COVID-19 geldi, böyle oldu. Geldi ve dünyanın düzeni değişti. Yüzbinlerce kişinin dünyası ve iş dünyası değişti. Evet, aşı ve sürü bağışıklığı ile salgının hızı kesilecek, kriz durumu sona erecek. Ama şu anda görünen o ki, hastalık yeryüzünden tamamen silinemeyecek; yine korunmaya devam edeceğiz. Acaba bu kriz sonrası iş dünyası ve çalışma düzeni nasıl olacak? McKinsey Global Institute, sekiz ekonomide oldukça kapsamlı bir araştırma yapmış. Araştırmanın kapsadığı sekiz ekonomi: Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Japonya, İspanya, A.B.D. ve Birleşik Krallık. Sonuçları bir rapor olarak (The future of work after COVID-19) yayınlamış. Aşağıda bu raporda sözü edilen bulguları ve benim yorumlarımı bulacaksınız.
1-Yeni faktör: Fiziksel boyut
Kimin aklına gelirdi ki, kişiler arasındaki fiziksel mesafe çalışma düzenini değiştirecek. Ama virüs sayesinde oldu. Çünkü virüs solumum yoluyla bulaşıyor. Bu nedenle insanlar arası mesafe ve ortam, kısaca fiziksel boyut, çalışma düzeninde dikkate alınacak önemli bir faktör oldu. Bu araştırmada meslekler, fiziksel yakınlık, insanlarla ilişkilerin sıklığı ve bulunulan fiziksel ortama göre sınıflandırılmış. Virüs dolayısıyla en çok etkilenen ve salgın öncesine göre sonrasında önemli değişimin yaşanacağı dört arena şöyle sıralanmış: Dinlence ve seyahat; yüz-yüze müşteri ilişkisinin olduğu perakende ve ağırlama; bilgisayara dayalı ofis işi; üretim ve depolama. Salgın öncesi ile sonrası arasında çalışma düzeni olarak fazla bir değişimin görülmeyeceği iki arena da şöyle. Birincisi, açık havada çalışanlar. Açık havada çalışanlar, salgın sonrası eski çalışma düzenlerine dönecek; pandeminin etkisi kaybolacak. Değişimin fazla olmayacağı diğer alan ise bire-bir yüksek temasın olduğu sağlık sektörü ve kişisel bakım.
2-Hızlanan eğilimler
İş dünyasında salgından önce ortaya çıkmış üç eğilim salgın ile birlikte daha da hızlandı. Bunlardan birincisi uzaktan çalışma. Teknolojinin getirdiği haberleşme kolaylığı ile uzaktan çalışma zaten başlamıştı. Ama pandemi ile birlikte yüz yüze temasın gerekmediği işlerde evden çalışma geçer akçe oldu. Ancak pandemi geçse bile bu eğilimin devam edeceği öngörülüyor. Çünkü insan rahata kolay alışıyor. Tümüyle evden olmasa bile, en azından haftanın 3-4 günü evde olan karma çalışma (hybrid) düzeni geçerli olacak. Bu tür karma çalışma biçimine geçecek işgücü oranı, gelişmiş ülkelerde %25, gelişmekte olan ülkeler için de %10 olarak tahmin ediliyor.
Bunun etkileri nasıl olacak? İnsanlar evden çalışmaya başlayınca toplu taşımacılığa, ofis binalarına, işyeri çevrelerindeki restoranlara ve perakende satış mağazalarına talep azalacak.
Salgın ile birlikte hızlanan ikinci eğilim olarak e-ticaret ve dağıtım ekonomisi gösteriliyor. Salgın sırasında bulaşma korkusu ve karantinalar dolayısıyla evinden çıkamayan kişilerin ihtiyaçları e-ticaret ve kargo şirketleri tarafından karşılanıyor. Bu artış 2020 yılında, pandemi öncesine göre 2 ile 5 kat arasında olmuş. Hizmete talep artınca da işgücü talebi de doğal olarak artıyor. Bu da işgücü pazarına bir hareketlilik getirmiş. İşgücü, talebi azalan yeme-içme sektöründen talebi artan e-ticaret ve dağıtım alanına kaymış.
