Dünkü yazımda Türkiye İş Bankası’nın, Adana Çiftçiler Birliği’nin katkılarıyla Adana’da düzenlenen “Çiftçi Buluşması”nda Tarım Sigortaları Havuzu(TARSİM) Genel Müdürü Bekir Engürülü’nün anlattığı tarım sigortaları ile ilgili son verileri ve 2025 yılındaki yeni uygulamaları paylaştım.
Çiftçi buluşmasında tarım sigortaları ile ilgili olarak çok sayıda çiftçi söz alarak hem tarım sigortaları ile ilgili yaşadıklarını anlatarak TARSİM Genel Müdürü Bekir Engürülü’ye soru sordu. Yaklaşık 2,5 saat süren toplantıdaki soru ve yanıtların hepsini bu sütunlara sığdırmamız zor. Bölge çiftçisinin ortak sorunlarını yansıtan soru ve yanıtları özetleyerek paylaşıyorum:
Prof. Dr. Bülent Özekici (Çiftçi, Adana Çiftçiler Birliği Başkan Yardımcısı): Biz TARSİM’i çok önemsiyoruz ve çok doğru bir kurum olarak görüyoruz. Biliyorsunuz ovamızın yüzde 55’i narenciye, 900 bin dönüm narenciye var. 2022’nin 22 Mart’ında hava birden bire eksi 7’ye düştü. Aradan 15 gün geçtikten sonra ağaçlarda Niğde’deki elma ağacından daha az yaprak vardı. Biz dedik ki ağaçlara da sigorta yapalım. Çünkü bizi 3 yıl geriye götürdü. İkincisi bazı çeşitlerimiz var, enterdonat limon gibi. Çok hassas bir limon çeşidi. Özelliği bize para kazandıran bir çeşit. Geçen yaz 5 gün 42-44 derece arasında gitti ve ortalama nem 16’ya düştü. Aradan 1-1,5 ay geçtikten sonra bütün meyvayı yitirdik. Haber verdik, geldiler. Dediler ki kapsam dışı çünkü meyve irileşmiş. Doğal, çünkü döktükten sonra kalan meyvayı ağaç büyütür.
- Bekir Engürülü: Biz ağaç sigortası yapıyoruz. Ağaç sigortasında verdiğimiz teminatlar heyelan, deprem, yangını kapsıyor. Hocam diyor ki doluyu da alın kapsama. Biz hiç bir şey yapmayacağız demiyoruz. Ama don ile alakalı ölü kol hastalığı diye bir hastalık da var. Özellikle asmalarda yaygın. Kış zararı mıdır? Yoksa hastalıkla ilgili midir? Bunların somutlaştırılması lazım. Biz de mutlaka her şeyin bilimsel çalışması gerekir. Bizim eksperlerimiz ziraat mühendisi ve sizin bölgenin insanları, burada yaşıyorlar, narenciyeyi bilen insanlar. Onların her biri aynı şeyi söyleyebilmeli. Yani bir profesör hocamız bilebilir ama bizim eksperlerimiz de bunu tespit edebilmeli. Don ile alakalı çalışma yapmamız lazım. Notumu aldım, çalışacağız. TARSİM’de 17 farklı üniversiteden bilim insanlarının oluşturduğu bilim kurulumuz var. Bu 2010 yılından beri var. Orada ele alıp bir yönlendirme çalışma yapacağız ve onun sonucunda da karar veririz.
Bu sıcak hava zararı olduğu zaman Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru ve Kemal Kaçmaz o zaman Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanıydı beni aradılar. O zaman Tarım Bakanlığı’ndaydım. Bakanlık, TARSİM hep beraber geldik. Dediler ki bu konuda uzman Prof. Dr. Turgut Yeşiloğlu var. Bu işin en iyi uzmanı o. Kendisiyle görüştük. Bakanlığımızın da iki araştırma enstitüsü var. Alata Bahçe Kültürleri diğeri de BATEM Batı Akdeniz Araştırma Enstitüsü. Onların da uzmanlarını getirdik ve bir kural manzumesi oluşturduk. Bu kural manzumesi geçen yıla kadar çalıştı. Ama geçen yıldan bu yana anlaşamadığımız konular oldu. Turgut hocamıza tekrar gittik ve ortak noktada buluşacağımız ve küçük meyve tanımını yapmak gerektiğini konuştuk. Küçük meyve ile ilgili tamamen bilimsel ve hocamızın koyduğu kurallar. Bizim kendimizin koyduğu kurallar değil. Sıcak hava zararı nedir tanımlaması içerisinde Turgut hocamız bu yıl denedi, kontrol etti. Önümüzdeki yıl da çalıştıracağız. Ondan sonra herkesin buluştuğu bir ortak noktaya getireceğiz. Sıcak hava zararı çok ekstrem gelişiyor. Hepiniz narenciyeyi benden iyi biliyorsunuzdur. Haziran dökümü ile bunun karıştırılma olasılığı fazla. Haziran dökümümüdür, sıcak hava zararı mıdır bunu somutlaştırmamız lazım. İşte bizim sigortacı olarak bakış açımız şudur; bankacılar çok temkinlidir, sigortacılar bankacıların karesi kadar temkinlidir. Bunu deneyelim verelim gelecek sene vermiyoruz demememiz lazım. TARSİM kurulduğu günden beri bir tane işi geri götürmüş değil. Ama her işi hemen yaparız demedik. Önce araştırıp doğru olanı yapmaktır. Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Ama bana göre size göre değil, herkesin teknik olarak kabul edeceği metoda göre.
