritası çıkaracağız. İstanbul’dan 60 ülkeye servis hizmeti veren bir ekibiz. Olası bir İstanbul depremi sadece Türkiye’yi değil 60 ülkeyi etkileyeceğinden hazırlıklarımızı gözden geçirme kararı aldık.”

‘Bir yıldır görevdeyim ama beş yıllık deneyimi cebime koydum’

ODTÜ Biyoloji mezunu olan ve kariyerine 1999’da başlayan Gamze Arbak, hep sağlık sektöründe çalışmış. 24 yıllık iş hayatının 16 yılı Philips’te geçmiş. Genel müdürlük koltuğunda bir yıldır oturuyor ancak “Beş yıllık deneyimi cebime koydum” diyor.

Türkiye’de yatırım planları olup olmadığını soruyorum, cevaplıyor: “Türkiye’de yatırım yapmak hem Türkiye için hem Philips için katma değer olacak. İlla bacası tüten bir fabrika olması gerekmiyor. Philips’in diğer organizasyonlarına hizmet verecek bir yapı da önemli. Polonya, Hindistan bu anlamda merkez. Neden Türkiye de olmasın? Şu an 55 kişi olan ekibimiz neden bin veya iki bin kişi olmasın? Bu benim hayalim ve benim için o da bir fabrika. Belki ürün üretmiyoruz ama kaliteli hizmet üretip ihraç edebiliriz. Ben Türkiye’deki gençliğe, yeteneğe, son dönemdeki zeka ve dayanıklılığa çok güveniyorum.”

Tüm yazılarını göster