Hızlanan üçüncü eğilim, otomasyon ve yapay zeka (Artificial intelligence) kullanımı gösteriliyor. İlerleyen yıllarda imalatta ve büyük depolarda (warehouse) robotların kullanımı artacağı tahmin ediliyor. Ayrıca self-servis alışveriş büfeleri (Kiosks), ve müşteri hizmetlerinde robot kullanımının da artacağı öngörülüyor
Yorum
Evden çalışmaya başlamışsanız, pandemi sonunda da devam edeceksiniz demektir. Patronunuzu diğer arkadaşlarınızla bilgisayar ekranında, aynı büyüklükteki kutucuk içinde görmeye devam etmek de zevkli olacaktır. Böylece en azından ekranda demokrasi sağlanmış olacaktır.
Ofisteki çaycıyı bile özleyeceğiniz hiç aklınıza gelmemişti, değil mi? Karma çalışma düzeni olursa onu en az haftada bir kez görme fırsatınız olacaktır.
Bir ufak öneri: Eğer evinizin mutfağını başkalarının görmesini istemiyorsanız iletişimde kullandığınız bilgisayar uygulamasının püf noktalarını iyi öğrenin. Arkanızda görünmesini istediğiniz resmi dikkatli seçin. “Bizim oğlan, yine bilgisayarımla oynamış” bahanesi her zaman geçerli olmayabilir.
Herkes evde olunca, kargo şirketlerinin “Geldik, bulamadık” bahanesi ortadan kalkıyor sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Sizi evde bulmamak için eve gelmemeleri yetecektir. Kargo dağıtımını yapan kişilerle iyi geçinin.
Eğer yaptığınız iş rutin bir işse, yaratıcılık yoksa yapay zekanın işinizi elinizden alması er geç gerçekleşecektir. Becerilerinizi geliştirerek farkınızı ortaya koyacak işlere yöneliniz.
3- Eğilimlerin etkisi işe ve ülkeye göre değişik
Eğilimlerin etkisi, iş arenasına ve ülkeye göre değişen farklılıklar gösterecek. Yukarda sözü edilen dört arenadaki işlerin gelişmiş ülkelerde %70’i, Çin’de %60’ı ve Hindistan’da %40’ının bu uzaklık faktöründen etkileneceği tahmin ediliyormuş. (Hindistan neden bu kadar az etkilenir diye merak edenler için söyleyeyim. Hindistan’da işlerin zaten %50’si açık havada imiş). Gelişmiş ülkeler arasında iş yoğunlukları farklılıklar gösteriyor. Örneğin A.B.D. ve Birleşik Krallık’ta ofis işi yoğunluğu fazla iken Almanya’da kapalı alanda yapılan imalat işi fazla. Bu nedenle etkilenecek işgücünün de ülkelere göre farklılıklar göstereceği öngörülüyor.
Bu değişimlerden büyük metropoller etkilenecek. Evden çalışma nedeniyle küçük şehirlere talep artacak.
Yorum
Türkiye’de durum nasıl diye merak ediyor olmalısınız; bu çalışmada Türkiye yok. Ama bakarsınız TÜBİTAK bir çalışma yapar, Kanal İstanbul olursa salgın tehlikesinin azalacağını açıklayabilir.
4- İşgücü değişiminde daha büyük sayılar ve düşük ücretli sayısında düşüş
Salgın sonrası 2030 yılına kadar araştırmada adı geçen 8 ülkede 100 milyon kişinin meslek değiştireceği tahmin ediliyor. Bu, salgından önce tahmin edilenden %12 daha fazla. Öte yandan gelişmiş ülkeler için bu rakam, %25 olarak öngörülüyor. Bu değişimlerden üniversite mezunu olmayanlar, kadınlar, etnik azınlıklar en çok etkilenen kesim olacak. 2030 yılına kadar düşük ücretli kişilerin işgücündeki payı azalırken STEM ( Science, technology, engineering, math) mesleklerdekilerin payı artacak.
Yorum
Görünen o ki, “Beni ne mühendisler, ne doktorlar istedi” övünmesinde sözü geçen mühendislerin dünyada yıldızı yine parlak olacak.
Sonuç
Bu yazımda COVID-19’un etkileri dile getirildi. Bu değişimlere şirketler ve profesyoneller nasıl cevap vermeli konusunu da gelecek hafta işleyeceğim.
Sağlıklı günler dileklerimle…