- Vezir Kılıç: Ben hayatımda ilk kez TARSİM’i geçen yıl yaptırdım. Çalıştığım bütün bankalar özellikle kamu bankaları adeta tehdit ettiler tarım sigortası yapmazsan kredin biter dediler. Yaptırmak zorunda kaldım. Özellikle olacak iş ya, çiftçilik yaptığımız Kozan’da 11 Temmuz’da görülmemiş bir şey oldu, kıyamet koptu. Rüzgâr, hortum, fırtına belli bir bölgeyi yerle bir etti. Biz de dedik tamam sigortamız var. Devletimiz zararımızı karşılayacak. Hemen bildirdik. Ekspertiz geldi 10 gün sonra. Dedi ki yüzde 48 hasar var. Ertesi gün bir daha aradı, verimi sordu ben 1,5 ton dedim. Eksper 1700 yazsaydın iyi olurdu dedi. Rapora yüzde 48 olarak girdi, tarih gelince paranın yatırılmasını bekledik ama para yatmadı. Sisteme baktığımızda hasar sıfır görünüyor. Eksperi aradım, yüz yüze hiç görüşmedik hep telefonla görüştük. Dedi ki senin mısırında kurt hasarı da varmış. Ben de dedim ki sen geldiğinde hortum hasarını gördün de kurt hasarı görmedin mi? Ki benim tarlamda bir tane kurt yok. TARSİM’e dilekçe yazdık cevap alamadık. En sonunda ödeme tarihi geçti ve bize ödeme yapılmadı. Yüzde 48 hasar denildi ben dekara 750 kilo verim aldım. O tarlama 500 metre uzaklıktaki diğer tarlamdan 1800 kilo verim aldım. Hortum vurdu gitti. Çok iyi birine benziyorsunuz, çok iyi konuşuyorsunuz ama lütfen söylemlerinizle eylemleriniz birbirini tutsun. İcraat yok maalesef. (Elindeki tabletten video ve fotoğrafları göstererek burada kurt hasarı var mı?) Bu benim çocuklarımın bir yıllık rızkı. Ben devletime güvenmişim. Devlete güvenmeyip kime güveneceğim? Bir daha da asla sigorta yapmayacağım.
- Engürülü: Vezir bey, dertli insan derdini söylerkenki inancı ve etkileri hiç değişmez. Bu konuda 15 sene ben bakanlıkta hep dertli insanları dinledim. Dert olabilir. Ben konuşmamda da söyledim. Hiçbir sorun yok diye bir cümle kullanamayız. İnsanın olduğu her yerde sorun olur. Ama bu yanlış bir olay olur, ben kızdım sigorta yaptırmayacağım. Başka bir çaremiz yok. İstanbul’a dönünce dosyanıza bakacağım. Ben iyi bir saha ziraatçısıyım. Hasarın neden kaynaklı olduğunu bilirim. Öncelikle eksperler bizim elemanımız değil. Yani eksper TARSİM adına çalışan birisi değil. Eksperler Hazine ve Maliye Bakanlığı TOBB İcra Komitesi’ndeki levhaya kayıtlı kişiler. İmtihanı kazanmış Sigortacılık eğitim merkezi’ndeki kişiler. Bizimle organik bağı yok. Bunlar bağımsız kişiler ve işlerini bağımsız olarak yaparlar. Bağımsız işlerde değerlendirmeler farklı olabilir. Biz diyoruz eğer değerlendirmede farklı olduğunu düşünüyorsanız, yeteri kadar hasar verilmediğine inanıyorsanız itiraz dilekçesi verin. Bu itirazla ikinci eksper gönderiyoruz. İkinci eksperde de ikna olmadıysanız mahkemeye giderseniz süreç uzar. Tahkime gidin. Tahkim 6 ayda sonuçlandırıyor. Sizin özel durumunuzu ben takip edip telefonla size bilgi vereceğim. Ben şahsi olarak şuna inanıyorum. Ne 80 milyonun hakkını bir kişiye geçirmemek ne de 1 kişinin hakkını 80 milyona geçirmemek lazım.
