COVID-19’dan en az etkilenecek sektör yeşil enerji

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve IEEE Etkinlik Başkanı Prof. Dr. Ömer Usta, “Salgın süresinin uzaması, her alanda olduğu gibi enerji sektöründe de önemli sıkıntılara neden oluyor” diyor. Usta, yeşil enerji sektörünün, gerek öncelikli yatırım alanı olması, gerekse toplum tarafından desteklenmesi nedeniyle salgın sürecinden en az etki lenecek alan olacağını söylüyor.

IEEE (Institution of Electrical and Electronic Engineering, ABD Elektrik, Elektronik ve Bilgisayar Mühendisleri Odası), misyonunu ve kuruluş amacını, “insanlığın yararı için teknolojik gelişmelere önayak olmak” şeklinde tanımlıyor.

Bünyesinde 35 farklı topluluk yer alan Enstitü, dünya çapında her yıl 2 bine yakın konferans, seminer, bilimsel ve teknolojik etkinlikler düzenleniyor; 170’e yakın bilimsel dergi yayınlanıyor. Bunun yanı sıra, elektrik, elektronik ve bilgisayar alanlardaki standartların önemli bir kısmı IEEE’ye bağlı kurumlar tarafından geliştirilerek basılıyor.

IEEE’nin Türkiye’de yaklaşık bin 200 üyesi bulunuyor. ‘Türkiye Bölümü’nde elektrik ve enerji, haberleşme, otomatik kontrol, devreler ve sistemler gibi 15 farklı kol bulunuyor. Üyelerden bazıları IEEE’nin üst kademelerinde yönetici olarak yer alıyor. Bu çerçevede üyeler, Türkiye’de, çeşitli bilimsel ve teknolojik etkinlikler düzenleniyor. 2021 yılının Eylül ayında düzenlenecek olan “2021 IEEE PES GT&D International Conference & Exposition” bunlardan biri.

Etkinlik Başkanı ve İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Usta “Türkiye Bölümü yürütücülüğünde, 2021 yılının Eylül ayında düzenlenecek olan etkinliğe Türkiye’deki ve dünyanın dört bir yanındaki akademisyenler, araştırmacılar, endüstri uzmanları ve teknoloji liderlerinin yanı sıra elektrik, enerji, bilişim ve finans gibi çeşitli sektörlerden şirketlerin katılması hedefleniyor. Etkinlik kapsamında; enerji ve elektrik sanayisinin problemlerinin çözümlerine yönelik endüstriyel paneller, geleceğin elektrik şebekeleri ve ilgili teknolojilere yönelik çeşitli bilimsel ve teknolojik oturumlar olacak” bilgilerini veriyor. Dr. Ömer Usta’nın enerji ve elektrik sanayisinin geleceğine yönelik yorumları şöyle:

Yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik sadece talepteki büyümeyi karşılayabiliyor

“COVID-19 süresince insanların çoğunlukta evde kalmaları, ekonomik faaliyetlerin azalması ve sanayinin de çok yavaşlamasının doğal bir sonucu olarak dünya genelinde enerji tüketimi önemli oranda düştü. Göreceli olarak enerji kullanımında yenilenebilir kaynakların oranı da arttı. Salgının etkisi zayıfladıkça, durum tersine dönecek ve enerji tüketimi küresel olarak artacak. Elektrik enerjisi açısından bakıldığında, ilgili yatırımların teşvik edilmesiyle yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisi oranı da giderek yükseliyor. Ancak, küresel ölçekte elektrik enerjisine yönelik talep büyümeye devam ettiği için yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimindeki artış, sadece talepteki büyümeyi karşılayabiliyor. Ama yine de bu durum elektrik üretiminde fosil kaynakların kullanımındaki artışı engelleyecek. Uluslararası Enerji Raporu’na göre, elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 26’ya yükselirken, bu oranın ısıtma ve soğutma sektörlerinde yüzde 10 ve ulaşımda yüzde 3 seviyesinde olduğu ifade ediliyor.”

Yenilenebilirde hedeflere ulaşmak için teknoloji ve yatırım finansmanı şart

“Yenilenebilir kaynaklardan enerji elde etmede istenilen hedeflere ulaşmak için iki temel gereksinim bulunuyor. Bunlardan birisi teknoloji, diğeri de yatırımların finansmanı. COVID-19 sürecinden önce ilgili teknolojilerde sürekli gelişmeler yaşanırken yatırımlarda da sürekli artışlar söz konusuydu. Dolayısıyla yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisi de sürekli artıyordu. Şu ana kadar teknolojinin sağlanabilirliği ve yatırımların sürdürülebilirliği konusunda ciddi bir sorunun olduğunu düşünmüyorum. Ama salgın süresinin uzaması, her alanda olduğu gibi enerji sektöründe de önemli sıkıntıların ortaya çıkmasına neden oluyor. Öte yandan yeşil enerjiye yatırım öncelikli alanlar arasında olduğu ve toplumun da bu yönde bir ısrarı olduğu için salgın sürecinden en az etkilenecek alan olacağını düşünüyorum.”

Teşvikler yeşil enerji alanında yoğunlaşıyor

“40-50 yıl önce kömür santralleri kurulurken buna kimsenin tepkisi veya itirazı yoktu. Bugün ise çevreye olan etkileri nedeniyle kömür veya fosil yakıtlarla çalışan santrallerin kuruluşlarına bir tepki söz konusu. Toplum artık enerji geliştirmede ve elektrik üretiminde çevreye duyarlı teknolojilerin geliştirilmesini ve kullanılmasını istiyor. 1980 yılında, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve bunlardan elektrik üretilmesinin teşvik edilmesi uygulaması gündeme geldi. Zaman içerisinde çevre kaygıları da işin içine girince, teşvikler yeşil enerji alanında yoğunlaşmaya başladı. Bu teşviklerin desteği ile gerçekleşen üniversite-sanayi işbirliği kapsamında yürütülen projeler sayesinde bu alanlarda yavaş yavaş bilgi birikimi oluştu, bu bilgilerin adım adım teknolojiye dönüştürülmesi sağlandı, geliştirilen bu yeni teknolojiler kullanılarak tesisler inşa edildi ve elektrik üretimine geçildi. Türkiye’de özel sektör bu çalışmaların ağırlıklı olarak son kısmına, yani mevcut teknolojileri kullanarak yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretilmesine destek oluyor. Bunu pozitif bir adım olarak görüyorum. Türkiye’de elektrik enerji ihtiyacının her on yılda yaklaşık 2 katına çıktığı düşünülürse ve bu artışın yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılanması hedef alınırsa, kamu ve özel sektörün desteğine ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuz gözler önüne seriliyor.”

Tüm yazılarını göster