100. YILINI kutladığımız Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 85’inci yılında anarken,2000 yılı öncesinde Başbakanlık Tanıtma Fonu ve Egebank’ın katkılarıyla hazırlanan bir kitabı yeniden elime aldım:
Beni Hatırlayınız… Elveda
Anıtkabir Defterinden Seçkiler
Kitabın “Yayıncılar” bölümünde şu kurum ve isimler var:
-
Türk Demokrasi Vakfı
-
Hor Hor Yayıncılık
-
Rana Cabbar
Yayın Koordinatörü ve Belgeleri Derleyen isim de şöyle:
Kitabın giriş bölümünde, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakanı Bülent Ecevit, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın yazıları yer alıyor.
Kitapta yabancı konukların, devlet adamlarının, ülke liderlerinin, Anıtkabir defterine yazdıklarına bir kez daha baktım:
-
HABİB BUGİBA (Tunus Devlet Başkanı): Kendini bütünüyle vatanına adayan ve O’nu çökmekten kurtararak, ihtişam ve özgürlüğün en yüksek seviyesine çıkaran kişiye ebedi teşekkürler. (24 Mart 1965)
-
YASSER ARAFAT (Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Konseyi Başkanı, Filistin Devrim Kuvvetleri Başkomutanı): Filistin halkı adına, Filistinli devrimciler adına, Filistin Kurtuluş Örgütü adına büyük bir gururla kardeşlerimiz yiğit Türk halkı ile aramızda bulunan tarihi ve derin bağları kaydediyorum. Her zaman Şair’le beraber söyleyeceğiz:
“Ey Türk’ün Halid’i Arapların Halid’ini yenile”
Her zaman birlik içerisinde siyonizm, emperyalizm ve işgale karşı beraberiz ta ki Filistin ve Kudüs’ü kuratarana kadar. Zafere kadar devrim.
Bu sayfada Arafat’ın “Şair” ibaresiyle yaptığı atıf ile ilgili şu not var: Mısırlı Şair Ahmed Şevki’nin, Mustafa Kemal Atatürk için Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yazmış olduğu şiirden alınmıştır. Burada Atatürk’ü Arap ve Müslüman komutan Halid Bin Walid’e benzetmektedir. Atatürk’ün onun izinde gitmesini dilemektedir.
-
GENERAL DE GAULLE (Fransa Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı): Tüm zaferler içinde Atatürk en büyüğüne ulaştı, milletinin yeniden doğuşunu sağlama zaferine. (25. 10. 1968)
-
ELIZABETH II (İngiltere Kraliçesi): Savaşta ve barışta kahraman, sadık bir dost olan, Türk milletinin Ata’sına hürmetlerimi arz ederim. (19.10.1971)
-
Lİ XİEN-NİEN (Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı): Atatürk’ün dış istilaya karşı mücadele verip Cumhuriyeti kurmadaki başarısına imreniyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin refahını, güçlenmesini ve halkının mutluluğunu tüm kalbimle dilerim. Türkiye-Çin Halkının dostluğunun ebedi olmasını dilerim. (14 Mart 1984)
-
SUKARNO (Endonezya Başkanı): Kemal Atatürk, Endonezya milleti için hürmete şayan bir liderdir. (14.9.1985)
-
HÜSEYİN B. TALLAL (Ürdün Kralı): Burada, dünyanın kahramanlarından büyük bir kahraman yatıyor. Tarihin zor bir döneminde yetişti. Buna rağmen hedefini nasıl belirleyeceğini, yolunu nasıl çizeceğini bildi. Kendisinden sonra gelip O’nu izleyen bütün liderlere örnek oldu. Savaşta düşmanlarını ülkesinden kovmuş, vatanının hürriyet ve istiklalini sağlamıştır. O, büyük halkını yeniden var ederken ve ona saygınlık kazandırırken aynı zamanda barış döneminde de bir kahramandı. Makamı cennet olsun. (5.9.1967)
-
HELMUT KOHL (Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakanı): Modern Türkiye’nin kurucusu, büyük Avrupalı Kemal Atatürk’ün önünde en derin saygılarımla.