- Çiftçi: Aynı olayı biz de yaşadık. Yaklaşık yarım metre dolu yağdı. Arıyoruz 10 günde geliriz diyorlar 15 günde geliyorlar. Diyelim ki buğday. Senin 100 dekar buğdayın yatmış. Eksper diyor ki senin burada rüzgâr esmemiş. Bu buğdayı ben mi yatırdım? Neye göre hesaplanıyor? Osmaniye’deki radara göre. Koyun buraya bir radar. Osmaniye’deki radara göre rüzgâr 80 kilometre bizim burada 200 kilometre. Böyle olunca şimdi kimse sigorta yaptırmak istemiyor. Geçenlerde arabayla kaza yaptım. Arabam kaskoluydu. Rayiç bedeline göre paramı ödedi. TARSİM’de saha elemanlarında sıkıntı var. Eksperlerden korktuğu için çiftçinin yüzde 90’ı sigorta yaptırmak istemiyor.
- Engürülü: Eksperden korkmayın korkacak bir şey yok. Yanlışlık varsa düzeltiriz. Yatma ile alakalı meteorolojinin verisi bizim için çok geçerli değil. Çünkü şehir merkezlerinde. Biz onu sadece referans olarak alıyoruz. Buğdayın yatması ile ilgili şunu söylemek istiyorum. Acaba biz azotlu gübreyi biraz kaçırıyor muyuz? Çiftçiliğimizi de sorgulamamız lazım. Buğdayın boylanmasının ana nedenlerinden birisi azotlu gübrenin gereğinden fazla kullanılmasıdır. Bu bilimsel bir tespit, benim fikrim değil. Fazla gübre verdiğinizde buğday boyu yüksek olur en ufak bir fırtınada yatmaya meyilli olur. O zaman gübreyi toprak tahliline göre kullanmak lazım. İkincisi, eksper geldi rapor yazdı, bu arkadaşların bir kötü niyeti yok. Bunlara vermeyelim diye bir şey yok. Geçen sene 8 milyar bu sene 10 milyar hasar ödemesi yaptık. Bunları kim aldı o zaman?
- Adem Gültaş: Özellikle yumuşak çekirdekli elma grubunda, bu tomurcuk mu, çiçek açmış mı? İlkbahar son donlarında bu çok ciddi sorunlar yaratıyor. Niğde bölgesinde bunu görüyoruz. Eksper arkadaşlarla üreticiyi karşı karşıya getiren sorun bu. Nisan 23-28 arasında don olur. Bazıları tomurcuk bazıları çiçek açmış TARSİM burada baremi biraz üreticiden yana genişletebilir mi?
- Engürülü: Tomurcuğu kapsama aldık. Ama her ürün, her çeşitte farklılıklar arz ediyor sizde bunu kendi bahçenizde görüyorsunuzdur. Bahçenin yüzde 5’i, ağacın da yüzde 95’i çiçek açma evresi özelliğini değerlendiriyoruz. Kış donlarında farklı bazı durumlar da oluyor. Hedefimiz TARSİM’i verim sigortasına geçirmek. Verim sigortasının özü şu; 5 yıllık verim kaydını dikkate alarak neden kaynaklanırsa kaynaklansın bir verim kaybı varsa tazminat ödenmesi gerekir. Esas geliştirilmesi gereken bu. Hatta daha da ilerisi işletme paket sigortası. Yani bir işletmenin sahibinin de, çalışanın da, ağılının da, ürünün de sigortalandığı bir paket sigortası. Amerika dışında bunu yapabilen yok. Ama bizde kayıt konusunda sıkıntılar var. Çiftçimize soruyoruz kaç koyunun var? Diyor ki 50 ile 100 arasında. Destek alacaksa 100, vergi alacaksa 50 diyor. İstatistik veri tabanımız net olduğunda biz de buna göre paketler uygulayabiliriz.
- Nur Özkan: Buğdaya fazla azot verirseniz yatar dediniz. Çiftçi niye fazla azot versin ki? Zaten pahallı. Çiftçi gram gram gübre veriyor. Söylediğiniz yanlış bir bilgi. Sonra azot toprakta durmaz yıkanır. Fosfor, potas deseniz kabul edebilirim. İkincisi bilimsel çalışmalar yaptığınızı söylediniz. Bizim ovamızın en önemli sorunu su. İki nehir akmasına rağmen biz suya ulaşamıyoruz Kapalı sulama sistemine 2004 yılından bu yana geçilemiyor. Geçildi geçilecek deniliyor. Bir türlü geçilmiyor. Eğer kışın kanaletlerde su olsaydı ben don ile ilgili sorun yaşamazdım. Spring ya da yağmurlamayı açar don olayını önlemiş olurdum. Bu konuda bir çözümünüz var mı?
Engürülü: Nur hanım, her şeyi TARSİM’le çözebiliyorsak çözelim. Sulama ayrı bir iş. Biz suyu bulunduracak konumda ve yetkide değiliz. Bakanlığımız sulamayla ilgili iki farklı destek veriyor. Birisi sıfır faizli kredi diğeri kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı kapsamında yüzde 50 hibe. Hem spring hem damlama hem de yağmurlamaya bu desteği veriyor. Ama suyun bulunurluluğu ayrı bir iş.
- Nur Özkan: Ben sadece sulamadan bahsetmiyorum. Don olayı var. Ben don felaketini nasıl önleyeceğimizi söylüyorum.
- Engürülü: Bakın iki tane özellik var. Narenciye bahçelerinde 10 dekarda bir vantilatör dediğimiz bir özellik var. Niye kullanıyoruz?
- Nur Özkan: Kaç bin dolar olduğunu biliyor musunuz?
- Engürülü: Biliyorum. Yüzde 50 hibe desteği olduğunu da biliyorum. Sulama sistemi donu engelleyen en önemli sistem bunu biliyorum. Ama burada sorun şu. Saman yakmak bile buna etkili. Ama ne zaman yakıyor? Akşam 6’da. Akşam 6’da bu olur mu? Don sabah oluyor. Spring ne zaman çalıştırılmalı gece 3 ile 6 arası. Sabah 6’da çalıştırmadığın springin kime faydası var? Don en çukur alana gelir. Ya akımı hızlandırmanız gerekir veya o akımı suyla beraber dondurup akımın ağaca zarar vermemesi gerekir. Dediğiniz doğru. Buna itiraz ettiğimiz bir şey yok. Biz bunları desteklemek için bunu yaptıranların sigortasında indirim yapıyoruz. Springi olana yüzde 25-35 ürün çeşidine göre indirim var. Dolu ağı yapana yüzde 50, vantilatör taktırana yüzde 25-35 indirim var. Çiftçi önlem alıyorsa bizim de onu desteklememiz gerekir. Farklı bir düşüncemiz yok.
- Özden Özler: Bütün sektörlerde olduğu gibi bizde de en önemli sorun kaliteli eleman. Bu kadar yaygın bir çalışma alanında çalışanların sahaya gidenlerin kaliteli bilgiyle donanımlı olması çok önemli.
- Engürülü: Bu çok önemli ama aynı zamanda ülkenin genel sorunu. Biz teknoloji yoğun çalışma çabası içerisindeyiz. Eksperemiz size hangi parsele gideceğiz, haydi birlikte gidelim diye soruyor mu? Sormuyor. Çünkü koordinat eksenli çalışıyor. Yapay zeka ile çalışma konusunda da gayretlerimiz var. Ama tarım konusunda insan faktörü hep olacak. İnsan kalitesi arttıkça bizim işimiz de daha iyi yapılacak.
- Mutlu Doğru (Adana Çiftçiler Birliği Başkanı): Çok faydalı bir toplantı oldu. Üretici arkadaşlarımızın çoğunun şikâyeti TARSİM’den, sigortadan değil eksperlerden yana. Eksperlerin doğru tespit yapamadığından şikâyet var. Siz konuşmanızın başında dediniz 26-27 milyar lira prim karşılığı 12 milyar lira hasar ödemesi olacak. Bu 12 değil de doğru tespitlerle 15 milyar olsa sigortalılık oranı çok dah yüksek olur. Çiftçi de memnun olur. Yanlış ekspertiz yüzünden çiftçi sigortadan soğutuluyor. Eksper eğitimlerini daha çok daha yoğun yapmak gerekir. Yani bu bölgeye narenciye konusunda daha eğitimli, donanımlı eksper olması üreticiye de TARSİM’e de ciddi katkı sağlar. Ayrıca acenta eğitimine de ağırlık verilmeli. Çünkü çiftçiyi yönlendiren acenta.
- Engürülü: Başkanımız haklı eğitimi biraz daha artırmamız gerekiyor. Acenta yerine sigorta danışmanlığına ihtiyaç var. Buna önem vermek gerekiyor. Sonuç olarak sigortaya ne gerek var demeyelim. Sigortasız tarım olmaz.