“O’na Gelenler” başlığı ile yayınlanmış olan “Anıtkabir Defterinden Seçkiler” arasından yabancı liderler, devlet başkanlarının mesajlarından küçük bir bölümünü bu yazıya alabildim…
Kral, kraliçe, cumhurbaşkanı, devlet başkanı, başbakan…
Anıtkabir defterine yazdıkları, Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyadaki yerini açıklıkla ortaya koyuyor…
Ulu Önder Atatürk’ü saygı, sevgi ve minnetle anıyorum…
Oğlanda iş yok ama kızın geleceği var
ÇAKIROĞLU Ailesinden Oğuzhan Çakıroğlu’nun kolu kırılmıştı. Doktor, anne Duygu Çakıroğlu’na tedavi sürecinde şu tavsiyede bulundu:
- Oğlunuzun kolunun yeniden güçlenmesi için spor yapmasında yarar var.
Anne Duygu Çakıroğlu, oğlu Oğuzhan’ı boksa yönlendirdi. Kızı Buse Naz Çakıroğlu’na da kardeşiyle ilgilenmesini söyledi:
- Oğuzhan boks antrenmanı yaparken onu yalnız bırakma.
Buse Naz Çakıroğlu, kardeşinin antrenmanını izlerken bir gün antrenör Nazım Yiğit yanına gidip sordu:
- Sen niye oturuyorsun burada?
Buse Naz Çakıroğlu yanıtladı:
- Kardeşimi bekliyorum.
Nazım Yiğit sürdürdü:
- Burada bekleyene kadar sen de antrenman yap.
Aradan 3 ay geçti, anne Duygu Çakıroğlu, çocuklarının durumunu sormak üzere Nazım Yiğit’le görüşmeye gitti. Yiğit açık konuştu:
- Oğlanda iş yok ama kızın geleceği var…
Bu öyküyü “7. Mustafa V. Koç Spor Ödülü” töreninde ödül kazanan Milli Boksörlerimiz Busenaz Sürmeneli ile Buse Naz Çakıroğlu için hazırlanan filmden izledim.
Buse Naz Çakıroğlu, boks hayatının kardeşinin kolunun kırılması sonrasındaki süreçte tesadüfen başladığını anlattı.
Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Caroline Koç başkanlığındaki jüri, “7. Mustafa V. Koç Spor Ödülü” için bu yıl iki kadın boksörü seçti:
Busenaz Sürmeneli, ödül töreninde ayakta alkışlanan şu mesajı verdi:
- Bugün burada Olimpiyat madalyalı 2 genç Türk kadını olarak, Atatürk’ün bizlere gösterdiği hedefe giderken elinden gelen en yüksek çabayı gösteren Cumhuriyet çocukları olarak bulunuyoruz.
Buse Naz Çakıroğlu da aynı mesajı şöyle perçinledi:
- Cumhuriyetimizin 100. Yılında bu ödülü alıyor olmak benim için daha anlamlı. Çünkü, bu ödülün sadece başarı ödülü değil, bir duruş, gençliğe bir yol gösteriş olduğunu biliyorum.
Buse Naz Çakıroğlu, filmdeki röportajında da şu noktanın altını çizdi:
- Bizim aslında istediğimiz şey ayakları yere sağlam basan kız çocukları yetiştirebilmek. Umarım genç kızlarımız Cumhuriyetimizin 100. Yılında sağlam adımlarla, emin adımlarla arkamızdan gelirler…
“Mustafa V. Koç Spor Ödülü” seçici kurulu ile “Mustafa V. Koç Spor Ödülü” jürisi, bu yılki seçimleriyle Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı açısından çok anlamlı adım atmış oldu.
Ödül töreninin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 85’inci yılında saygı ve özlemle andığımız bugünlere denk gelmesi bu anlamı daha da güçlendirdi…
Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, dünyadaki birçok gelişmiş, kendini demokrat sayan ülkeden daha önce kadınların önünü açan kararlılığı olmasa, iki milli kadın boksörümüz dünya çapında başarıya ulaşabilir miydi?